PKK’ya ABD, Batı ve NATO desteği,

PKK terörünü bitirmek için düğmeye basan ve operasyonlarına aralıksız devam edileceğini duyuran başbakan ve hükümet yetkililerinin terörle mücadeledeki bu kararlı tutumunu olumlu bulmakla beraber. Terörün sonlandırılması için terör örgütünü açık ve dolaylı destekleyen ülkelere karşıda BM ve NATO nezdinde uluslararası kamuoyu oluşturmak gerektiğine de sürekli konuyla ilgili yazılarımda vurgu yapmaktayım.

PKK terör örgütünün TSK tarafından yapılan operasyonlarla güç kaybettiğinde, köşeye sıkıştığında arkasındaki batılı güçlerin kapısını çaldığını artık herkes görüyor ve biliyor.

Bir numaralı müttefikimiz ve dostumuz! ABD terörle mücadele konusunda özellikle K.Irak’ta yapılan operasyonlarımıza istihbarat bilgi paylaşımı da olmak üzere destek veriyor. ABD Türkiye’ye bu desteği verirken diğer taraftan da bizi arkamızdan vuruyor. Nasıl mı?

ABD, yönetimi bir taraftan PKK'nın terör örgütü olduğu dilinin ucu ile ifade ederken diğer taraftan da PKK’nın Suriye’deki kolu PYD’nin terör örgütü olmadığına yönelik açıklamalarda bulunuyor. Bu da yetmiyor, PYD’yi IŞİD’le mücadeleyi dayanak göstererek silah, mühimmat ve askeri eğitim vererek destekliyor.

ABD ve Batı’dan PKK’ya silah, mühimmat ve askeri eğitim desteği;

ABD, Suriye’de PYD’nin kontrolünde bulunan bölgede oluşturulan güvenlik koridoruna yerleştirdiği ABD Özel Kuvvetleri'ne mensup askerlerinin içerisinde bulunan savaş ve bomba uzmanı subayları tarafından PYD/PKK terör örgütü mensuplarına ağır silah kullanımı, el yapımı patlayıcılar (EYP) tuzaklama, pusu ve savaş taktikleri konusunda eğitim veriyor.

Temmuz ayından bu yana patlayan (EYP)’lerin, ABD’nin ve PEŞMERGE’nin desteği ile KOBANİ’de IŞİD’e karşı yapılan mücadele döneminde PYD’ye verilen, bir kısmı IŞİD’den ele geçirilen, bir kısmı da ABD’nin marifetiyle PYD/PKK tarafından yapılan patlayıcılardır.

Almanya'nın K.Irak’ta PEŞMERGE’ye, Suriye’de PYD’ye  IŞİD’le mücadele de kullanmak üzere verdiği birliklerini “MILAN anti tank füzeleri” ve tahrip gücü yüksek “DM51A1” model el bombalarının PKK’nın eline geçtiğini. Almanya'nın PKK'ya özel modern silahlar ürettiği ve bunları Hollanda Kraliyet Hava Kuvvetleri'ne ait kargo uçakları ile bölgeye sevk ettiğini biliyoruz.

Geçtiğimiz yıl Tunceli Ali Boğazı mevkiine keşif uçuşu yapan Sikorsky ve Çemişkezek’te Kobra tipi helikopterimiz pilotları tarafından füze kitlendiği sinyali almış, alınan sinyalin Rus menşeli “SA-8 ikaz sinyali” olduğu tespit edilmiş. Buda PKK’nın elinde bu füzelerin olduğu ve Türkiye’ye soktuğunu ortaya koymaktadır. Bunların dışında İngiltere, Fransa ve İtalya gibi batılı ülkeler ile Rusya, İran, İsrail olmak üzere birçok ülkenin silah, mühimmat ve eleman desteği verdiği bilinmektedir.

Bütün bu deliller dost! ve müttefikimiz ABD ile BM ve NATO’da birlikteliğimiz olan ülkelerin ülkemizi bölmeye, parçalamaya çalışan PKK terör örgütüne alenen silah, mühimmat ve askeri destek verdiğini göstermektedir.

Türkiye’nin sınır güvenliğinden sorumlu, uğrayacağı saldırılar karşısında Türkiye’nin yanında yer alması gereken BM ve NATO ülkelerinin Türkiye’nin 32 yıldır başına musallat olan ve binlerce vatandaşını kaybetmesine sebep olan terör örgütüne silah ve askeri desteğin yanı sıra siyasal destek vermesi de düşündürücüdür.

NATO merkezi PKK’nın da merkezi;

NATO’nun merkezi Belçika’nın Başkenti Brüksel adeta PKK’nın yönlendirildiği bir merkez görevini üstleniyor. Avrupa’nın “terör örgütleri” listesinde bulunan PKK ile yan kurumları HDP, KCK, KNK ve yöneticilerinin Avrupa ziyaretleri ya Brüksel’den başlar ya da Brüksel’de noktalanır. PKK’nın önemli toplantıları da genellikle bu şehirde yapılır.

Geçtiğimiz hafta PKK’nın yan kuruluşu KNK (Kürdistan Ulusal Kongresi), Brüksel’de üç gün süren bir toplantı yaptı. KCK Yürütme Konseyi Üyesi Murat Karayılan'ın konferansa gönderdiği mesajda, Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tehdit eden açıklamalar yer aldı. Aynı zamanda KNK üyesi de olan Murat Karayılan, dünyaya “Özgür Kürdistan’ı kurma sürecinde” olduklarını duyurdu. 

Brüksel, üyesi olduğumuz NATO’nun merkezi, Türkiye sınırlarının savunmasından da sorumlu olan. PKK’yı “terör örgütü” ilan eden NATO’nun merkezinde Türkiye’yi tehdit eden PKK örgütü açıkça toplantılar yapıyor ve ülkemizi böleceğini ilan ediyor. Bir müdahale, kısıtlamaya maruz kalmıyor.

Belçika ve NATO yönetiminin bu tutumu, Brüksel’de KCK tarafından verilen bu mesaj PKK ve HDP’nin asıl hedefini ortaya koyduğu gibi, arkasına aldığı güçlerin açıkça desteğini de bir kez daha gözler önüne sermesi bakımından dikkat çekicidir.

Arkasına ABD, Rusya ve batılı emperyalist güçlerin desteğini almadan bir hiçbir örgüt yapılanmasının mümkün olmayacağı gibi varlığını sürdürmesi de mümkün değil. Kaldı ki devlet kurmaya teşebbüs etsin bu asla mümkün değildir.

Bütün bunlar gösteriyor ki, 2013’de başlatılan çözüm süreci kapsamında yapılan reformlar bölgede istikrar ve güven ortamının sağlanmasına, 7 Haziran seçimlerinde HDP’nin barajı aşarak 80 milletvekili! ile meclise daha güçlü girmesine rağmen. Çözüm sürecini sonlandırarak yeniden silahlara sarılmasının tek nedeni arkasına aldığı Batı’nın bu desteğidir. Batı’nın desteği olmasa PKK’nın meclisteki uzantısı HDP’nin 7 Haziran’da daha fazla siyasal güç kazanmasına rağmen Çözüm süreci de devam ederken PKK süreci sonlandırarak terörü yeniden tırmandırmazdı.

İbrahim Halil SİPAHİ

30.09.2015/İSTANBUL