PKK’yı bitirmek için yöntem değiştirilmeli

Ak Parti hükümeti iktidarının belli bir döneminden sonra “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” altında birçok etnik gruba yeni haklar sağladı. Bu etnik grupların en çok konuşulanı Kürt kardeşlerimizdi hiç şüphesiz. Kürtçe televizyon, Kürtçe müzik, Kürtçe seçmeli ders ve benzeri ılımlı adımlar atıldı. Fakat bu adımların kendi sayelerinde atıldığını zanneden gruplar elde edilen hakları kabul edilemez noktalara getirdi. İşin ucu Kürdistan’a kadar uzanınca hükümet bu işin sonunun gelmeyeceğini anlayarak bir nevi bu politikaya dur dedi ama yapılan yeniliklerden de taviz vermedi. Geldiğimiz noktada birçoğumuzun kabul edemeyeceği terör tablosu ortaya çıktı. Kabul etmek gerek hükümet “Demokratik Açılım” sürecini iyi yönetemedi.

Şimdi bu dakikadan sonra terör ile mücadelede yapılacak politika sap ile samanı ayırmak olacaktır. Yani Kürt kardeşlerimize verilen haklar zaten onların elde etmesi gereken haklardı onlardan geri adım atmak Türkiye’ye yakışmaz ama PKK ve BDP’nin de bu süreci kendi lehlerine çevirme adımlarına da engel olunmalı. Aksi takdirde Türkiye’nin ılımlı tavrını kullanarak kabul edilemez eylemlerine devam edecekler.

Mesela ne yapılabilir?

BDP hükümetin güttüğü ılımlı politikayı fazlasıyla kullanıyor. PKK’lılara karşı gösterdiği basın sözcülüğü görevi, rahatça Kürdistan diyebilmeleri, Apo’ya sayın diyebilmeleri, bir belediye başkanının bile savaştan, devlet kurmaktan bahsedebilmesi ve en son olarak PKK – BDP kucaklaşması bunun en bariz örneklerinden. Kimse unutmasın ki hiçbir kimsenin bunu yapmaya hakkı yoktur. Devlet çıkaracağı yasayla bu “Her kim olursa olsun kasti olarak devletin devamlılığını tehlikeye atacak ve terör örgütünü övecek adımlar atarsa cezalandırılır” maddesini koymalı ve bu tür adımları engellemeli. Özgürlük yediğin çanağa pislemek değildir.

İkinci bu özgürlüğü kendi lehlerine kullanmaya çalışan grup ise PKK. Şehir içinde daha fazla gezer, eylem yapar, bomba patlatır oldu son zamanlarda. Terör örgütüne üyeliğin cezaları daha da ağırlaştırılmalı. Hatta idam bile sadece terör örgütüne olmak üzere yeniden getirilmesi düşünülmeli. PKK lehine yürüyüş ve gösteri yapanlar kim olursa olsun ağır cezaya çaptırılmalı, çocuk istismarı yaptıklarından dolayı çocukların bu suçlarını çekeceği özel hapishaneler açılmalı ve çocuklar orada hapsedilmeli ki bu yollu çocukların kullanılması engellenmeli.

Kısacası sap ile saman ayrılarak Kürt kardeşimize hak ettiği şekilde davranıp teröre de en sert tepkiyi vermeliyiz. Bu adımlar ilk atıldığında belki Türkiye nereye gidiyor, özgürlükler gidiyor diye propaganda yapılacaktır ama inanın bu sap ile samanı ayırma politikası en kısa sürede meyvesini verecektir.

Bakın Fransa’ya sadece oy için, başında bir terör olayı olmamasına karşın birilerine yaranma adına “Soykırım Yok Demek Yasaktır” gibi bir yasayı çıkartabiliyorken biz başımızda terör belası varken neden “PKK’ya yardım ve yataklık etmek; PKK’yı övmek yasaktır” diye yasa çıkartamıyoruz?

Bu yeni mücadele sürecinde elbet Avrupa Birliğinden ve bazı ülkelerden zıt yönde açıklamalar gelecektir ama bizim ne kadar umurumuzda olacaktır işte önemli olan bu.

Biz 1984’ten beri 300 Milyar Dolar PKK’ya para harcamışız, düşününsene bu paranın kasamızda olduğunu.

Mehmet Emin ÖZTÜRK