Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ALİ GALİP AKYILDIRIM

http://blog.milliyet.com.tr/aligalip

04 Ekim '17

 
Kategori
Siyaset
 

Plaka Merakı

Plaka Merakı
 

Gerçekçi olmak zorundayız. Biz Güneydoğu sorununu çözmeden bu sorunu daha da büyütecek sınır ötesi toprak kazanma isteğinin bize nelere mal olacağını da düşünmek lazım.


Hamasiyetten hoşlanan herkesin ağzında 82 Kerkük, 83 Musul!

Kulağa hoş geliyor değil mi?

Diyelim ki Musul ve Kerkük Türkiye coğrafyasına katıldı. Sonra ne olacak?

Bu işler bu kadar kolay mı?

O topraklarda Türkmenler var, Kürtler var, Araplar var bu durumda onlar ne diyecek bu işe?

Hepimizin bildiği gibi Musul Mondros Ateşkes Antlaşması'nın imzalandığı sırada Osmanlı Devleti'ne bağlıydı. İngiltere, Mondros Ateşkes Antlaşması'nın 7. maddesine dayanarak, antlaşmanın imzalanmasından birkaç gün sonra Musul'u işgal etti. Milli Mücadele'nin zor koşulları içinde TBMM Hükümeti bu bölgeyle ilgilenemedi.

 Türkiye, Lozan Konferansı'nda Musul ve Kerkük'ün Misak-ı Millî sınırları içerisinde yer aldığını söyleyerek İngiltere'den Musul'un kendisine bırakılmasını istedi. İngiltere, bu bölgenin Milletler Cemiyeti'ne götürülmesi kararlaştırıldı.

Musul sorununun çözümlenmesi için İngilizlerle ilk kez 1924 yılında İstanbul'da Haliç Konferansı'nda görüşmeler yapıldı. Bu görüşmelerde İngilizler‘in Musul Vilayetinin yanı sıra Hakkâri’yi de talep etmelerinden ötürü anlaşmaya varılamadı.

Bunun üzerine, 1926 yılında Musul Sorunu Milletler Cemiyeti'ne götürüldü. Sorun burada da çözümlenemeyince Yüksek Adalet Divanı'na verildi. Burada da olumlu bir sonuç alınamadı. Nihayet, İngilizlerle Ankara'da bu konu üzerinde yapılan görüşmeler bir anlaşma ile sona erdi.

Sonuç olarak 5 Haziran 1926 tarihinde Ankara Antlaşması imzalandı.

1926 Ankara antlaşmasının maddeleri de şunlardı.

Musul vilayeti Irak'a ait olacak.

Türkiye ve Irak arasındaki ateşkes hattını belirleyen Brüksel Hattı sınır olarak kabul edilecek.

Irak Musul'dan elde ettiği petrol gelirinin %10'unu 25 yıllık bir süre için Türkiye'ye verecek.

Türkiye bu parayı 4 yıl boyunca almış, kalan 21 yıllık hakkından ise 500.000 Sterlin'e İngiltere lehine vazgeçmiştir.( Kaynak: Murat Bardakçı / Musul Gerçeği)

Yani 1926 Ankara anlaşması sonrası, Türkiye gücümüz yok diyerek, Musul ve Kerkük’ü Irak’a bırakmış, müdahale hakkından vazgeçmiştir.

Gerçekçi olmak zorundayız. Biz Güneydoğu sorununu çözmeden bu sorunu daha da büyütecek sınır ötesi toprak kazanma isteğinin bize nelere mal olacağını da düşünmek lazım.

Şunu herkesin bilmesi gerekiyor, Irak'ın bütünlüğü bozulursa, Musul, Kerkük, Erbil filan bize verilmeyecek! 1926 Ankara Anlaşması Türkiye’nin Irak ile olan sınırlarını belirlemiştir.

Şunu herkes iyi bilmeli ki toprak alınca zengin olmayacağız. Asıl zenginlik elimizde bulunan vatan topraklarının değerini bilmek ve onun bize verdiği zenginliği hakça ve adaletle paylaşmaktır. Üreterek yaşamaktır. Yeraltı ve yerüstü zenginlerimizi milli politikalarla değerlendirmektir.

 Bilmeliyiz ki ülkeler, toprak genişliğiyle değil beyinlerin genişliği ve insanlarının çağa uygun gelişmişliğiyle ilerlemektedir. Bunu somut olarak görmek içinde Türkiye’nin yüzölçümünün dörtte biri kadar olan İngiltere’ye, Konya kadar olan Hollanda’ya, Kore’ye bakmak lazım.

Kısacası, önce 81 tane plakaya sahip cennet vatanımızın kıymetini bilmeliyiz.

Ali Galip AKYILDIRIM

 

 
Toplam blog
: 264
: 396
Kayıt tarihi
: 28.07.14
 
 

1959'da doğdu. Sınıf Öğretmenliği okudu.1979'da Öğretmenlik görevine başladı. Hayatın; okumak, ya..