Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '07

 
Kategori
Hızlı Tüketim
 

Plastikleşmiş hayat

Plastikleşmiş hayat
 

Şubat ayı sonunda maaşımı çektiğim ve alış verişlerimde nakit para gibi kullandığım kartımın süresi bitiyordu. Yenisi de gelmediği için banka ile görüştüm. Bana, maaş hesabımı kredi kartıma bağlamayı önerdiler. "Harika" dedim, gezegenimizi bir madde kirliliğinden kurtaracağım için sevindim. Söyledikleri işlemi gereçekleştirdiler.

İki gün sonra alış verişte kartımı nakit çekim için verdim, sorun çıkmadı, para çekildi. Sonraki gün ATM ye para çekmeye gittim ve hesabımda bir azalma olmadığını gördüm. Anladım ki, o günkü alış verişte direk kredi kartı olarak tanımıştı makina. İtirazım yok, şekil ve işlevsel olarak o bir kredi kartı, ancak 2 hesaba birden bağlı. Böyle bir karışıklığı hiç düşünmemiştim. Tekrar bankayı aradığımda, evet maaş çekim işlemi yapabileceğimi, fakat para kart olarak kullanamayacağımı söylediler. Oysa ben kartı verdiğimde makinanın 'hangi hesaptan' diye bir soru soracağını sanarak böyle bir teklifi kabul etmiştim. Sonuç olarak yeni bir kart istemek zorunda kaldım...

Telefonu kapattıktan sonra "teknoloji beyinleri de eksik çalışıyor" dedim. Oysa eksik çalışan beyinler değil, daha çok kazanma çarkının bıkıp usanmadan dönmesiydi. 2. kart gelecek, kart üreticileri kazanacak... Beri taraftan, kredi kartımı kullandırıp kart parası alacaklar, (ama artık alınmıyor galiba) ödeme yapılmadığında faiz işletecekler vs. vs. Para kazanmak için de kullanılıyoruz, harcamak için de...

Bunları yaşarken, cüzdanımdaki kartları gözden geçirdim. Ben ki her bankadan kredi kartı sahibi değilim, 1 tane var. Fakat cüzdanım 'plastik' çöplüğü. Eski maaş kartım, ama süresi bitmemiş, 2 tane market kartı, yakınımda ikisi de yok oysa, 1 tane emeklilik, 1 tane sağlık sigortası kartı. Buraya kadar çok fazla değil ki diyebilirsiniz. Olmayabilir, fakat daha bitmedi ki... Sağlık sigortasının ambulans ve yıllık ücretsiz kontrol kartı, 2 mağzanın indrim kartı, klup ve dernek kartları, kedimin köpeğimin veteriner kartı, arkadaşımın jest olsun diye gönderdiği barın kartı, bir telefon firması üyelik kartı (ne işe yarıyorsa?) Ne zaman bu kadar kart sahibi olmuştum, farkında dahi değilim. Paradan çok kart ağırlığı vardı. Zaten artık cüzdanlar kaybolduğunda, çalındığında içindeki kartlara, ehliyete, kimliğe yanıyoruz "onları iptal et, tekrar çıkart, çok uzun iş." Doğru, uzun iş, çünkü hayatımız plastik olmuş...

Çarkın dişlerinden biri olduğumu anladım birden, zira çok fazla seçeneğimin olmadığını gördüm aynı zamanda. Örneğin market kartları; ender alış veriş yapıyorum oralardan, ama yaptığımda indirimlerinden yararlanmak için atamadım. Kapkaç olaylarından dolayı üzerimde çok para taşımak istemiyorum, bir de alış verişlerde kuruşlu kusuratlarda eksik para ya da kasanın yanında duran sakızlardan vermelerine sinir olduğum için, direk para kartımı kullanıyorum. Ee sağlık sigorta kartım üstümde olmalı, dernek kartımın ve birkaç tane daha atamadığım...

Kimine göre çok ve gereksiz olmayabilir. Yaptığım temizlik neticesinde artık cüzdanımın gözlerinde tek kart var. İşe yaramayanları ortadan kesip, 'plastik' atık kutusuna atmak için ofise götürdüm bu sabah, ama binaya girebilmek için cebimdeki plastiği kullandım...

 
Toplam blog
: 17
: 531
Kayıt tarihi
: 20.10.06
 
 

Yazı yazmayı yaptığım işten çok daha fazla seviyorum. Lakin; bana para kazandıran işe, yazmaktan faz..