Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Haziran '12

 
Kategori
Futbol
 

Platini, “şike” dedi mi, niye akla Fenerbahçe getiriliyor?

Platini, “şike” dedi mi, niye akla Fenerbahçe getiriliyor?
 

Sözcüklerin “çağrışımsal anlamı”, kişinin ilgi/ uğraş alanına, çevresine, kültür birikime göredir. Bu nedenle, sözcüğün “çağrışım”ı, kişiden kişiye değişir.

Sözgelimi, “fener” sözcüğünün “çağrıştırdıkları”nda öncelik nededir?

Fenerbahçe!
Deniz Feneri!
Fener Rum Patriği!
Fener alayı!


Bir başkası için, bir başkası için... diye sürüp gider örnekler.

Bazen de, bir cümle, neler çağrıştırmaz neler!...

Gazeteci yazar Cüneyt Arcayürek’in deyişiyle, “darbeleri inceleyen komisyon üyelerine bilinmeyen hiçbir şey söylemeyen Süleyman Demirel’in” şu cümlesinde olduğu gibi:

 “Yarın da bugünkü yanlışları, bir başkası araştırır.”

Buna “ben”li, "biz”li yanıt verilirse, diyecek laf olmaz.

“Çağrışım”da ortak yan bulmak, her zaman da olmaz. Bazen de “yönlendirme”, bir başka deyişle kamuoyu oluşturma, söz konusu sözcüğü duyanları bir “ortak nokta”ya götürür. Bunda, başparmağını insanın gözüne sokarcasına öne çıkanların payı yok değil.

*****

“Çağrışımsal anlam”,  gündemden ne zaman düşeceği bilinmeyen “futbolda şike”de de öyle...

“Şike” etrafında estirilen rüzgâr, nedense, “aynı yön”e, Fenerbahçe’ye doğru estiriliyor. UEFA ya da Başkanı Platini, ağzını açmaya, “şike” demeye görsün, haberin başlığını duyanda, çağrışımın odaklandığı nokta değişmiyor.

Fenerbahçe ise, üstüne alınmıyor; haklılığını savunuyor.

Platini’nin geçenlerde yaptığı bir değerlendirme, “Şike yapanı aramızda barındırmayız” diye sağda solda yer buldu.

“Şike”nin “çağrışımsal anlamı”yla yola çıkanlar, çevirmenlik yapıyorlar:

Platini bize mesaj verdi; birini işaret etti!

Anladınız değil mi?

Haberin içeriğinde, genel geçer sözler bir yana, Platini’nin "ırkçılık"tan, İtalya’dan söz ettiğini görüyorsunuz. Sizin görmeniz yetmiyor, "çağrışım"la gelen algı, yanmış yemek kokusu gibi, her tarafa sinmiş oluyor.

Gel de, “koku”dan kurtul!

Sadece başlığa takılan kaç kişi bunun Türkiye’yle ilgili olmadığını düşünür?

Düşünmekle kalmaz, bunu gelir, sadece bir takıma bağlar. Sonra gelsin "çaylar kahveler", "vursun davullar, çalsın  zurnalar" misali, senaryolar, kesin hükümler!

*****

Niye böyle oluyor?

3 Temmuz sabahından beri “şike”yle yatıp kalkan bir toplum olduk.

“Futbolda şike” sürecinde, gördük ki, futboldan, inceliklerinden, kurallarından uzaktan yakından ilgisi olmayanlar da, birer “uzaman” olarak ekranlarda boy gösterdiler. Anlayanlar, bilenler de, kendilerine göre bir kamuoyu oluşturma yolunu seçtiler.

Olan futbola, Milli Takım’a oldu!

“Şike”nin TFF ayağı bitti. Bu ay sonunda, yargının mahkeme ayağı da biteceğe benziyor. TFF, takımları, kimi yöneticileri kurtardı. Mahkemenin ilk ayağı da TFF’ye ters düşmeyecek bir karara varırsa, ne güzel, iki karar örtüşeceği için, “TFF, demek ki, doğru yapmış!” denecek.

Yoksa?

*****

Kimilerinin gözü mahkemeden çıkacak kararda; kimilerinin iki gözü/ kulağı, hem mahkemede hem de UEFAda...

UEFA’dan, ceza alacak takımların kararının çıktığını, “Hangileri?” dendiğinde, “Takım adı vermeyelim”le ne kadar hakka hukuka bağlı olunduğunu gösterenler için “UEFA sopası” indi bile.

UEFA kararını verse de, kurtulsak!

UEFA’nın kararıyla kurtulan olursa, toplumu ayağa kaldıran/ gerenler, acaba ne yaparlar?

Bilmesine bilinmez, ama  “UEFA sopası” kafalara inerse, işte o bilinir:

Gündüz bile “havai fişek” gösterisi yapılır!


http://www.facebook.com/turgutcelik

https://twitter.com/#!/turgutcelik

turgutc@ttmail.com

 
Toplam blog
: 2458
: 2418
Kayıt tarihi
: 10.11.08
 
 

24 Kasım 1944'te İspir'de doğdum. Ankara Kurtuluş Lisesi'ni, Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Tü..