Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '16

 
Kategori
Öykü
 

Platonik Plüton - Bölüm 1 (seninle sevişmek istiyorum seni seviyorumu )

Platonik Plüton - Bölüm 1 (seninle sevişmek istiyorum seni seviyorumu )
 

Platonik Plüton Bölüm 1


Kitabın ortasından bir gün geçireceğini anladığında banyoda yüzünü yıkıyordu Donnie.
Bugünü dünden ayıran bir şeyler olduğu her ne kadar bariz olsa da görmemezlikten geliyor ve yarına en kestirme nereden gidebilirim diye düşünüyordu.
Yarım yamalak bir kahvaltı ardından üzerini giydi ve kendisini dışarıya attı, nereye, ne yöne gideceğini bilmeden.


~
Yavaş yürürse daha fazla yorulacağını düşünen bir adamdı Donnie.
Hızlı yürürdü hep, bir yerlere yetişmeye çalışırcasına, kendinden kurtulurcasına, huzura varırcasına.
Oysa ne yetişebilir, ne kurtulabilir, ne de varabilirdi.
Üzülemediği için üzülen bir adamdı, kolaya kaçmayı zor bula , kabullenmemeyi kabullenen, kendi yarattığı ironilerle yaşamının her noktasında ölü pikseller barındıran bir adamdı Donnie.
Çünkü o Donnie.
Anlaşılmaya çalışılması anlaşılmaz kılar tüm anlaşılırlarınızı.
~

 

Uzun bir yürüyüşün ardından kendisini sahilde buldu. Gözüne bir bank kestirdi ve oturup sigarasını yaktı.
Bir oturma bankını hiç ortalamazdı Donnie. Hep köşesine kurulurdu. Yanının dolacağından değil, dolmasını arzuladığında da değil, sadece kıyıya olan yakınlığından.
Ki dolmazdı da hiç.
Bugüne kadar..
Aslında öncesinden sonrasına kadar.

 

A - Afedersiniz oturabilir miyim ?
D - Tabii ki


 / Donnie biraz daha dinlendikten sonra kalkmak üzereyken ;

A - Bizler denize bakan bu bankların kurbanlarıyız.
D - Pardon ?
A - Ben Amy.
D - Donnie.

 / Bir kaç saniyelik sessizliğin ardından ;

A - Söyler misin Donnie seni diğerlerinden farklı kılan nedir ?
D - Adını saniyeler önce öğrendiğiniz birine bu tip bir soru sormak için erken değil mi ?
A - ( Gülümseyerek ) Aslına bakarsanız saatin kaç olduğuyla ilgili bir fikrim yok.

 / Donnie zorlama bir gülümsemenin ardından ;

D - Pekalaa. Diğerlerinden farklı olduğum kanısına nereden vardığınızı , neden böyle düşündüğünüzü öğrenebilir miyim ?
A - Öylesiniz. Öyle olduğunuzu düşünmüyorum, hissediyorum, hissedebiliyorum.. Yoksa sezgilerimde yanılıyor muyum ?

  / Donnie yüzünü Amy'e döner ve ;

D - Yanılıyorsunuz. Ben aynıyım. Ki farklılıklar çoğaldıkça aynılaşılır, "farklı" adı altında aynılaşılır. En azından ben böyle düşünüyorum. Tüm farklıların farklı olduğunu düşünme şeklinin aynı olma...

 / Amy araya girer ;

A - "Aynı" adı altında farklılaşılır olmak.. Ben aynı bir farklı değilim , farklı bir aynıyım mı diyorsunuz ? Ya da farklıyım ama sizin farklı diye nitelendirdiğiniz farklılıklarla pek bağdaşmıyorum mu diyorsunuz ?

D- Güzel ifade ettiniz. Lakin eksik.

A - Tamamlayabilirsiniz.

D - Belki başka bir zaman, başka bir bankta.


 / Donnie tekrardan kalkmak üzereyken ;


A - Her gün bir bankta oturup kendinle konuşmaktan hala inanılmaz keyif alıyorsun değil mi ? Ve de şu kelime oyunlarından ?

D - Hala ?

A - Tamam pes, ben rolden çıkıyorum. İyi de yapamadım zaten. Hep söylerdin şu sizli bizli konuşmayı bir türlü beceremiyorsun diye.

D - Anlamadım ?

A - Donniee hadi amaa. Aradan geçen bunca yıldan sonra konuşacak çok şeyimiz olmalı. Sende çık şu rolden.

D - Üzgünüm ama söylediklerinizden hiç bir şey anlayamıyorum .

A - Dur bir dakika sen ciddisin ? Bu yüz ifadesini biliyorum.

D - Beni biriyle karıştırmadığınıza emin misiniz ?

A - Beni gerçekten de hatırlamıyor olamazsın Donnie ?

D - ( Şaşırmış bir yüz ifadesiyle Amy'e bakar )

A - Donnie ? Oov hatırlamıyorsun ..

D - ( Kafasını sağa sola sallar )

A - Benimle tanıştığın bu bankta ? Tam burada ? Beni hatırlamadığını mı söylüyorsun ?

D - Bir hafıza kaybı problemi yaşamadığımdan oldukça eminim, sizi ilk kez burada gördüğüm ve konuştuğumdan emin olduğum gibi. Sanırım bir yanılgı içerisindesiniz.

A - Bu mümkün değil ! Donnie , biliyorum uzun zaman oldu , bana çok kızgınsın , sana yaptıklarımdan sonra ...

 / Donnie araya girer ;

D - Bakın, konuşma ikimiz içinde ilginç ve içinden çıkılmaz bir hale bürünmek üzere. Lütfen buna bir son verin .

A - Donnie neden böyle davranıyorsun ? En azından seninle son kez konuşmayı hakettiğimi düşünüyorum. Lütfen Donnie ?

D - Pekala, buna devam etmenize daha fazla tahammül edemeyeceğim. Hoşçakalın.

 / Donnie ayağa kalkar ve hızlı adımlarla bulunduğu noktadan uzaklaşırken ,
 / Amy de ayağa kalkar ve Donnie 'nin arkasından yüksek bir sesle ;


A - Heyyy Donnie !! Peki ya ; " Seninle Sevişmek İstiyorum Seni Seviyorumu " ?? Bunu da mı hatırlamıyorsun ??


/ Donnie uzaklaşmaya devam eder.


Zihni allak bullak olmuş bir şekilde evine döner, duş alır ve saatin henüz erken olmasına aldırış etmeden yatağına yatar ve uyur. Gece yarısı tekrar uyanır.Uykusunu bölen şey açlıktır. Kalkar bir şeyler yer ve kendine bir kahve yapar. Ve sonra tekrar ve tekrar...
Gün ağarıncaya dek kahve, sigara ve müzik üçlüsüyle balkonunda oturur.
Boğazları fazla sigara içmekten yanmış ve tekrardan acıkmıştır.
Pastaneden poğaça ve simit almak için dışarıya çıkar .
Tekrardan eve dönerken evde meyve suyu kalmadığı aklına gelir ve geri dönüp büfeye doğru yol alır.

Büfeye vardığında dolaptan meyve suyunu alıp ücreti ödemek için kasaya yanaştığında büfeciyle çalışanın arasında ki geçen diyaloğa istemsizce kulak kabartır.


Büfeci - Genç miymiş?

Çalışan - Gençmiş patron, 29 yaşındaymış. İnternette resimlerine de baktım baya güzel ve alımlı da bir kadınmış.

Büfeci - Bir insan neden kendi canına kıyar bir türlü aklım almıyor .


/ Donnie bu diyaloğu pek önemsemez ve meyve suyunun fiyatını ödeyip çıkmak üzereyken ;


Çalışan : Abi sen söyle ( telefonundaki resmi göstererek ) böyle güzel gülümseyebilen biri neden intihar etsin?

Donnie : Amy ...

Çalışan : Abi tanıyor musun?

Donnie : Seninle sevişmek istiyorum seni seviyorumu...

Çalışan : Efendim abi ?


Donnie oradan ayrılır ve evine döner. Kenarlarında sigara yanıkları bulunan koltuğuna oturur ve artık kalkmaz.

 


~

O günden bir hafta sonra evinin önündeki kalabalığa yaklaştığımda Donnie'nin naaşının taşındığını görmüştüm. Bu noktaya nasıl gelmişti? Eksik parçalar vardı, birleştiremiyordum.
Ardında hiç ağlayanı yoktu Donnie'nin.
Gemiyi en son o terk ediyor gibiydi.
Yalnız bırakılmış bir adam gibi değildi, daha ziyade yalnızlığı tercih etmiş bir adam gibiydi.
Zihni yeterince kalabalıktı. Masum değildi , suçlu da değil.
Ama diyorum ya işler bu noktaya nasıl gelmişti ?

~


( 7 YIL ÖNCE )


D - Afedersiniz oturabilir miyim ?
A - Tabi

D - Bizler denize bakan bu bankların kurbanlarıyız.
A - Anlayamadım?
D - Ben Donnie.
A - Amy

 


bölüm sonu.
 

 
Toplam blog
: 7
: 99
Kayıt tarihi
: 29.10.16
 
 

Merhabalar, ben onun ikinci kişiliği. Kendisi 27 yaşında. Bilgisayar programcılığı ve sosyoloji e..