Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Temmuz '07

 
Kategori
Sağlık
 

Plonidal sinüs...

Plonidal sinüs...
 

Başımdan geçen bu vakayı sizlerle paylaşmak istiyorum, her ne kadar büyük bir operasyon olmasada ama yinede hani derler ya bıçak altına yatmak kadar zor bir şey yok.

Plonidal sinüs ( kıl dönmesi) genellikle kuyruk sokumunda rastlanan bu vaka göbek de ve kol altlarındada görünebiliyor.
Benim şanslığımsa malesef kuyruk sokumunda olmasıydı. Günlük rutin çalışmama hayatıma devam ederken işyerinde otururken berbat bir ağrı ile karşı karşıya kaldım, hani derler ya oturan yerlerim ağırıyo diye gerçektende öyleydi oturan yerlerim ağırıyordu. İlk gün bunun geçici bir rahatsızlık olduğunu düşünerekten ilgilenmedim geçmesini bekledim aynı şekilde ikinci günde bu tekrarladı ve artık üçüncü gün sabrımı zorladığımı anladığım an hiç oturamadığımıda anladım.Apar topar hastanenin yolunu tuttuk tabi ben arabanın arkasında uzanarak gidebildim hastaneye vardığımız an arabadan güçlükle inebildikten sonra acilde sıra beklemeye başladık benim için cerrahi doktorunu çağırdılar ben rahattım gayet rahat, doktor geldi uzan dedi ben yine pozisyonu aldım (zaten o günden sonra hep aynı pozisyonda kaldım) beni biraz muayene ettikten sonra ve birkaç soru sorduktan sonra evet kalkabilirsin amelıyat olucaksın hazırlıklarını yap diyince olduğum yerde kaldım, nasıl bişeyse ameliyat kelimesi bile insanı korkutuyo, her neyse 3 gün boyunca evde kıpırdamadan yattım yerimden hiç ama hiç kalkamadım tabi yüz üstü yatmak şartıyla...
Hastaneye gittik hazırlıklarımı yaptık ve 1 ay sonrasına gün aldık tabi ben bu arada bu bir ayı stres sıkıntı korku içinde geçirmeyi ihmal etmedim, çevremdekiler beni teselli etmeye işte çok basit bir operasyon olduğunu söyleyerek rahatlatmaya çalışıyorlardı ama tabi bunlar beni rahatlatmıyordu çünkü ilk defa başıma böyle bir şey gelmiş ve zaten bu rahatsızlığın acısı ağrısı da beni bitirmişti.

Ameliyat günü geldi çattı, 1 gün öncesinden hastaneye gidip yatış olması istendi aynende uyguladık zaten pazartesi yattığım için salı günü ameliyata alınacaktım ve pazartesi gece saat 12, 00 a kadar belki 3 paket kabak çekirdeği ve bunun yanında bir sürü şey yedim ( tabi bunların hepsi stres ve heyacandan ) saat 23, 30 da hemşire geldi ve bize ameliyat önlüğünü getirdi her ne kadar kendi kendimi avutmaya çalışsamda o önlüğü görünce tamamen moralım bozuldu saldım kendimi.

Gece zar zor bir uykudan sonra sabahın 7 sınde basımda annem ve hemşireler beni uyandırmaya çalışıyordu ebru sıra senin saat 8, 00 de amelıyata alınacaksın hazırlığını yap, işte filmin koptuğu an gözlerimden gelen yaşları zar zor engelleyerek ve bembeyaz yüzümle ameliyat önlüğünü giydim sedyeye uzandım yanımda annem ağlamaklı ve ben de sırf ağlamamak için tavana baka baka ameliyathaneye götürülüyorum, etrafımdaki herkes bana bakıyor kimbilir içlerinden neler gaçiyor.

Annem ah kızım budamı gelicekti başına, bu yaşta ah canım benim acaba hastalığı ne diye söylenenleri sanki duyuyor gibiyim, neyse son kez anneme baktım bu sefer ağlıyordu saat 8, 10 geçe ameliyat kapısından içeri girdim.
Evet burası çok soğuk etrafta bir sürü doktor hemşire hepsi kesip biçiyor, zaten öyle hurraa diye ameliyata almadılar heryerde olduğu gibi burdada bir sıra var, saat 8 den 10, 30 a kadar soğuk bir odada ameliyata alınmak için bekledim bu sıradada yanıma gelen diğer hastaları izledım yaşlı bir teyzeyi hiç unutmuyorum bağıra bağıra dualar okuyordu doktorlara herkese bana dualar okuyordu saolsun..
Tam benim sıram geldi derken bir sezeryan doğum geldi hadi ebru sen yine bekle, neyse ağlaya sızlaya o vaktide geçirdim ve doktorum geldi beni aldı götürüyo, en sonunda esas odaya geldik burası daha soğuk ameliyat masası ve üstündeki lambalar beyaz olan yüzümü iyice kireç gibi olmasına yetti.
Elimin üstüne açılan damar yolu canımı fena yakıyodu sırf onun çıkarılması için bir gün ağladığımı bilirim.

Doktorlar beni teselliye başladılar, tabi ben hiçbirini duymuyorum duyamıyorum aklımda kafamın üstündeki lambalar var ve uzanacağım amelıyat masası var.Ordan bir ses geldi uyutmadan masaya yatırmayın diye tamam dedim şimdi gözlerimi kaparım heralde damar yoluna 2-3 tane iğne yapıldı ama sonuncusu çok büyüktü ağzımı açıp sorduğum tek soru beni uyutmayacakmısınız :) doktorum şimdi uyuyacaksın dedi ben yukarı lambalara bakıyorum gözlerimin kapanmasını bekliyorum ama kapanmadı en sonunda ağzıma gelen bir hortumu hatırlıyorum ve kafam yana doğru düştü ve gözlerimi kapadım...

Evet bundan sonrasını anlatmama sanırım gerek yok az çok tahmin ediyorsunuzdur, yanlız narkozdan uyandığımda çok büyük bir ağrım vardı ve etrafımdaki herşey dönüyordu...

Şuan iyiyim umarım hep böyle gider, sağlıgınıza dikkat edin aman ha derim sağlıksız huzursuz kalmayın hepinize bol sağlıklı bol neşeli günler diliyorum.

MUTLU KALIN...

 
Toplam blog
: 16
: 1127
Kayıt tarihi
: 26.01.07
 
 

Merhabalar! Ben Ebru. 1988 doğumluyum. Kastamonuluyum. İstanbul'da oturuyorum. Açık öğretım bankacıl..