Polis şiddeti münferit olmaktan çıktı

- Çok değil, daha yakın zamanda bir genç öldürülmüştü.
- Adı İnci'ydi.
- Hatırladınız mı?
- İşten çıkmış, evine giderken, aynı mahalleden bir polis memuru, kendisine laf söylediği gerekçesi ile oto elektirkçisi İnci'yi vurmuştu.
- Yerde kanlar içerisinde yatan İnci'ye müdahale etmek isteyenleri de engellemişti.
- Sonrasında ise polis, arkadaşları tarafından alkışlar ve sloganlarla cezaevine uğurlanmıştı.

- Bu durumdaki çarpıklığı dile getiren bir yazı yazmıştım o dönemlerde.
- Çünkü yaşadığımız çağda kutsal olan insanın canıdır.
- Ve yaşam hakkıdır.
- Kim güvence altına alacaktı insanın yaşam hakkını?
- Kuşkusuz yasalar.
- Ve yasaların uygulayıcısı polis.
- Oysa polis ne yapıyordu?
- İşine gelmeyen bir laf karşısında, belindeki silaha sarılıp, karşısındakini gözünü kırpmadan vuruyordu.
- Sormuştuk.
- Polis adayları hangi süreçlerden geçerek bu mesleğe alınıyorlar?
- Nasıl bir psikolojik eğitim sürecine taabi tutuluyorlar?
- Sanırım çok da net olan bir şey yoktu.
- Fazlaca bilimselliğe sarılan içerikler söz konusu değildi.
- Sonuçta polislik mesleği, ülkemizde işsiz kalan, vasıf sahibi olmayanların, son tutunacağı dal haline gelmişti.
- Anladığımız şey buydu.

- Geçen gün Engin Ceber gözaltına alınıp, işkenceye taabi tutularak öldürülmüştü.
- Engin Ceber'in öldürülmesi kamuoyunda ciddi bir tepkiye dönüştü.
- Ve dün itibari ila Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin özür diledi.
- Mehmet Ali Şahin kimden özür diledi?
- Doğrusu merak ettim.
- Engin Ceber'in ailesinden mi?
- Konuya duyarlı kamuoyundan mı?
- Kimden özürdiliyordu Bakan Şahin?

- Çok hazin bir durum.
- Bir genç gözaltına alınıyor.
- İşkenceye taabi tutuluyor.
- Ölüyor.
- Yani işkence ile öldürülüyor.
- Ve o ülkenin Adalet Bakanı, böyle bir vahşet karşısında kimden özür dilediği belli olmayan bir özür ifadesi kullanıyor.
- Yuh olsun.
- Takip edelim.
- Acaba Engin Ceber'in katilleri hakkında neler yapılacak.
- Yoksa diğerleri gibi.
- Mesela Metin Göktepe hadisesi gibi.
- Veya diğer ölümler gibi.
- Acaba savsaklanacak mı?
- İzleyeceğiz.
- Bakalım sonunda Bakan Mehmet Ali şahin ne diyecek.

- Hemen arkasından olanlar.
- Daha biri bitmeden, polis şiddeti kendisini bir başka alanda daha gösterdi.
- Kartal'da bir kafe işletmecisi, polislerden yediği dayak sonrasında beyin kanaması geçiriyor.
- Sebebine bakalım dayak olayının.

- Polisler, Kartal'da bulunan bir Kafeye giderler.
- Çay siparişinde bulunurlar.
- Çay bardakta değil de fincanda gelir.
- Bu duruma polis memuru bozulur.
- Ve kendisine yanlış sipariş geldiği gerekçesi ile hesap ödemeden kafeden çıkmak ister.
- Bunun üzerine tartışma büyür.
- Polis memuru kafeden ayrılır.
- Bir süre sonra arkadaşlarını da yanına alarak tekrar kafeye gelir.
- Kafe sahibi Serhat Eyüpoğlu'nu kafenin mutfağına sokarak döverler.
- Ve kafe sahibi Serhat Eyüpoğlu, uğradığı saldırı sonucu beyin kanaması geçirir.
- Şu anda sağlık durumu hayli ciddi.

- Bakan Şahin şimdi ne diyecek?
- Merak ediyorum.
- Ve polis şiddet ve saldırılarının önü nasıl alınacak?
- Vatandaş kendisini kimden koruyacak?
- Polisten mi?
- Çetelerden mi?
- Hırsızlardan mı?
- Ve vatandaşı kim koruyacak?
- Bu polisler mi?