Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Polis yakalar, yargı bırakır....

Polis yakalar, yargı bırakır....
 

Yıllar önce bir polis şefi dert yanıyordu. Biz suçluları yakalıyoruz, hakim tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıyor, adam yine suç işliyor, haydi polis git yakala.....

Mahkemelerce üstelik müebbet hapse mahkum olmuş Hizbullahçı'ların cezalarını Yargıtay tutukluluk süresi içersinde onaylamadığı için serbest bırakılan Hizbullahçıları yakalamak her zamanki gibi polisin görevi.

Hükümet ve Yargıtay bu konuda suçu birbirlerine atıyorlar. Bazı ülkelerdeki elektronik kelepçe uygulamasının Türkiye'deki uygulama şekli ise, hergün karakola gidip imza vermek...Şimdi duyuyoruz ki kimse gidip imza vermemiş.

2004 de tutukluluk sürelerini 10 yılla sınırlayan kanunun Hizbullah'ın tutukluluk sürelerinin 10 yılı doldurduğu sürede uygulanması da ayrı bir konu....

Bütün bunlar Amerikan filimlerindeki komplo teorilerini hatırlatıyor.

Devlet sempati duyduğu suçlulara ayrıcalık mı tanıyor?


Polis Hizbullahçıları haldır haldır ararken, aklıma yıllar önceki bir olay geldi. 1996 yılında Çeçenler Avrasya feribotunu kaçırıyorlar. Teslim oluyorlar. Mahkeme tarafından suçlu bulunarak cezaevine konuyorlar. Ama bir şekilde kaçıyorlar. O tarihlerde başbakan ise Necmettin Erbakan...

Yıllar sonra feribotu kaçıran kişilerden biri olan Erdinç Tekir'in Vakit gazetesi muhabirine anlattıkları ilginç.

Çeçenlerin seslerini dünyaya duyurmak için feribotu kaçırdıklarını, eylemden sonra Dudayev'in eylemin başarıya ulaştığını söyledikten sonra "Erbakan hocayı zor durumda bırakmayın, teslim olun"diye talimat verdiğini ve kendilerinin de teslim olduklarını anlatıyor.

Emniyet güçleri size nasıl davrandılar?

Çok iyi. Herkes bizi kahraman gibi karşıladı. Bizi teslim alan da bize ceza veren de teşekkür etti. Savcılar, hakimler bize sahip çıktı. Dönemin adalet bakanı Şevket kazan bile bizi cezaevinde ziyaret etti. Bu bizi müthiş etkiledi. Devlet bize o süreçte sahip çıktı.

Siz içerde ne kadar yattınız?

Biz 9 kişiydik. 8 yıl 10 ay 20 gün ceza verdiler. 3,5 ar yıl yatan da vardı. 9 kişiden 5 i hapishaneden kaçtılar. 3 kişi bugün Abdullah Öcalan'ın yattığı İmralı'daydı ve 2 si kaçtı. Biz 4 kişi 3,5 ar yıl yattık. Her gittiğimiz yerde çok iyi karşılandık.

Şimdi dikkat edin:

5 kişi hapishaneden kaçıyor ve bunların ikisi İmralı'dan kaçıyor ve yurdışına kaçıp bir daha da yakalanamıyorlar.

Peki bu suçlular ellerini kollarını sallayarak nasıl kaçıyorlar?

Bunların kaçmaları veya kaçırılmalarının arkasında kimler var?

Sorunun cevabı belli aslında.

Hizbullahçıların da serbest bırakılmalarının altında başka nedenler var mı?

Cezaevinde bulundukları sürede internet bağlantısıyla her türlü talimatı veren bu kişiler yakalanacaklar mı?

Hiç sanmıyorum. Siz sanıyor musunuz?





 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..