Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Şubat '10

 
Kategori
Kitap
 

Politik gerçekçilik ve Anton Çehov’un keskin zekası: Parti

Politik gerçekçilik ve Anton Çehov’un keskin zekası: Parti
 

PARTİ - ANTON ÇEHOVALTIN BİLEK YAYINLARI


Çarlık Rusya’nın son dönemi hem siyasal, hem de ekonomik çalkantılarla geçmişti. Dünyadaki değişimin ve dönüşümün hızlanmaya başladığı bir zamanda, kendisine ait muhafazakar bir tutum, idealizme dayalı bir gerçeklik bulan Rus devlet adamları, siyaseti halkı kontrol etmekten ziyade sevk ve idare etmek anlamında bir araç, bazen de bir silah olarak görmüşlerdi. İnsanları, olmadıkları gibi olmaya, asla düşünmeyecekleri gibi düşünmeye, gerçek olamayacak her türden garipliğe inanmaya sevk etmişler ve karşılarında ezilmekte, parçalanmakta, bölünmekte olan kitleler bulmaya başlamışlardı.

Devrinin en iyi gözlemcilerinden, en çok acı çekenlerinden ve en usta kalemlerinden olan Anton Çehov’un, ülke siyaseti, dünya gündemi ve insanlık sorunsalı üzerinde kurguladığı ve soru sormaktan çekinmediğini ispat etmeye çalışırmış gibi bir azimle sorgulamalara giriştiği, anti-ütopik bir anlatı olarak Parti, bir devri anlamak için kısa ama yeterli bir panaromik metin çıkarıyor karşımıza. Sorularla ve betimlemelerle ilerleyen anlatımın çizdiği durum resmine, kişisel insanlık hislerini de yediren usta yazarın cesareti, kaleminin her vuruşunda giderek artıyor ve erişilmesi zor bir yazınsal belge bırakıyor geride.

Dünya üzerinde hiçbir zaman gerçekleşmeyecek pek çok ütopyanın nasıl anlamsızlaştığı, bir zaman içinde nasıl tüm ütopyaların siyaset adı verilen o garip oyunda nasıl yok olup gittiklerinin zaman zaman bizler de şahidi olmuşuzdur. İdealizmin, bizi yakamızdan tutmasına izin verip vermemek arasında kalacak milyonlarca birey adayı kişi için de karar vermesi zor bir sürece işaret eder bu durum. Ama Çehov’un bu kısa romansında, bu etkiyi ve bu etkisel durumu işaret eden kurgusal öğeler, kendimizi kandırmadan, ama başkalarını da kandırmaya çalışmadan nasıl bir siyaset güdebileceğimiz üzerinde kafa yormamıza neden oluyor.

Parti, aynı zamanda bir yalnızlaşmanın derin burukluğunu da içeren duygusal bir taraf da taşıdığından, politik olmanın ötesinde hümanist bir başkaldırı metni olarak yorumlanabiliyor. Zaten siyasetin kendisi, insanın bu hümanist tarafından doğmuş ancak pragmatist bir gerçeklikle kendisine gaddarlık ve zulüm de dahil pek çok acının merkezinde kalacak bir konum edine gelmiştir. Dünya üzerinde yaşanmış belki de tüm büyük kitlesel acıların sebebi de işte bu hümordan doğan siyasetin, içindeki hümanizmi kaybetmesidir.

Çok katmanlı ve az karakterli bu romansı, döneminin benzer ılımanlaştırıcı metinlerinden ayrı kılan en temel özelliği de bu yukarıda bahsettiğimiz insanlık öğesinin derinden ve duygusal bir anlayışla işlenmeye çalışılmasıdır. Herhangi bir an, dünyanın herhangi bir yerinde yaşanabilecek, herhangi bir acı dolu olayın, sadece olaya muhatap tarafların zihinlerinde değil, kümülatif aklın perdeleri arkasında da bir hareket, bir tepki, bir insanlık gereksinimi yaratması gerektiğini haykıran çığlığıyla içimizi dolduran Çehov, siyasetin olmazsa olmaz kabul edilen görmezden gelme tavrına da böylece, kendi üslubunda ama oldukça sert bir yanıt vermiş de oluyor.

Çehov’un, önemi teslim edilmiş birkaç eserinin yanında, özellikle de Parti, sadece metin olarak değil, içerdiği düşünsel değişkenler bakımından da ayrı bir noktaya getirilmeli, özelleştirilmeli ve Çehov’un insan doğasına ait tespitlerinden kesinlikle yeniden ve yeniden yararlanılmalıdır.

 
Toplam blog
: 15
: 584
Kayıt tarihi
: 24.01.09
 
 

1983 İstanbul doğumluyum. Maltepe Kadir Has Anadolu Lisesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mü..