Politika

Bugünlerde politika hızlanıyor. Herkes birşeyler peşinde. Kimi yeni bir koltuk, kimi de olanı kaptırmamak; ama sonuçta herşey bir koltuğa ve onun temsil ettiklerine gelip dayanıyor. Herkes vatandaş için, demokrasi için çalışacağını söylüyor tıpkı daha öncekiler gibi. Amaç önce meclise girebilmek, sonrası ise kader kısmet...

Bu arada iktidarı elinde tutanlarla iktidardan uzaklaşmak istemeyenler de kendi aralarında çeşitli oyunlar oynuyorlar.

Nasıl bir oyun derseniz...

Bu oyun genelde iki kişi üzerine kurulmuş ama buna itiraz edenler içinde ucundan azıcık gösterip oyundan kopmayıp eline tutuşturulanla avunulması istenen diğerleri üzerine kurulmuş. Amaç iki kutuplu bir ortam yaratıp insanları bu iki kutuptan birisinde yer almaya zorlamak. Hep karşı tarafın yanlış yaptığına ve kendi savunduklarına inanmaya çalışmalarını sağlamaya yönelik bunlar. Yani kısaca ''ya sev ya terket'' ya da ''ya bizdensin ya da bize düşmansın'' gibi çeşitli sınıflandırmalarda bulunmaya çalışıyorlar; tıpkı (yanılıyorsam düzeltin) eski bizansta bir ara moda olan maviler ve yeşiller gibi.

Bunların bilmediği ya da bilmek istemediği şey ise, kutuplarda yaşamanın ne kadar zor olduğu.

Bilirsiniz dünya varolduğundan beri iki kutup hep vardı ama yaşayanlar var mıydı? Varsa ne kadardı ve hangi şartlarda yaşıyorlardı? Elbette vardı. Birkaç maceraperest, bir kaç bu şartlara uyum sağlamış hayvan türü ve daha çokta ilkel canlı türleri ( tabii ki bunlara canlı türü denebilirse)

İşte bugünkü politika sahnesinde görünenlerden benim çıkardıklarım.

Vatandaş mı??? O da ne? Onlar bilmez, herşeyin en iyisini biz biliriz. Onlar sadece gidip bizim belirlediklerimize parmak atsınlar (pardon parmak bassınlar).
Nasıl? Cumhurbaşkanını halk mı seçsin dediniz?? Onlar yalnızca vekilleri seçsinler. Onların olduğu demokraside yalnızca bu hak tanınmıştır. Vatandaş cumhurbaşkanını seçemez. Çünkü cumhurbaşkanı başka bir dünyadan gelmiştir ve halk cumhurbaşkanının nasıl biri olması gerektiğini bilip anlayamayacak kadar cahildirrr...

Bu arada vatandaşın evinde çorba kaynamıyormuş, işsizlik almış başını gidiyormuş, memlekette can güvenliği kalmamış hatta çalan çırpanın yanına yaptığı kar kalıyormuş kime ne?

Merak etmeyin onları da hallederiz; önce siz bi şu oyunuzu bize verin hele...