Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

17 Nisan '15

 
Kategori
Dünya
 

Politikacı değil, Kraliçe

Politikacı değil, Kraliçe
 

google


Bu metin ve başlığı, şu metinden mülhem:

“Daenerys, politikacı değil, kraliçeyim, derken; olaylar karşısında halka oynayan maskeli bir oyuncu olmak yerine kural koyucu ve yönetici bir mekanizma olmak arzusundan, en azından iddiasının bu olduğundan haberdar ediyor bizleri. Ancak bunu yaparken uzlaşmacı değil kural koyucu bir mekanizma olduğunu vurguluyor. Uzlaşması istenilen geleneklere detaylı bakarsak, bu tavrı hakkında fikir sahibi olabiliriz.”

http://blog.radikal.com.tr/medya-televizyon/game-of-thrones-politikaci-degil-kraliceyim-97120

Gerçek, kurmaca ve eleştiri, toptan yanılmış bu panoramada.

Öncelikle, kraliçeler de, diktatörler de politikacıdır; ve artı, diktatörler de, kraliçeler de emreder.

Yani, arakesitleri olabilir, olmayabilir de. Zaman ve mekan içinde bir zaman serisi olarak tanımlanabilirler. Tanımlanamayabilirler de, çünkü kimi politikacılar; kraliçeler ve diktatörlerden çok daha fazla emredici olabilmiştir. İnsan türünün evrimsel geçmişi ve devlet geleneği nedendir buna, diyelim.

Artı:

Üçü de pazarlık eder, uzlaşır, kıvırtır, çalkalar, şu bu...

Tabii, sözkonusu olan örnek var:

Bir kraliçe köleliğin kalkmasını emredebilir.

Tutar mı?

Tutabilir de...

Tutmayabilir de...

Gerçek yaşamda da, bazı köleler somut yaşam koşulları kısa vadede daha kötüye gittiği için, köleliğe geri dönmek istemişlerdir.

Artı:

5 bin yıllık gerçek tarihte gönüllü kulluk, tek tanrılı dinlerinki dahil, gönüllü özgürlükten her zaman daha önce gelmiştir ve daha güçlü olmuştur.

Bu durumda kraliçeler, diktatörler ve politikacılar, epeyi sınıra sahip olur.

Yani:

Koşullarca belirlenen kraliçeler, diktatörler, politikacılar; koşulları belirleyenlerden her zaman daha kalabalık olageldi.

Tersi gerçekleştiğinde ise, insanlar gerçek demokrasiyi yaratabilir ve sürdürebilir bir momente evrilmiş olacaklar.

Yani:

Kraliçelerin, diktatörlerin ve politikacıların varlığı, kültürel bir gereksinim şimdilik.

Onlar, yalnızca varolan bir boşluğu dolduruyorlar.

Üçünden de geriye gözgürlük kalmıyor maalesef...

Aslolan budur...

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..