Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '16

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Pompei şehrine döndü ülke! 'Yakında dağlar kızacak'

Pompei şehrine döndü ülke! 'Yakında dağlar kızacak'
 

Özet geçiyorum. Dikkatle okuyun:

1-)Ankara’daki bir okulda görev yapan kadın matematik öğretmeni H.K.Y.’nin, 14 yaşındaki kız öğrencisine cinsel tacizde bulunduğu ortaya çıktı. Taciz olayı, kızının cep telefonunu kontrol eden anne tarafından, öğretmen H.K.Y.’nin genç kıza gönderdiği çıplak halde çekilmiş fotoğraf ve videoların bulmasıyla savcılığa yansıdı. Psikolog eşliğinde genç kızın ifadesini aldı. Öğretmeniyle samimi bir ilişki yaşadıklarını ve kendi isteğiyle evinde kaldığını anlatan öğrenci, H.K.Y.’den şikâyetçi de olmadı. Ancak soruşturma, mağdurenin 15 yaşından küçük olması nedeniyle annesinin şikâyetiyle devam etti. H.K.Y. ise taciz olayı ortaya çıkınca intihar girişiminde bulundu ve Ankara Üniversitesi Ruh Sağlığı Hastanesi’nde kapalı koğuşa yatırıldı.

2-) Çorum'un merkeze bağlı Büyükdüvenci Beldesi'nde geçen yıl Ekim ayında meydana gelen olayda iddiaya gör A.Ş. adlı kıza babası, amcası ve ağabeyi tecavüz etti. 8'nci sınıf öğrencisi kız, durumu öğretmenine anlattı. Öğretmenin de jandarmaya ihbarı sonrası ortaya çıkan olayın ardından baba O.Ş., ağabeyi A.Ş. ve amcası M.Ş. gözaltına alındı. Çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yapılan sağlık kontrolünde de kızın hamile olduğu ortaya çıktı.

3-) İstanbul Kartal'da kaybolduktan 15 gün sonra Tuzla'da cesedi bulunan 10 yaşındaki Beratcan'ın ölümüne ilişkin yakalanan katil zanlısı Ersin Kaşıkçı'nın ifadesi kan dondurdu. Beratcan'ın annesi Türkan Karakütük'ün daha önce aynı işyerinde çalıştığı Ersin Kaşıkcı, ile ilişkisi olduğu belirlendi. Şüpheli, ifadesinde cinayeti nasıl ve neden gerçekleştirdiğini anlattı. Kaşıkcı, Beratcan'ın annesiyle ilişkisi olduğunu iddia etti. Beratcan'ın bu ilişkiyi fark etmesi üzerine kimseye söylememesi için Beratcan'ı öldürdüğünü söyledi. Katil, “Yaklaşık 15 dakika suda boğdum, ardından cesedini aynı yere attım. Türkan’la aramızda 6 yıldır ilişki vardı. Oğlu Beratcan, bizi birlikte olurken görmüş. ‘Babama söyleyeceğim’ diyerek Türkan’ı tehdit etmiş. Türkan bana, ‘Artık yaşantımı değiştirmek istiyorum. Onu ortadan kaldır’ diyerek yardım istedi.”dedi.

Bunlar sadece birkaçı…

***

Ne diyordu şair: “Yakında dağlar kızacak…” Evet, yakında dağlar kızacak, sokak sokak lavlar akacak… Pompei şehrine döndü ülke…

***

Şimdilerde tecavüz haberleri gündemden düşmüyor… Hatta sıkça duyduğumuz tecavüz haberlerinin dışında, toplumda infialin de ötesinde bir infial oluşturacak cinsten tecavüz haberleri: Yaşlı başlı adamların ortaokul çocuklarına tecavüzü, Erkeklerin, erkek çocuklara tecavüzü, Kadının, kadına tecavüzü, Babanın öz kızına tecavüzü…

Gazete ve televizyonlarda bir hayli fazla yer alan bu haberlerin ömrü, diğer sıradan haberler gibi çok kısa. Çünkü her türlü haber, medya için bir "malzeme"dir. Bir müddet sonra öz babanın öz kızına tecavüzü, erkek öğretmenin erkek öğrencisine tecavüzü, kadın öğretmenin kız öğrencisine tecavüzü ve hatta swinger rezaleti “toplumda infial oluşturmak”tan çıkacak. Çıkacak, çünkü insanlar bu tür haberlere "doyduğunda" ilgisini çekmeyecek, öfke iştahını kabartmayacak ve sanki hiç bir şey olamamış/olmuyor gibi akşam oturup Survıvor'ını izlemeye devam edecek… Tecavüzcüler, mahkemeye takım elbise kravatla çıkıp, iyi hal indiriminden yararlanacak; kızcağızlar fakir bir ailenin çocuğu ise “rızası vardı” denilerek bir ömür travmaya mahkum edilecek. Utandığından dolayı mağduriyetinden kimseye bahsedememiş, korktuğundan dolayı polise gidememiş olanlar ise intihar edecek! Sonra televizyonlar, bunları 1 saatlik haber bültenlerinin sonunda kısa, önemsiz bir haber gibi verecek ve işte ve o zaman “dağlar kızacak!”

***

Peki, hep böyle mi gidecek bu? Onu bilmem ama böyle geldi... Buraya kadar getirildi. Engellenemedi. Cani bir erkeğin, bir kadına tecavüz ettiği duyduğumuz bir şeydi. Duyunca öfkeden deli olduğumuz, tecavüzcüyü cezalandırmak istediğimiz “tecrübe ettiğimiz” kahrolası bir duyguydu. Fakat şimdi o duygu da kayboldu. Gelinen noktada mağdurdan önce mağdur edenin durumu merak ediliyor. Mensubiyetine göre kimliği tespit edilip, korumaya alınıyor. Ve malesef bu tür istismar vakalarına karışan/meyleden kişiler genelde çevresinde "ahlaklı" olarak bilinen kişiler oluyor…

"Yüzde doksan dokuzu müslüman olan bir ülke" ile başlayan cümleleri bir kenara bırakıp, meselenin başlı başına bir ahlak sorunu olduğunu ve bu hastalıklı istismarcılığın, ancak insani değerlerin toplumda özümsetilmesi ve yaşatılmasıyla en aza indirilebileceği gerçeği kabul edilmelidir. Cami yaptırdı diye hacı görünümlü ihtiyar bir sapığın, 6 yıl boyunca çocuk torununun ırzına geçmesine göz yuman bir “ahlak” olmaz olsun.

***

“Yakında dağlar kızacak!..” Bu ülkede, tecavüzcü televizyonlara çıkartılır, gazetelere röportaj verdirilir ve “asıl mağdurun, tecavüze uğrayan değil, tecavüz eden olduğu” istemeden de olsa beyinlere dikte edilir. Diğerleri ise bir müddet sonra haber değeri kalmaz ve unutulur. Oysa asıl infial ve asıl acı haber: toplumun buna alışması, kanıksaması ve duyarsızlaşmasıdır.

 

 
Toplam blog
: 4
: 281
Kayıt tarihi
: 03.02.15
 
 

Okur... ..