Pontus

Dedem Mehmet Ali'nin babası Batum Lazlarından olup Rusya'ya bağlı Ardeşen'de yaşam sürdürüyorlarken Rus askerlerin geri çekilmesiyle Sarp sınır kapısı oluşturularak istağe bağlı isteyen Batum topraklarını isteyen Türkiye topraklarını tercih etme imkanı sunulmuş olup dedemlerin babası ve onun gibi bir çok nufüs Türkiye topraklarını tercih etmiş İslam inancına tabi olurken akrabalarımızın bir bölümü Batum'da Hristiyan inancına mensup olarak yaşamlarına devam ediyorlar. Yani benim kökenim (daha öncade yazmıştım) Hristiyan inancından gelme..

Oysa hiç de önemli değildir insanların hangi dine mensup oldukları. Dünya fotoğrafına baktığınızda bizim kadar din değişimine uğrayarak toplum oluşturan belki de hiç bir ülke yoktur. Soğuk savaş dönemlerinde emperyal ülkelerin çıkarları doğrultusunda yaşanmış olan savaş sonralarında gelişen durumlardır bu tür dinsel değişimler. Çünkü o dönemlerde toprak üzerinden güç toplamaya çalışılıyordu.

Üç büyük dinin ortak değerleri insana dair güzel ve doğru ahlak üzerinde kurgulandığına göre insanların hangi dine inanmış olukları hiç de önem arz etmemelidir. Hatta ahlak konusu din konusu bile değildir. Ahlak bir davranış biçimi olmakla birlikte dindar (tüm dinlerde) insanlarda ahlaklı ve ahlaksız insanlar görülebileceği gibi Ateist'ler arasında da ahlaklı ve ahlaksız insanlar görülebilmektedir.

O halde 'yaratılanları yaratandan ötürü seviyoruz' derken laf olsun diye söylemeyeceksiniz!

Hem herkesi yaratandan ötürü seviyor olduğunuzu söyleyeceksiniz hem de Ekrem İmamoğlu'nu kastederek "Pontus" benzetmesi yapacaksınız. Bu olmaz! Olmamalı..

Bir..

İkincisi,

"Türk Kürt Laz Gürcü Boşnak Roman Çerkez ayırımı yapmıyorum" diyorsunuz, sonra dönüp CHP'ye oy verenleri HDP eksenine koyarak 'bölücü' ithamında bulunuyorsunuz. Özür dilerim ama 'bölücü parti' dediğiniz HDP'ye hazineden yardım ödeneğini ben imzalamıyorum, komisyonlara ben tayin etmiyorum, yeri ve zamanı geldiğinde meclis başkan vekilliği görevlendirmelerini de ben yapmıyorum.

Şunu söyleyemiyorsunuz; "Kürt kökenli vatandaşlarımız tıpkı Laz kökenli tıpkı Gürcü kökenli vatandaşlarımız gibi Türkiye Cumhuriyetinin birinci derecede vatandaşlarıdır ve asla bölünmek gibi bir istekleri yoktur. Zaten Kürt kökenli vatandaşlarımız Türkkiye Cumhuriyeti kültürüyle yaşıyorken, sınır ötesinde yaşayan Kürt kökenli insanların başka bir kültürde yaşamlarını sürdürdükleri için kültür farklılıklarından dolayı da tercihlerini gene Türkiye Cumhuriyeti tarafına tercih etmektedirler. Terör ve etnik bir partinin siyasi arenada var olması tamamen ABD'nin desteğiyle tamamen Büyük Ortadoğu Projesinin hayata geçirilmesi için kurulmuş bir plandır. Hatta terör daha çok silah tüketilsin daha çok Türk ekonomisi zarar görsün ve dışa bağımlı ekonomiyle yönetiksşn diye kurgulamıştır ABD!

Zaten ne Kürt kökenli vatandaşlarımız ve de ne diğer etnik kökenli vatandaşlarımız artık bölünme ve terör söylemlerini duymak istemiyor..

Bu durum açıkca 31 mart seçimlerinde görülmüştür..

Neyin bölünmesi kardeşim. Bu ülkede Lazı Kürdü Çerkezi Romanı Azerisi Hristiyanı Musevisi'yle birlikte yaşamaktan mutludur.

Gidiniz başka alanlarda top oynayınız!

Ülke seçmeni bölünme ve terör gibi lafları duymak istemiyor artık!

Artık yeter!

Bu ülke hepimizindir.

Bana göre HDP kendi kendisini lağvetmeli ve milletvekilleri diğer partilere geçerek veya bağımsız olarak ülke demokrasisine katkı sağlamalıdır.

Türkiye İmamoğlu gerçeği sonrasında farklı bir yörüngenin içine girecektir.

Daha üreten bir Türkiye için Lazı Kürdü Gürcüsü Boşnağı Romanı'yla hep birlikte elele olmalıyız!