Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Şubat '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Popo kıvrımları ve kim ne biliyor?

Popo kıvrımları ve kim ne biliyor?
 

Yazar Nihat Genç, SKY Türk ekranlarından yırtınırcasına bağırıyor.

Bu ülkedeki yeraltı zenginliklerimiz, madenlerimiz hakkında kimsenin net bilgisi olmadığını söylüyor.

Ulusal zenginliğimiz olan maden yataklarımız nerelerde yoğunlaşıyor ?

Ne kadar bor madenimiz var ?

Rezervlerimiz ne kadar, bizi kaç yıl daha götürür, ne kadarı işleniyor ?

Ne zaman tükenecek, ne kadarını kullanıyoruz, ne kadarı atıl kalıyor ?

Yetkililer bile bu konuda bilgisiz.

Çünkü bu konuda ne araştırma yapılmış ne de başka bir şey. . .

Büyük devletler (!) ismini ve cismini bilmediğimiz tetkiklerle uydudan her şeyi izliyor.

O ayrı konu.

Ancak bizim elimizde hiçbir net bilgi yok.

Elimizde kesin veriler olmadığı gibi, kimsenin bu durumdan haberi de yok !

Sadece bu konuda değil…

Dil bilimcimiz Üstad Hakkı Devrim de dayanamamış ve patlıyor.

Yeryüzünde kesinleşmiş bir imlâ kılavuzu olmayan bizden başka bir ülke yok diyor.

İnanılır gibi değil.

Hani sağda solda, kıyıda köşede, halk arasında iş olsun diye yapılmış günlük konuşmalarda söylenen bir şey değil bu söylenen.

Türkçe’nin kesinleşmiş bir imlâ kılavuzu olmadığından, neticede kimsenin bir kelimenin tam ve doğru yazılışı hakkında kesin bilgi sahibi olmamasından bahsediliyor.

Bitti mi ?

Eski Başbakanlarımızdan Ferit Melen’in oğlu Mithat Melen, Türkiye’de buğday rekoltesinin/üretiminin miktarını doğru olarak kimselerin bilmediğinden bahsediyor ve devam ediyor :

'Aslında ülkemizin o kadar çok meselesi var ki, hepsini iyi kavrayamıyoruz ve üzerinde çalışmıyoruz. İhtisaslaşma da az. Bizler de birçok konuyu bilmiyoruz. ' (1)

Mithat Hoca entelektüel bir komplekse kapılmadan açık yüreklilikle aydın kesimin çoğunluğunun da birçok konuyu tam bilmediğini söylemekten kaçınmıyor.

Ancak Türkiye’nin bilgisel çıtasına dair, panoramik önemli ipuçları verdiği için de kendisini kutlamak gerekiyor.

Şöyle düşünebilirsiniz.

Ne var canım, meselâ 2004 yılında uygulamaya geçmiş Bilgi Edinme Yasası diye bir yasamız var.

Kamu kurumlarına herhangi bir konu hakkında başvuru yaparsanız, sizlere yasa gereği muhakkak cevap verilir.

Ama biliyoruz ki, Bilgi Edinme Yasası’nın varlığına rağmen, kamu kurumlarından her zaman bilgi alınamayabiliyor.

Çünkü hiç ilgisi olmadığı halde özel hayatın gizliliği ve diğer hususlar gerekçe gösterilebiliyor.

İşte bilgi toplumu olma yolunda şu an geçerli durum bu.

Ancak tüm bunları bilmeyebilen bizler, şarkı söyleyen bir bayanın karbonhidrat, selülit yüklü balona dönmüş poposunun tüm kıvrımlarını ve detaylarını biliyoruz ya da bilmek durumunda bırakılabiliyoruz.

Sabrın sonu ile

(1) Dünya Gazetesi, 1 Ağustos 2006, Mithat Melen

 
Toplam blog
: 269
: 1885
Kayıt tarihi
: 08.01.07
 
 

Kabataş Erkek Lisesi Matematik (1992) Marmara Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu Mak..