Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ocak '09

 
Kategori
Basın Yayın / Medya
 

Porno film yıldızı mı, Şeytan askeri bir Satanist mi?

Porno film yıldızı mı, Şeytan askeri bir Satanist mi?
 

Tesadüfler Takvimi – 13 Ocak


Yeryüzünde yaşayan son iki-üç nesilden insanların çok büyük bir bölümü var ki hayatlarında bir kez olsun, Miki Fare ile karşılaşmamış, bir çizgi filmini seyretmemiş ya da bir çizgi romanını okumamış olsunlar. Son asrın belki de en kült görsel objelerinden biridir sevimli fare Mickey Mouse.


Benim karşıma ise bizim meşhur Tesadüfler Takvimi’nin, tam 79 sene önce bugünü gösteren yaprağında çıktı son kez Miki Fare. Zaman, 13 Ocak 1930 tarihini gösterdiğinde, Miki Fare karikatürleri ilk kez gazetelerde yayımlanmaya ve artık kendisi, insanlarla iyiden iyiye tanışmaya başlamıştı sevimli faremiz.


Walt Disney, Miki Fare karakterini 1928 yılında yaratmış ve tam 18 sene bizzat kendisi seslendirmişti.


Mickey Mouse’ın ucuz bir otel odasında doğduğu rivayet edilir. Tabi o yıllarda Walt Disney, sonradan kazanacağı zenginliğin ve şöhretin binde birine bile sahip olmayan; hayatını, yayınevlerine çizdiği karikatürlerle kazanmaya çalışan biriydi.


Disney, o dönemde çizimlerini bir türlü yayınevlerine beğendiremiyordu. Para kazanmalı ve yaşamını bir şekilde idame ettirmeliydi. Zorunluluktan yaşadığı ucuz bir otel odasında yeni karakterler üzerine çalışır, bol bol çizim yaparken birden odasının bir köşesinden fırlayan bir fındık faresi gördü. İşin garibi, farelerden acayip derecede korkmaktaydı da.


Ancak bu fare biraz garipti, dikkatini çekti. Çünkü fare devamlı burnunu çekmekteydi ve o sürekli çekmekte olduğu burnu baya bir yamuktu. Evet dostlar, bu ucuz otel odasının fındık faresi, Walt Disney’in hayatını değiştirecekti.


Kısa süre sonra Walt Disney ve ressam Ub Werks, yayınevlerine gönderilmek üzere üç yeni çizgi karakter yarattılar. Bir inek, bir kurbağa ve bir de fareden oluşan bu yeni kahramanlardan inek ve kurbağaya ne oldu bilemiyorum ama içlerinde en meşhur olanı ve üne kavuşanı, bizim sevimli Miki Fare oldu.


Mickey Mouse ile ilgili bildiğim birkaç enteresan not da şöyle. Mesela sevimli Miki, ilk çizildiği yıllarda daha uzun burunlu, kolları ve bacakları da daha inceymiş. Daha bir çıtıpıtıymış yani. Sanıyorum daha sonraki yıllarda özellikle Amerikan toplumu olmak üzere insanlığın şişmanlama eğilimi göstermesi, obezitenin bir hastalık kategorisi olarak sayılmasına kadar giden gelişmeler sonucu Miki Fare de daha balık eti bir vücuda sahip oldu.


Yine Mickey Mouse’ın ellerini biz hiç göremedik yaşamı boyunca. Rivayet olunur ki çizerleri, kendisinin ele ya da pençeye sahip olmasıyla yeterince sevimli olamayacağına inandıkları için o meşhur beyaz eldivenini bir giydirmişler, bir daha da çıkmamış ellerinden.


Miki Fare, farklı toplumlarda farklı şekillerde anlaşılmayı başarmış geçen zaman içerisinde. Mesela bu Anglo-Sakson İngiliz taifesi, Mickey Mouse’ı bir deyim olarak kullanmaya başlamışlar. Ve bu deyime “değersiz, gereksiz, manasız, görece iğrenç, bayağı” anlamlarını yüklemişler.


Ya biz. Biz daha da bir çarpıtmışız durumu. “Miki” kelimesini “porno” ile özdeşleştirmişiz. Anadolu topraklarında kullanılan argo jargonda “porno film”in adı “miki film” olmuş. Vah Mickey Mouse vah. Görüyor musun başına gelenleri.


En abartılı durum ise bir Arap memleketinde yaşanmış. Ulemadan bir Arap şeyhi, Miki Fare'nin şeytanın bir askeri ve katlinin vacip olduğu fetvasını vermiş. Bunun ispatı ise fareciğin sevimli kuyuğuymuş. Allah’ım sen aklıma mukayyet ol, Ya Rabbim.


Aynı şahsa göre, bu bizim sevimli kedi ile faremiz Tom ve Jerry de, iğrenç Yecüc ile Mecüc’müş.


Neyse bu son yazdıklarımı eğlencelik kabul edip, şöyle kralından bir Miki Fare filmi bulalım, uzatıp ayaklarımızı keyfini çıkaralım. Ama hakiki Miki filmi yalnız. Aman yanlış anlaşılmasın...

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..