Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Mart '08

 
Kategori
Anılar
 

Portakal çiçeği ve kadın

Portakal çiçeği ve kadın
 

Bazı yazılar bende derin izler bırakır ve asla unutmam. Bekir Coşkun'un 2 Ağustos 2006 tarihli ' Portakal çiçeği kadınlar ' başlıklı yazısı unutamadığım yazılardandır.

Günlerdir aklımda bu yazı var. Nasıl olmasın ki; bu yazıdaki temayı gerçek yaşamın içinde görüyorum sürekli. Üzerinde portakal ve portakal çiçekleri olan ağaçlardan sözediyorum.

Antalya'yı bilenler, şehrin pek çok kaldırımına dizilmiş portakal ve turunç ağaçlarını hatırlarlar mutlaka. Şu anda portakal ağaçları çiçekler içinde. Havada mis gibi portakal çiçeği kokusu var. Özellikle bugün, yağmurun da etkisiyle ağaçlar tertemiz oldu ve çiçekler daha da belirgin kokmaya başladı.

Dün dört arkadaş yol boyunca sıralanmış ağaçların kokusunu içimize çektik. İki arkadaşımız Antalyalı değildi. Onlara, okul yıllarımızda portakal çiçeklerini iğneyle ipe dizip bilezik yaptığımızı, ya da öğretmenlerimize hediye olarak götürdüğümüzü anlattık. Bunu anlatırken bir kez daha Bekir Coşkun'un yazısı geldi aklıma. Bazı paragraflarını aktarmak istiyorum.

O akşam aydınlık yüzlü kadın bana, "Portakal çiçeğini bilir misiniz?" diye sormuştu.

"Bilmem" dedim:

"Ben Urfalıyım, sadece patlıcan, domates çiçeklerini bilirim..."

O zaman bana "portakal çiçeğini" uzun uzun anlattı:

"Portakal çiçeği, olgunlaşmış meyvesi ile aynı dalda ve aynı zamanda yer alan tek çiçektir..."

*

Uzun zaman "portakal çiçeğini" düşündüm.

Kitapları karıştırıp, Akdeniz kıyılarında portakal bahçesi aradım, kim bilir kaç kişiye "Portakal çiçeğini bilir misin?" diye sordum.

Oysa her zaman gözümün önündeydi "portakal çiçekleri".

Olgunlukları ile gençlikleri yan yanaydı kadınların.

Yılların getirdiği bilgelik ile terk edilmemiş çocukluk...

Verimlilik ile tazelik...

Geçmiş ile gelecek...

Mazi ile umut...

Meyve ile çiçek...

*

Zamanın tüm acımasızlığına karşın, yaşam bahçelerimizde bizlere olgunluk ile tazeliği birlikte göstermeyi sürdürüyorlar.

Meyve ile çiçek aynı daldadır.

Olgun bir tazelik görürseniz, odur:

Portakal çiçeği...

...

Kadınları ne kadar onurlandıran bir yazı değil mi? Bilge, anaç, çilekeş, sevecen, merhametli, sabırlı, kanaatkâr, itaatkâr, vefalı ve her koşulda gülümseyebilen kadınlar gelmedi mi gözünüzün önüne?

Onlar hem meyve, hem de çiçek gibidirler gerçekten; Bir yanda olgunlukları, diğer yanda çocuksulukları ile.

Antalya'da bu mevsim ayrı bir güzellik var bu yüzden. Portakal ağaçları insanları şaşırtmaya devam ediyor, meyveleriyle yanyana duran çiçekleriyle. Ölüm ve dirim gibi sanki; hem yaşamın başlangıcı, hem de sonucu gibi. Çiçekleri mi geleceği simgeliyor, yoksa meyveleri mi, karar veremiyorsunuz. Sanki meyveler çocuklarımız, çiçekler de ruhumuz.

Portakal ağaçlarındaki sihir, tıpkı biz kadınlarda varolan sihir gibi; ne anlaşılabilir, ne de vazgeçilebilir...


 
Toplam blog
: 261
: 2212
Kayıt tarihi
: 23.07.07
 
 

1954 Antalya doğumlu ve Antalyalı'yım. Ülkemin ve özellikle bu şehrin sevdalısıyım. Sanatın pek çok ..