Porto İçin Son Düdük

Futbolun hayatımızdaki yerinin ve öneminin ne denli büyük olduğunu kanıtlayabilmemiz için yüzlerce maddi bir o kadar da manevi nedenimiz var ve bu nedenler gün geçtikçe de artıyor. Ancak düşündüğümüz zaman bu nedenlerin en büyüğü futboldaki şeffaflık ve yarışma koşullarındaki eşitlik; başka bir deyişle 11 kişiden oluşan iki takımın isteyen herkesin izleyebileceği bir platformda karşılaşmasıdır. İşte bu şeffaflığın ve adaletin futbolun her şeyi olduğunun son derece farkında olan bu oyunun idare kuruluşları FIFA ve UEFA, söz konusu eşitliği sekteye uğratacak her türlü futbol dışı unsura şiddetle karşı çıkmakta ve bu tip faaliyetlerde bulunan sporcu, yönetici ya da kulüplere en ağır cezaları vermekten hiçbir zaman imtina etmemekteler.

Sporcuların saha içindeki mücadelesine, bu oyunun içinde olmayan müdahalelerde bulunan ve bu müdahalesi ortaya çıktıktan sonra cezalandırılan son kulüp, ülkesinde son 6 sezonda tam 5 kez şampiyon olan, aynı süre zarfında 2 kez Portekiz Kupası kazanan, 2003 yılında UEFA, 2004 yılında ise Şampiyonlar Ligi şampiyonu olarak kendisini tüm dünyaya tanıtan Porto oldu. Porto, UEFA’nın aldığı karara göre önümüzdeki sene ülkesini Şampiyonlar Ligi’nde temsil edemeyecek. Bu kararın alınma nedeni, Portekiz Futbol Federasyonu’nun (PFF) “Son Düdük” adı altında yaptığı operasyon sonucunda mavi beyazlıların 2003/04 sezonunda oynadıkları Amadora ve Beira Mar karşılaşmalarında hakemlere rüşvet vermekten ve bu şekilde maçın skorunu belirlemekten suçlu bulunmaları oldu. Porto, kendi federasyonundan aldığı ceza neticesinde 150.000 Avro ödemeye mahkûm edildi ve bu sene hanesinden 6 puan silindi. Her ne kadar ligi en yakın rakibinin 20 puan önünde bitirmesi nedeniyle silinen puanlar “Dragonlar”ın lig şampiyonluğunu etkilemese de, alınan kararlar UEFA’nın da harekete geçmesine neden oldu ve Şampiyonlar Ligi Yönetmeliği’nin Katılma Kriterleri başlıklı bölümünün “d” bendindeki “ kulüp ulusal ya da uluslar arası bir karşılaşmanın sonucunu belirleyecek ya da etkileyecek herhangi bir etkinlikte bulunmamalıdır ya da bulunmuş olmamalıdır” maddesi uyarınca mavi beyazlıların 2008/09 sezonunda Şampiyonlar Ligi’ne katılmalarına izin verilmedi.

Verilen bu ceza kesinleşirse kulübün yaklaşık 40milyon Avro’luk maddi kaybının yanı sıra Lisandro Lopez, Ricardo Quaresma, Lucho Gonzales ya da Bruno Alves gibi yıldızların da takımdan ayrılabilecek olması mavi beyazlılar için en büyük tehlike durumunda.

Neticede, şayet böyle bir olay yaşandı ise maçların sahada kazanılması gerçeğini yok eden, takımlar arasında eşitsizlik yaratan, bu işle ilgili herkesin futbola olan saygısını azaltan; kısaca futbolun ruhunu ortadan kaldıran bu olaylar için verilen cezalar son derece yerindedir. Dileğimiz PFF’nin Son Düdük operasyonu neticesinde Porto’ya verdiği cezaların yanı sıra Porto başkanı Pinto Da Costa’ya verilen 2 yıl hak mahrumiyeti, Boavista’nın 2. kümeye düşürülmesi ile eski başkanının 4 yıl hak mahrumiyeti cezası alması ve hakem Augusto Duarte’nin 6 yıl görevinden uzak kalacak olması bu tip spor ve futbol ile ilgisi olmayan davranışların tekrar yaşanmasına engel olmasıdır.

Son olarak, 2003/04 sezonunda Porto’nun başında olan Jose Mourinho’nun da bu işlere karışıp karışmaması bir tarafa, kendisinin döneminde yaşanmış olması nedeniyle bu olaylar başarılı teknik adamın kariyerinde beliren kara bir leke olarak daima anılacaktır.