Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Şubat '15

 
Kategori
TV Programları
 

Poyraz Karayel ve ters köşeler

Poyraz Karayel ve ters köşeler
 

ters köşe hesabı


Her türlü işi gücü bitirip, el ayak dinlendirme faslı başlayınca insan bazen beynini de dinlendirmek istiyor :)

Kolay mı? Mesela ben gün boyu onlarca sorunla boğuştuktan sonra, gecenin ilerleyen saatlerinde uyumadan evvel okunacak bir kitabın sayfalarıyla buluşmak için önce beynimde biriken tortuları temizlemek istiyorum.

Başkalarını bilmem ama ben, beyin temizliği için en uygun yöntemlerden birinin tv dizilerini izlemek olduğunu keşfettim.

Günümüz dizileri öylesine saçma sapan, öylesine yavan ve öylesine sıradan hikayeler üzerine kuruluyor ki, bunları izlemek ben de adeta bir masal etkisi yapıyor ve beynimin içindeki fırtınalar bir anda yavaşlıyor, o çok alışık olduğum Bursa lodoslarına dönüşüyor.

Sonrasında bu lodos gittikçe şiddetini azaltarak içimde gün boyu biriken tozu, toprağı, pisliği temizleyip pırıl pırıl bir zihinle gecenin ilerleyen saatlerinde kullanabileceğim bir enerjiye kavuşmama yardımcı oluyor.

Ve böylece tüm günlük telaşlarımı bitirmiş olmanın huzuruyla uykunun kollarına gitmeden önce zevkle kavuşup hasret gidereceğim kitaplarımın yanına koşuyorum.

Bu akşam da beyin rahatlatma terapisi yapmak için bir dizi seçip eyleme geçmek amacıyla ekran karşısında yerimi aldığımda izlemek için seçtiğim dizi Poyraz Karayel oldu. ( Bu arada itiraf ediyorum ki; hiç bir dizinin uzun soluklu müptelası olamıyorum) 

Çayımı yudumlayıp diziyi izlemeye başladığım anda garip bir şekilde kendimi olaylar zincirini takip eder halde buldum. Dizi bittiğinde, yanıma oturmuş çanağımdaki patlamış mısırları afiyetle yemeye çalışan köpeğime; "Marco? Bu insanlar ne yapmaya çalışıyor böyle?" diyerek yüksek sesle konuştuğumu farkedince o anda tuhaf  bir duyguya kapıldım. İlk kez bir dizi senaryosunun içindeki akış ilgimi çekmeyi başarmıştı. Bunun sebebi neydi peki? Yanıt çok açıktı. Senaristin ustaca hamlelerle yaptığı ters köşelerdi elbette.

Hepimiz zaman zaman böyle ters köşeler yaşamıyor muyuz? İş ilişkileri, aşk ilişkileri, aile ilişkileri hepsi bazen kördüğüm haline gelmiyor mu? Hayatlarımızın akışlarını kendimiz belirleyip, rollerimizi yazdıktan sonra aklımızca kurgulayıp kendi film senaryolarımızı yayına sokmuyor muyuz? Tam her şey yolunda gidiyor, bu sorunu da hallettim, bu sıkıntıdan da yara bere almadan paçayı kurtardım diye düşünürken hiç ummadığımız anda beliren minicik bir ayrıntı, tüm planlarımızı alt üst ediveriyor ve biz karşımıza çıkan o kara deliğin içine çekiliyoruz. 

İşte hayattaki rollerimiz bu ters köşeler yüzünden bir türlü tamamlanamıyor ve bir sinema filmi tadında olsun diye uğraştığımız yaşamlarımız, bir türlü bitmeyip yıllarca süren dizi senaryolarındaki gibi sürüp gidiyor.

Poyraz Karayel bu akşam izlediğim "Ayrılamayız Çünkü" bölümüyle ters köşelerin en olmadık zamanlarda canımızı ne kadar acıtabileceğini bir kez daha hatırlattı bana. Hayatım ciddi anlamda bir film şeridi gibi akıp geçti gözümün önünden. Yıllar içinde sıkça karşılaştığım ters köşeleri hesaplamaya çalıştım sonra hesabın içinden çıkamayıp vazgeçtim :)

Sonrasında mı? Elbette en güvenilir ve en sakinleştirici liman olan kitaplarımla buluşmak üzere dizinin senaristi Ethem Özışık'ı  gıyabında tebrik edip vedalaştım kendisiyle. 

Şu an elimdeki kitabın sayfalarını aralarken  halen hesap yapıyorum...3...7...13... Of Poyraz Karayel off ....

 

 

 
Toplam blog
: 11
: 350
Kayıt tarihi
: 11.02.15
 
 

Yazar, okur, düşünür, tartışır, ev kadını, iş kadını, anne, baba, çocuk, öğrenci... ..