Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '13

 
Kategori
Dostluk
 

Pozitif dostluk

 

Sevgili dostum,

Son zamanlarda  okullarda ve Üniversitelerde konuşmalara davet almak beni sevindiriyor. Gençlere tecrübelerimizi anlatmak, onların  hayata daha çok bağlanmasını ve  hayatta başarılı olacakları konusunda yüreklendirmek,  onların bizden ilham aldığına şahit olmak, beni sevindiriyor.

 

Sevgili dostum,

Bu konuşmalarda en sevdiğim bölüm de gençlerin soru sormasını istemek.  Soru sormak cesaret isteyen bir iş olduğundan ve genelde pozitif düşünen ve  özgüven sahibi insanlar soru sorduğundan, benimde bu özgüven sahibi insanların ödüllendirilmesi gerektiğine inanmam  sonucu olarak,  gençlerden soru soranlara kalemlerde veririm. Gençler genelde rahat konuşmamdan ve  kitap okuma sevgimin  beni nasıl geliştirdiğine  şahit olduklarından dolayı da   “okumakla gelişmenin olup olmayacağı” ve “ okumakla insanın pozitif insan olup olamayacağı”na dair sorular soruyorlar. Bende bu soruları içtenlikler orada cevaplamanın yanında, soru sorana kalem  hediye etmenin yanında, soruları yazılı alarak, bir de bunları  yazılı cevaplayarak   başkalarının da   faydalanması için paylaşımda bulunuyorum.  O anda orada bulunmayanlarda sonradan yazıları okuyarak   kısmen  o konuşmada bulunmuş gibi faydalanıyorlar işte.

 

Sevgili dostum,

 

Dostluğumuzun gelişmesinin bir sebebi de  işte bizim de “pozitif düşünce” ye gönül vermemiz ve olaylara gücümüz yettiğince  “pozitif düşünce” penceresinden   bakmamız. Yalnız “ Pozitif düşünmek” olur olmaz şeyleri konuşarak, tabiri caizse “densiz insan”lara da hoşgörüde bulunacağımız, bizleri küçümseme cesareti göstererek alay etmeye kalkanlara da  “pozitif düşünce” altında   hoşgörüde bulunmamız  anlamına gelmez. Eğer her  kendini bilmeze  hoşgörüde bulunur da, onlar bize değer vermediği halde biz onlara değer vermeye kalkarsak  yaptıkları densizlikleri  marifet zannetmeye başlayarak bizleri daha çok aşağılamaya ve alay etmeye kalkarlar.  Bu gibi insanlara  hatalarını anlatmaya bakmalıyız. Eğer ısrar ederlerse onlardan uzaklaşmaktan başka çaremizde olmaz.. Çünkü “ Affı benimse, iyiliği emret, cahillerden yüz çevir” diye  bize öğüt veren ilahi emir bizden iyi bilir.

 

Sevgili dostum,

 

“Pozitif düşünme” güzel bir kavram.  Kulağa hoş gelir.  Sempatik bir terimdir. Lakin her  ben “pozitif düşünce” ye sahip olacağım  yapacağı şeyde değildir.  Öyle ki bize gelip de “pozitif düşün” diyen insanlara baktığımız zaman  çok zaman onların “pozitif düşünce” den anladıklarının   “insanları memnun etmek için   kendi yaşam ilkelerinden vazgeç.  Densiz insanlara   hoşgörüde bulun, onlarla geyik muhabbeti, dedikodular yap, sana yardım etmeye gücü olduğu halde  yardım etmeyen mevki makam sahiplerine  yağcılık yap “ anlamına gelen bir anlayışın olduğunu görüyoruz.

 

Sevgili dostum,

 

“Pozitif  düşünce”  insanların ufak tefek hatalarını  görmemeyi de içerir. Bunu bende kabullenerek inanıyorum. Ama durmadan  kendi düşüncelerini dayatarak seni küçümseyen ve  “sen de kimsin, onların mevki makamları var”  havasındaki  insanlara da hoşgörüde bulunamayız. Bu kendi yaşam ilkelerimizle çelişmek, kendi kendimize hakaret etmek, kendimizi yok sayarak  başkalarını yüceltmek anlamına gelir. En büyük mevki ve makam “ “insanlık makamı”dır. Şey Edebali “İnsanı Yaşat ki devlet yaşasın “ı boşuna dememiştir.

 

Sevgili  dostum,

 

Dikkat edersen kimseyi kast etmeden  sadece “Pozitif düşünce”yi anlatmaktayım. Bunu senin içten anladığını  bilmekteyim .Sen de bunu bildiğin için pozitif düşünür ama kendi yaşam ilkelerinle  çatışan fikir ve insanlara da   asla taviz vermezsin.

 

Sevgili dostum,

 

Bizim insanımız başkasına akıl vermeyi ve başkalarını yönetmeyi çok sever.  Öyle şeylere rastlarız ki   bizden birkaç yaş büyük insanlar,  bizleri kendilerinin kölesi sanarak  “ ben sana söyledim de sen beni dinlemedin” diyerek   her söylediklerini yapmamızın şart olduğunu söyleyerek   bazen de kendi çocuklarını azarlamadıkları gibi bizi azarlamaya terslemeye kalkarlar.  Bizi “İlkelerinden taviz verme” diye yüreklendirecek yerde  “pasif insan” olmamızı tavsiye ederler.  İşte dostum senin yaşça benden büyük olmana rağmen  “ benim sözümü dinlemiyorsun ki” diye bana   emreder gibi konuşmaman  sana olan sevgimi artırıyor. Çünkü  gerçek manada  yaşanan  dostluklarda   dayatma değil, bilgi ve sevgi paylaşımı vardır. Bu da dostluğun   temel taşıdır. Şeyh Edebali’nin sözünü ben “ dostluğu yaşatalım  ki insanlık yaşasın “ diye dostluğumuza uyarlamaktan   büyük mutluluk duyuyorum.

 

 Sevgili dostum,

 

“Pozitif düşlünce” ile  herkesi güzel yorumlayalım . Peki bizi seviyor görünerek   bize gücü yettiği halde yardım etmeyen, bize rastlamasa varlığımız aklına bile gelmeyeni sırf engelli diye insanları küçümseyen  insanlara nasıl “ pozitif düşünce “ penceresinden bakabiliriz ki.  Onlara bir şey yapamasak da onlardan uzaklaşmak, onlara da bizlere de boş konuşmadan hayatımıza devam ettirmemizi sağladığı için faydalı   bir tavırdır.

 

Sevgili dostum,

 

Hakiki dost dostlarının birbiri ile  güzel ilişkiler kurması için  onları tanıştırarak kaynaştırır. Ama günümüzde   imam, öğretmen gibi insanlar bile tanıştırmak ve kaynaştırma  işini yapmıyorlar ve   toplum da bu yüzden  “pozitif düşünce” yi  yaşayamıyor.  Biz bu yüzden tanıştırarak,  kaynaştırarak ne güzel dostluk yaşıyoruz işte.

 

Sevgili dostum,

 

Konuya bir başlayınca fikirler birbiri ardı sıra  beynimize geliyor. Bu mektubu yazarken yaptığım gibi. Bunun sebebi de boş konuşmalara kulak asmadan, emek verilerek, zaman harcanarak, iyice düşünülerek  yazılmış güzel yazılar ve kitapları okumamız, onları anlamamız ve  anlatmamızdan meydana geliyor. Bu yüzden  mektuplarımız etkili oluyor, okuyarak hem sen faydalanıyorsun hem de okuyan.

 

Sevgili dostum,

 

“Pozitif düşünce” ile dolu dostluğumuzun  daha  da gelişmesi daha pozitif olmamıza bağlı ama pozitif olacağız diye ilkelerimizden ve hayat anlayışımızdan da asla vazgeçmeden

Muhabbetle  kucaklıyorum benim pozitif dostum(!) 

 
Toplam blog
: 1096
: 1558
Kayıt tarihi
: 28.12.07
 
 

1967 Tokat'ın  Pazar ilçesi doğumluyum. İşitme engelliyim. İstanbul Üniversitesi iktisat Fakültes..