Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Pozitif insan ve hayat

Zengin fakir, güçlü güçsüz, bilgili ya da bilgisiz. İnsan olarak herkes sevgiden, barıştan, mutluluktan, söz eder. Fakat kimi yaşar, kimi yaşamaz. Çünkü maddeyle hiçbir ilgisi olmayan ve yalnızca ruha hitab eden duygulara yön vermek para ve teknoloji işi değil gönül işidir. Bir insanın zamanını, fiziki varlığını, bedensel ve beyin gücünü satın alabilir veya kiralaya bilirsiniz. Fakat hevesini, sadakatini ve kalbini satın alamazsınız. Bunu kazanmak gerekiyor. Yani önce İNSANA DEĞER, ( ki bu SEVGİ’yle olur) Sonra bilgi paylaşımı, yani ortak bilgilerde buluşmak ki, kalp fethedilmeden bilgi aktarılmaz.

Bugünün teknolojisine bakıldığında geçmişe oranla çok büyük bir lüks ve refah içinde yaşayan insanların, mutluluğun doruğunda olmaları gerekirken durum öyle değildir. Günümüzde, bütün dünyayı saran bilgisayar teknolojisiyle dünya avuç içine sığacak kadar küçüldü. Ama insanların sorunları büyüdü. Her ne kadar “Bilgi çağı” dense de, aslında teknoloji bilgiyi yok edip insanları robotlaştırmaya başladı. Çünkü bilgi yeni ufuklar açarken önce bize bizi öğretir. Bilgi önce insanı öğretir. Ve insan önce SEVMEYİ öğrenir.

Daima yeni keşifler peşinde koşan insan kendini yeniden keşfetmeyi unuttu. İnsan SEVMEYİ unuttu. Sevgiler bile menfaatler üzerine kurulmaya başladı. Maddeye olan bağımlılık ruhun açlığını arttırdığından, bunu fark edemeyen bugünün insanı, düne göre çok daha fazla mutsuz oldu. Hayat’la baş edebilmek ancak UMUT, AZİM, İNANÇ ve SADAKAT ile mümkünken tüm bu değerler ya eskidi, ya yıprandı, ya da kısmen yok oldu. Ve bu değerler içinde gizli olan MUTLULUK, önlenemeyen hırsların yanında yavaş yavaş köşesine çekilip yeniden keşfedilmeyi bekler oldu..

… ... … …

İnsan bir şeye karar verirken, doğru olup olmadığı konusunda çoğu kez şüpheye düşer. Negatif düşünce, çaresizlik ve şüphe. Karşımızdaki üç daimi düşman.

Olumsuzluklara karşı daima pozitif olmak, kendimize inanmak ve güvenmek.

Sabırla ve kararlılıkla, belirlenen hedefe ulaşacağımıza inanmak.

Kişisel ihtiraslardan, kinden, nefretten sıyrılmak.

Daima üretimin, çözümün ve sevginin bir parçası olmak.

İşte hayatımızın her aşamasında alacağımız bu kararlar şu üç insan grubundan birine götürecektir bizi. Bir şeyler yapanlar, bir şeyler yapılması gerektiğini sadece konuşanlar ve olup bitenden habersiz yaşayanlar.

Başarılı insanlar, yani yüreğini ortaya koyup amaca sadakatle bağlı olan insanlar, yani hayatı daima olumlu yönleriyle değerlendirenler başarısız olduklarında öğretici bir deneyim kazandıklarını düşünenlerdir. Bu durumda onlar başarıların değil, başarı onların kölesidir. Asıl güç, bilgiyi ve sevgiyi elinde tutan, ona en hızlı ulaşan insandadır ki o insanlar bu güçlerinin farkındadırlar. Hırs ve azim aynı şey değildir çünkü. Azim’de ‘sevgi ve sadakat’, hırs’ta ‘her şeye rağmen’ düşüncesi vardır.

Erol Güldiken

 
Toplam blog
: 53
: 1368
Kayıt tarihi
: 31.10.08
 
 

Bestekar ve Yazar'ım. Sanat, kişisel gelişim ve hayata dair; elimin erdiği, dilimin döndüğü ve ka..