PR ajanslarında etik anlayışı

PR ajansları arasındaki savaş git gide kızışırken, çalışanlar arası transfler de artmaya devam ediyor. Turkcell'in eski PR ajansı olan Mese İletişim'den ayrılması arkasında ajanstan ayrılan Nedim Özkan'ın kendi PR ajansını kurmasıyla beraber Turkcell'i de Mese'den götürmesi PR ajanslarındaki gerginlikleri kızıştırdı.

Pılını pırıtını toplayan PR uzmanları kendileriyle beraber müşterilerini de götürebilir mi? Bu etik midir? Ayrıca bir PR ajansında çalışan birinin başka PR ajansına geçmesinin etik sayılmaması ne kadar doğrudur?

Benim görüşüm bu konuda hiçbir etik problem olmadığıdır. Öncelikle PR ajanslarında önemli olan kurumların hangşi PR ajansı ile çalıştıklarından ziyade o PR ajansında hangi isimle çalıştığıdır. Çünkü PR öyle bir iş ki tamamen sizin PR'ınızı yapan kişinin sektörde ne kadar tanındığı, medya ilişkilerinin ne kadar kuvvetli olduğu ve ne kadar yaratıcı projeler gerçekleştirdiği ile ilgilidir. Eğer ben X kişiden memnunsam ve o X kişi başka bir PR ajansına geçiyorsa veya kendi ajansını kuruyorsa ben de onunla çalışmaya devam etmek isterim. Bundan daha doğal ne olabilir ki? Madem bu durumu PR ajansı sahibi etik bulmuyor, o zaman çalışanını elinde tutmanın yolunu arasın. Bu ne hırsızlıktır ne de, çalışılan yere ihanettir.

Bildiğim kadarıyla (emin değilim ama) İletişim Danışmanları Derneği yönetmeliğinde de bir PR ajansında çalışan kişinin başka bir ajansa geçmesinin etik olmadığı yazılı. Allah'ınızı severseniz 3 kuruş maaş alan PR'cılar nasıl olacak da buna tenezzül edecek. Amerika'da mı yaşıyoruz? Kaldı ki herkes her yere geçebilir, ben bana 3 kuruş fazla yere verene geçebilirim, geçtiğim yere eski ajansla ilgili gizli bilgileri taşımadığım sürece.

Ajans sahipleri acaba kendileriyle devam etmeyen çalışanlarını etik olmama silahıyla suçlayıp, sahada cesurca dövüşmekten kaçıyor olmasınlar?