Pretty Woman

 

Genç bir adam AVM içinde tek başına bir mağazanın önünde otururken sevgilisi yanına yaklaşır ve bağırmaya başlar.

 

- Burak, inan yaptığın çok ayıp ama. Yani şunun şurasında birlikte alışveriş yapmaya çıkmışız. Beni nasıl yalnız bıraktığının farkında mısın?

 

- Kızım ne bağırıyon kulağımın dibinde. 2 saattir geziyoruz, daraldım yeter. 

 

- Ne demek daraldım? Sana bluetooth kulaklık alırken hiç daralmıyordun? 

 

- Sema, elektronik mağazasına girmemizle ürünü satın alıp çıkmamız toplam 3 dakika 40 saniye sürdü, nasıl daralabilirdim ki, vaktim yoktu? 

 

- Dalga geçme Burak. Ben, bizim böyle sevgili olarak romantik alışverişler yapmamızı istiyorum. Pretty Woman filmindeki Julia Roberts elbise denerken Richard Gere hafiften sıkılmış gibi ama neşe ve sevgiyle bekliyor ya, onun gibi..

 

- Yaaa Sema Allah aşkına, terlik bakıyorsun, normal ev terliği,  bildiğin anneanneme benziyorsun yaa, ne romantizmi, ne Julia’sı ne Roberts’i..

 

- Yuh Burak! Bir anneanne demediğin kalmıştı bana. Yazıklar olsun! Bir kere terliği çoktan almıştım. Pantolon deniyordum ben en son. 

 

- İyi de beşinci pantolonu deniyordun Sema. Pantolon almak için beş farklı pantolon, beş kez denenmez ki. Bir iki pantolonla fonksiyon testi yaparsın olur biter.

 

- Fonksiyon testi mi, o ne be?

 

- İşte..  Böyle bacaklarını tırnak işareti yapıp çömelirsin, arada apış arasında yumurtaların sıkışmıyosa iyidir o pantolon, fonksiyon testi başarılıdır. Bir de aynaya döner bakarsın, kıç baş yerindeyse tamam. Alırsın. Hatta bir de aynısının farklı bir rengini alırsın. Tek denemeyle 2 pantolon alıp çıkarsın. Ulen ben bir şeyi bir gün beş denemede alıyorsam bil ki Alzheimer olmuşumdur, ilk dört denemeyi unuttuğum için devam ediyorumdur, beni hemen oradan çıkar doktora götür Sema.

 

- Ya Burak, öyle olur mu? Saçmalama. Bu işin zevki denemesinde. 

 

- Kusura bakma Sema. Benim öyle zevklerim yok. Mesela seninle de deneme amaçlı olarak takılmıyorum.

 

- Hah hah yemezler.. Ben modadan bahsediyorum canım.

 

- Benim modayla yakından alakam yok Sema, şimdi diyeceksin ki peki uzaktan var mı? O da yok. Yani kısaca uzaktan yakından alakam yok.

 

- Bak bak.. Sevsinler seni.. Peki niye seni zırt pırt Fashion TV’de Victoria Secret falan izlerken yakalıyorum canım.

 

- Açık konuşayım mı? Yoksa Richard Gere gibi artistik konuşmamı mı istersin?

 

- Nasıl ne demek o be! Tabi ki açık konuş.

 

- Kızım direk Adriana Lima için seyrediyorum ben o show’u. İlik gibi hatun. Diğerleri de öyle ama. Adriana’nın yeri ayrı.

 

- Yuhh Burak, romantizm istediğim adama bak yaa, tam öküzmüşsün sen, öküz. Tren vardı dışarıda, çıkışta ona götüreyim, onu izlersin.

 

- Nasıl?

 

- Hızlı tren. Aksiyon filmi niyetine hızlı trene bakarsın Adriana’nın öküzü..

 

- Bana bak kızım öküz möküz deyip sinirimi bozma. Zaten daralmışım beklemekten, iyice asabımı bozma..

 

- Ne olurmuş asabın bozulursa! Yazıklar olsun sana. Sevgili olarak bile bu kadar romantik olabiliyorsun. Adriana Lima’ymış, ilikmiş bilmem ne.. Öküzsün sen öküz. Pretty Woman diyoruz, Julia Roberts diyoruz sen ne diyorsun!

 

- Yaa konuşturma beni Sema. Julia Roberts o filmde bildiğin or.spuydu bi kere. Ne romantizmi kendine gel! 

 

- ....

 

- Sema?

 

- ....

 

- Tamam canım.. Ağlama.. Sema?

 

- ....

 

- Tamam.. Gidelim alalım ne istiyorsan.. 

 

- ....

 

- Kredi kartımı da aynı Richard Gere gibi harcayalım. Ne varsa hepsi bana Gere’sin. Daha sonra ben gece yarısı Taksim’de yerli yapım “Pretty Man” filmiyle kredi kartı borç ekstresini kapatmaya çalışırım..

 

 

Harun Baştürk