Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '11

 
Kategori
Söyleşi
 

Prf. Dr. Sedat Muratlı ile söyleşi

1-BEDEN EĞİTİMİ ÖĞRETMENİMİZ SEDAT MURATLI

NOT: İsparta Gönen İlköğretmen Okulunda beden eğitimi öğretmenimiz olan, değerli hocam Sedat Muratlı, Türk spor tarihinde kalıcı hizmetlerin ve bazı ilklerin gerçekleşmesinde önemli roller üstlenmiş bir spor bilim adamıdır. Uzmanlık alanı ‘’Hareket ve Antrenman Bilimleri’’ olan Prof. Dr. Sedat Muratlı, doktora ve doçentliğini Marmara Üniversitesi’nden, Profesörlük unvanını ise Akdeniz Üniversitesi’nden almıştır. Bilim adamı olmasının yanında, hem sporcu ve hem de antrenör olarak, çeşitli müsabakalarda da yer almıştır.

İlerlemiş yaşına rağmen hala Türk sporuna, eğitimci ve alanında yazdığı eserlerle katkıda bulunmaya devam etmektedir. Şu anda Antalya’da ikamet etmesine karşın, haftada iki gün İstanbul Haliç Üniversitesinde derslere gidip gelmektedir. Bu hızlı çalışma temposu içinde, bu söyleşiye de zaman ayırdığı için kendisine teşekkür ediyorum.

Sevgili hocam; geçmişimizi, bugünümüzün ve geleceğimizin temeli olarak kabul ettiğimiz için, söyleşilerimize genellikle kısa özgeçmişimizle başlıyoruz. Şimdi bize kısaca öz geçmişinizden bahsedebilir misiniz? 

1937 yılında Silifke’de doğdum. İlkokul ve ortaokulu Silifke’de okudum. Biz iki kız, iki erkek: dört kardeştik. Hepimizde okumak istiyorduk. Fakat Silifke’de ortaokuldan sonrası yoktu. Lise için Mersin veya Adana’ya gitmek gerekiyordu. Bunun için de yeterli olanaklara sahip değildik. 

Sonradan noterliğe dek yükselmiş olsa da, o yıllarda babam adliyede kâtipti. Bize “Bakın çocuklar; hepinizi de okutmam mümkün değil. Fakat çok çalışır bir yatılı okul kazanırsanız, harçlıklarınızı gönderebilirim” dedi. 

O yıllarda yatılı okul denilince ilk akla gelen, öğretmen okullarıyla askeri okullardı. Bu yüzden biz de çalışıp yatılı okul sınavlarını kazanarak dördümüz de öğretmen olduk. Biz ağabeyimle birlikte Diyarbakır öğretmen okulunu bitirdik. 

1955 Yılında Mersin Gülnar ilçesinin bir dağ köyünde ilkokul öğretmeni olarak başlayan memuriyet hayatım, yaklaşık yarım asır sonra 2002’de Akdeniz Üniversitesinden emekli oluncaya dek sürdü. Emekli olduktan sonra Antalya’dan ayrılmadım. Halen burada yaşıyorum. Haftada iki gün İstanbul’da haliç Üniversitesinde dersler gidiyorum. 

Gönen İlköğretmen okulunda çalışırken aynı okulda resim öğretmeni olan Nevim Hanımla evlenmiştik. Bir oğlum ve bir de kızım var. Kızım İstanbul’da çalışıyor. Antalya’da çalışan oğlumdan iki torunum var. Torunlar yaşama sevincimizin kaynağı ve bizi yaşama bağlayan en tatlı şeyler. 

Gönen’ e gelmeden önce nerelerde çalıştınız? 

Diyarbakır Öğretmen Okulunu bitirdikten sonra Mersin’in Gülnar ilçesinin Köseçobanlı köyünde bir yıl çalıştım. Burası çok sarp ve ulaşımı zor bir köydü. İkinci sene Ovacık Köyüne geldim. Burası kıyıda ve ulaşım olanakları daha iyi bir köydü. Bu köyde çalışırken yılsonuna doğru bir ilköğretim müfettişi beni teftiş için okula geldi. Akşam onu misafir ettim. Kitaplarıma baktı. Sait Faik’ten, Sabahattin Ali’den ve sanattan edebiyattan bahsettik. Sonra bana “Sedat sana yazık oluyor burada. Sen hemen Gazi Eğitimin sınavlarına gir; spor, sanat edebiyat neresi olursa oku” dedi. 

Müfettişin de teşviki ile ağabeyimle beraber Gazi Eğitim Enstitüsü sınavlarına girdik ve Beden Eğitimi Bölümünü bitirdik. Okul bitince mezun olduğum Diyarbakır öğretmen okuluna Beden Eğitimi öğretmeni olarak atandım. 

Diyarbakır’ın da elbette anılarımda önemli bir yeri var. Orada Doğu’yu ve doğu insanının dostluk, samimiyet ve sadakat gibi özelliklerini yakından tanıdım. Çok güzel anılarımız oldu. Örneğin; zamanın önde gelen ses sanatçılarından Celal Güzelses’in eşinin bir ana sıcaklığıyla yaklaşımını hep hatırlarım. Arkadaşım ve iyi bir sporcu olan oğlu Erdem ile yemeklere çağırışı, benim için büyük moral olurdu. 

Gazi eğitimde okurken bu okulun basketbol takımı, Ankara Basketbol Birinci liginde mücadele ediyor ve ben de bu takımda oynuyordum. Muhafız Gücü de birinci ligde mücadele ettiği için beni Gazi Eğitimden tanıyorlardı. Bu yüzden askerliğini iste, seni Ankara’ya alalım, Muhafız Gücünde oyna dediler. Bunun üzerine askerliğimi isteyerek Diyarbakır’dan ayrıldım. Askerde iki senem paraşütçülük yaptım ve Muhafız Gücünde basketbol oynadım. 

Gönen ile ilgili anı ve düşüncelerinizden kısaca bahsedebilir misiniz? 

Askerden sonra 1963 Şubatında Isparta Gönen İlköğretmen Okuluna Beden Eğitimi Öğretmeni olarak atandım. Oldukça sıcak ve samimi bir çalışma ortamı ile karşılaştığımdan olacak, Gönen’i hemen benimsedim. 

Sosyal psikolojide, insanların bir yer, bir grup veya bir topluluğa ait olma ve kendini onunla bütünleştirme gibi içgüdüsel bir duygu vardır. Bende de Gönen böyle bir etki yaptı. Gönen’den ayrıldıktan sonra da, uzunca bir süre kendimi hep Gönen’li hissettim. 

Bu duygunun oluşmasında, öğretmen arkadaşlarımızla aramızdaki uyum ve başlangıçta Mehmet Yetenç gibi değerli bir eğitimcinin Müdür olarak sağladığı demokratik çalışma ortamı, öğrencilerimizle olan ilişkilerimiz de etkili oldu diye düşünüyorum. Çünkü öğrencilerimizle karşılıklı güven, sevgi ve saygıya dayalı çok güzel bir ilişkimiz vardı. Öğrencilerimiz zeki, çalışkan ve saygılıydı. Onlarla beden eğitimi öğretmenliğinin yanı sıra kültürel, sosyal etkinlikler vardı. Gönen Halkı da çok saygılı ve iyi niyetli insanlardı. İşte Gönen halkı ve öğrencilerimin bu iyi niyet ve masumiyeti, yardımlaşma ve dayanışmaya elverişli demokratik çalışma ortamı benim Gönen’i sevmem ve benimsememde etkili oldu. Şimdi düşünüyorum da, Gönen ile ilgili negatif hiç bir izlenim bulamıyorum. 

Gönen’e gelmeden önce, Mersin, Diyarbakır ve Başkent Ankara’da yaşamıştım. Gönen’deyken de Paris’e gittim ve orada bir yıl kalmıştım. Küçük, kırsal bir Anadolu kasabası olan Gönen’i bunlarla karşılaştırdığınızda, olağan koşullarda Gönen’in belleğimde bunların yanında bir nokta kadar bile kalmaması gerekirdi. 

Fakat benim için hiç de böyle olmadı. Gönen’in suyunu içen ve havasını soluyan, karşılaştığım başka insanların da, aynı şekilde etkilendiklerini gördükten sonra, şu kanaate vardım. Yolu Gönen’e düşen ve bir süre orada yaşayan herkes, ilkokul öğretmeni de olsa, profesör de olsa artık Gönen’li olmuştur ve Gönen’i bir daha unutamaz. 

Ayrıca üç buçuk sene gibi kısa bir süre kalmama rağmen, Gönen benim yaşantımda bir dönüm noktası gibidir. Çünkü burada evlendim ve bundan sonraki yaşantıma yön veren olayların gelişimini sağlayan sınavları burada kazandım. Milli Eğitim Bakanlığının “Ortaöğretimde Beden Eğitimi” konulu bursuna, Gönen’in huzurlu ortamında hazırlanıp kazandım. Ve bir yıl Fransa’da yaşadım ve staj yaptım. 

Yine spor akademilerinin açılmasında görev almak için Almanya’da doktora öncesi bilimsel çalışması olanağı sağlayan sınavlara da, Gönen’de hazırlanıp kazandım. Bu yüzden Gönen’i ve orada karşılaştığım herkesi dostluk ve sevgiyle anımsarım. 

 
Toplam blog
: 81
: 702
Kayıt tarihi
: 21.11.08
 
 

Nazmi Öner 1946 yılında Burdur’un Bucak İlçesine bağlı Seydiköy’de doğdu. Seydiköy İlkokulu v..