Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Haziran '12

 
Kategori
Sinema
 

Prometheus bu kez yaratmıyor, araştırıyor

Prometheus bu kez yaratmıyor, araştırıyor
 

UZAYIN DERİNLİKLERİNDE İNSAN IRKININ KEŞFİ MÜMKÜN MÜ ?


Ridley Scott'ın 1979’da yönettiği “Alien-Yaratık”  mitolojisi unutulmayacak bir uzay yaratığını sinema dünyasına kazandırdı. Filmin başında yaratığın John Hurt’ün göğsünü yararak dışarı fırladığı sahne sinemanın en sarsıcı anlarından birisi olarak anımsanır. Scott’un baştan sona yaratığı göstermekten çok, hissettirmesi, her an ortaya çıkabilecek tehlike ile seyirciyi baş başa bırakması ürperten bir başarı oldu. Arkasından farklı yönetmenler tarafından çevrilen üç devam filmi ile tüm zamanların en başarılı ve ilgi toplayan serilerinden birisine dönüştü  “Alien”. Devam filmlerinin de James Cameron, David Fincher, Jean- Pierre Jeunet gibi üst düzey yönetmenlerin imzalarını taşıdığını da anımsayalım. İsviçre asıllı H.R.Giger’in ilkel kabilelerin "dişli vajina" korkusuna ait bir mitten yola çıkarak çizdiği Yaratık tasarımı, efsane bir figüre dönüştü.    Yaratığın baş kısmının ise "fallus"u andırdığı şeklinde yorumlar hep oldu .  "Alien ve Predator" savaşları gibi sadece yaratık dövüşlerine odaklı B-Sınıf filmleri bu seri içinde değerlendirmemek gerekir. Scott  “Prometheus” ile yeniden “Alien-Yaratık”  köklerine dönüyor, daha önce yanıtlanmamış sorulara yanıt arıyor.

Alt metinlerinde insanın varoluşuna kadar uzanan öykü, Alien’ın ilk oluşumu ile serinin en başına dönüyor. Scott kendi kurgusu ile 2003’de DVD olarak sunduğu “Alien” deki kurguyu izliyor. O zamanki “Nostromo” ticari uzay aracının yerini bu kez “Prometheus” alıyor. Yıl 2093 araç uzayın sonsuz karalığında, yıldızların arasında yol alıyor. Mürettebat bağlı oldukları Weyland şirketinin adamları; kaptan Janek (Idris Elba), yönetici Vickers (Charlize Theron) ve android David (Michael Fassbender) yanında yine para kazanmak için yola çıkmış çalışanlardan kurulu. Ekibe bilim adamı olarak iki arkeolog Elisabeth Shaw (Noomi Rapace), Charlie Holloway (Logan Marshall Green) yer alıyor. Her iki arkeolog mağara araştırmalarında farklı medeniyetlere ait mağara duvarlarında insan ve uzay arasında iletişimi simgeleyen resimleri bulmaları, yaşamın uzayda başladığına dair varsayımlarını güçlendirmiştir. Şirketin sahibi Peter Weyland’ta (Guy Pearce) insan varoluşunun köklerinin uzayda olduğuna inanmaktadır, bu seyahatte arkeologların yardımıyla kanıtlara ulaşmanın beklentisi içindedir. Seyahatin hedefi çok uzaklardaki LV-223 gezegeninde araştırmalar yapmaktır. Araç gezegene iner ve araştırma ekibi koruyucu giysileri içinde araştırmalara başlar. Girdikleri uzun ve labirent mağara sürprizlere gebedir.

Aracın inmesi, mürettebatın uyanması, araştırma ekibinin mağaraya girmesi aynen ilk filmin kurgusunun izinde giden sekanslar. Araç ticari bir şirkete bağlıdır,  iki arkeolog dışında kimsenin bilimsel hedefi filan yoktur, çoğunluk çalışıp para kazanıp sağ salim eve dönme peşindedir. Bu durum bireyselliği ön plana çıkarttığından, sıkıntılı durumlarda herkes bir diğerinden kolayca vazgeçebilir. Vahşi kapitalizm gelecekte de duruma aynen hakimdir. Bu haliyeti ruhiye filmin gerçekçi yapısına katkı yapan önemli unsurlardan birisi oluyor. 1979’dan bu yana değişen sinemasal teknolojinin filmin her karesine damgasını vurması gözden kaçmıyor. Gerek uzay aracının iç tasarımı (dıştan retro bir tasarımla yetmişli yılların uzay araçlarını anımsatıyor), kullanılan iletişim aletleri, uyuma küvezleri, tıbbi yardım makinesi v.s. iki binli yılların ilerlemiş tasarımları olarak hayranlık uyandırıyor. Avatar sonrası çekilmiş en mükemmel 3D bilimkurgu olduğu tartışılmaz. Serinin ilk bölümünde terk edilmiş araçta bulunan ve serinin devamında hiç bir şekilde ortalarda gözükmeyen  Uzay Pilotları bu kez detaylı olarak işleniyor. 7-8 metre boyunda dışarıdan kaburga kemikleri birbirinden ayrılmış, pilot elbisesi şeklinde  tasarlanmış bu dev yaratıkların, akıllı oldukları ve evren düzeninde önemli rol oynadıkları anlatılıyor. Yaratık'ın ise Uzay Pilotlarını öldürmeye programlı olduğunu görüyoruz.        

Alien mitolojisini harmanlayan felsefevi alt yapı Prometheus adında gizli. Tanrıların ve Titanların savaşından sonra Zeus insan yaratma işini Prometheus ve kardeşi Epimetheus’a verir. Prometheus insanları diğer canlılardan üstün kılacak, Tanrılara eşdeğer nitelikler verir. Ateşi çalar ve insanlara verir. İnsanların ilerlemesine yardımcı olmak ister.  Prometheus'un Tanrılara karşı gelmesi Zeus’u öfkelendirir, onu dağa zincirletir ve ciğerini parça parça kartala yedirterek cezalandırır. Uzay aracı da bu mitolojik kahramanının izinden  giderek varoluşun kökenine doğru bir yolculuk yapıyor. Filmin açılışında bir uzaylıdan kopup gelen DNA’nın suda protein sentezini gerçekleştirerek ilk hücreyi oluşturması, filmin izlediği, araştırdığı görüşü ortaya koyuyor.Eric Von Daniken'in ünlü "Tanrıların Arabaları" nın izinden gidiyor, varoluş ve uzay arasında ilişki kuruyor.

Scott türler arasında (başarı) ile dolaşan bir yönetmen olarak tanınır, detay ve görsellik konusundaki mükemmelliyetçiliği Prometheus’da bir kez daha kanıtlanıyor. Evrenin düzenini ve düzenleyenleri gösterdiği veya finaldeki insan taslağı ve yaratık arasındaki mücadele filmin en unutulmaz görsel anları oluyor.

Oyunculuklara gelince Noomi Rapace yeni bir Ripley olur mu bilinmez, fakat  fiziksel olarak çok zor gözüken bir işin altından başarı ile kalkıyor. Bilgili bir android David rolünde Michael Fassbender karakterler arasında en öne çıkanı. “Arabistanlı Lawrence” da Peter O’Toole’u fiziksel ve oyunculuk olarak taklit etmeye çalışan robot karakterde özgürce  davranan, nerede ne yapacağı belli olmayan gizemli biraz çocuksu portreyi başarı ile çiziyor. Charlize Theron şirket yöneticisi Meredith Vickers’da soğuk, ifadesiz ve acımasız bir karakter yaratıyor. Şirket sahibi Weyland karakterini tanınmayacak bir makyaj maskesi altında Guy Pearce oynuyor.

Sonuç olarak söylenecek son söz; bilimkurgu ve gerilimi harmanlayan en iyi filmlerden birisi olmaya aday. Sadece Alien takipçilerini değil herkesi etkileyecek bir film.

PROMETHEUS

YÖNETMEN: RIDLEY SCOTT

SENARYO: JON SPAITHS, DAMON LINDELOF

OYUNCULAR : MICHAEL FASSBENDER, NOOMI RAPACE, CHARLIZE THERON, GUY PEARCE.

 FİLMİN NOTU: 5 (5 ÜZERİNDEN)   
 

 
Toplam blog
: 223
: 1093
Kayıt tarihi
: 12.01.11
 
 

İzmir’de doğdu. Viyana Tıp fakültesini bitirip doktor ünvanını aldıktan sonra Genel Cerrahi ihtis..