Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

ismail hakkı özsarı

http://blog.milliyet.com.tr/ihozsari

19 Aralık '17

 
Kategori
Felsefe
 

Prometheus Destanı

Prometheus Destanı
 

İbranilerin Âdem ile Havva miti olduğu gibi, Yunanlıların Prometheus miti vardır. Tıpkı Âdem ile Havva’da olduğu gibi Prometheus’un eylemi de itaatsizliğe dayanır. Âdem ile Havva itaatsizlik ederek cennetteki yasak meyveyi yemişlerdir. İtaatsizliklerinden ötürü cezalandırılırlar ve af dilerler. Ancak Prometheus tanrılardan ateşi aldığı için tövbe etmeyi ve bağışlanmayı dilemez. Aksine “Tanrılara itaatkar olacağıma, şu kayaya zincirlenmeyi yeğlerim” der.
Eski Yunan Mitolojisinde ışık ve aydınlığın yılmaz taşıyıcısı Prometheus’tur. Panteonlar ise yedek ilahlar ve onların başı da ZEUS’tur. Yani bunlar saltanatın ve karanlığın temsilidirler.
Prometheus’un ateşi ve aydınlığı halkına ulaştırmasının suçu dört ana başlıkta toplanır:
- Panteon ilahlarının tekelinde olduğu varsayılan aklı kullanmaya yeltenmek
- Panteonun yanında değil, insanların, halkın yanında yer almak
- Panteonun izni olmadan ateşi halkın kullanımına sunmak
- Kurban edilen boğanın en iyi yerlerini Zeus’a vermek yerine halka dağıtmak
Oysa Yunan Mitolojine göre akıl gücü baş panteon Zeus’un tekelindedir. Bu gücü başkalarında görmek Zeus’u çılgına çevirir.
Bunun üzerine Prometheus zincire vurulur. Zeus’un emriyle büyük bir kartal tarafından her gün ciğerleri yenir ve her gece yeniden yerine gelir. Bu işkence kahraman Herkül’ün kartalı öldürmesine kadar devam eder ve Prometheus zincirde bu acıları çekerken halkına şunları söyler: “Ben bunca acıya rağmen ışığı size getirdim; artık ona sahip çıkmak ve onu bir daha panteona teslim etmemek size kalmıştır.”
Prometheus Destanından çıkarılacak dersler vardır. Öncelikle şunu belirtelim, panteonlar da Prometheus da her coğrafyada vardır.
Müslüman coğrafyasının baş belası panteonlardır. Bunlar Prometheuslara her türlü cezayı reva görmekte ve adeta onları paramparça ederek yok etmektedirler.
Bu arada kitle ne yapıyor diyecek olursanız, ne yaptıklarını kısaca anlatayım:
Büyük bir kısmı hurafe afyonuyla uyutulmuş. Yine büyük bir kısmı da tarikat morfiniyle uyuşturulup, kendi halkına kurşun yağdıracak kadar hezeyana kapılmıştır. (15 Temmuz 2015 olayı) Bir kısmı da vur patlasın çal oynasın havasında tıksırıncaya kadar yiyip içmektedir. Din diye hurafeler anlatan, reyting uğruna şehvet pazarlayan, sözümona evlilik programları adı altında ilkellik sergileyen televizyonların tutsağı olan bir başka kesim.
Sevgili okurlarım; hiç şüpheniz olmasın tarih bu gerçekleri bir şekilde mutlaka yazacaktır.

 
Toplam blog
: 291
: 1113
Kayıt tarihi
: 12.07.12
 
 

Emekli öğretmenim. Kitap okumayı ve düşüncelerimi paylaşmayı çok severim. Tarih özel ilgi alanımd..