Propaganda Şekilleri ve...

     Siyasi partiler, seçimleri kazanabilmek için çeşitli propagandalar yaparlar… Bu propagandalar tarihsel süreçler içinde şekil, teknik ve öz olarak bir takım değişimlere uğramıştır… Tüm bunlara rağmen, her ulusun farklı bir propaganda yapma şekli ve anlayışı da vardır…

Ülkemizdeki Siyasi parti liderleri örgütlerine “ köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, eve ev dolaşarak çalmadık kapı, girmedik yer, öpülmedik yaşlı eli bırakmayınız” gibi talimatlar verirler. Bu talimatı alan partililer de kapı kapı dolaşmaya başlarlar…

Buraya kadar her şey size normalmiş gibi gelebilir. Öncelikle bu tür propaganda şeklinin kişi haklarına, konut dokunmazlıklarına, mahremiyet alanlarına bir saygısızlık olduğunu hiç düşünmeyiz. Batı toplumlarında böyle bir davranışı kimse kabullenemez, kimseyi bu nedenle evlerine almazlar… Diğer taraftan partilerini anlatmak, tanıtmak isteyenlerin sizi etkileme gücü nedir? Bu etkileme şekli, karşınızdakini edilgen-bilgisiz- yerine koymak anlamına gelir ki, kimse kendisine bu şekilde davranılmasını kabul edemez…

     Çağdaş toplumlarda bireyler partileri hakkındaki önemli bir bilgiye sahiptirler. Bağımsız kanallardan, kendi araştırmalarıyla, okuduklarıyla, gözlemleriyle partiler hakkında bir bilgiye- birikime- sahip olurlar… Seçim günü de giderek oylarını kullanırlar… Her bireyin bir oyu olduğu düşünülür… Bireyler kendi ailelerine bile bir partiyi dayatmazlar ve tavsiye etme yanlışlığına bile düşmezler. Biz ise hâlâ seçmeni yerli, göçmen, Kürt, Çerkez, Laz, Doğulu, Batılı gibi kategorilere ayırmakla meşgulüz… Benim yüz oyum, bin oyum var diye ortalıkta oy –seçmen- ağaları dolaşmaktadır ne yazık ki; partiler de onların peşine düşmektedir. Çağdaş insanın bir oyu vardır.

     Diğer taraftan partiler seçimler yaklaşırken. Çok sayıda seçim büroları açıyorlar, çay kahve ve çeşitli ikramlarla seçmenleri buraya toplamaya çalışıyorlar. Bu büroları her zaman kalabalık tutmaya çalışıyor. Böyle bir görsellikle seçmeni etkilediklerini zannediyorlar. Bu durum belki eğitim düzeyi düşük alanlarda etkili olabilir. Süreç içinde reklam panoları ve seçim bürolarının çevresi seçim afişleriyle, parti bayraklarıyla süsleniyor… Tüm bunların ekonomik boyutları ve çevreye verdikleri zararlar da var.

YSK her seçim döneminde propaganda şartlarını açıklar ve buna uyulmasını ister.  Miting yapma alanlarını İlçe seçim kurulunca partilerin istekleri doğrultusunda gerçekleştirmeye çalışır.

Mitinglere partiler seçmenleri yığmaya çalışırlar ve tüm taşıma olanaklarını kullanarak fazla kalabalık oluşturmanın gayreti içinde olur… Gerçekte mitingin yapıldığı o kentte bir ölçüde hayat felç olur, yaşam durur birçok sıkıntılar yaşanır… Miting sonrasında da büyük bir çevre sorunuyla karşı karşıya kalınır… Batı toplumlarında bizdeki gibi bu tür mitinglere rastlanmaz. Hatta o toplumlarda seçimlerin olup olmadığının farkına bile varamazsınız…

     Eskiden çok ilgi çeken ve toplum tarafından da çok benimsenen siyasi parti liderlerinin bir televizyon kanalına birlikte çıkıp, partilerini tanıtmaları, ülkenin sorunlarını birlikte tartışmaları seçmeni etkileme açısından çok önemli bir yoldu. Hatta bu tür programlardan sonra hemen anketler yapılır, seçmenlerin ne derece de etkilendikleri ortaya konulurdu. Artık ülkemizde iktidar partisinin bu tür programlara katılma isteğinde olmaması nedeniyle yapıl(a)mıyor…Batı toplumlarında bu tür birlikte tartışma programları günümüzde en etkili yollardan biri…

     Medya kuruluşlarının ise partilere propaganda yapma konusunda, eşit ve adaletli olduklarını söyleyemeyiz. İktidar, medyayı rahatlıkla kullanırken, muhalefetin sesi medya kanallarında kısılmaktadır.

     Sonuç olarak, ülkemizdeki siyasi partilerin propaganda yapma şekilleri ilkeldir ve eşit şartlar altında adil olarak yapılmamaktadır. Demokrasinin gelişmesinin önündeki tüm engellerin kalkabilmesi büyük ölçüde toplumumuzun bilinçlenmesine bağlıdır. Bu şartlar altında bu da pek mümkün gözükmemektedir…