Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '11

 
Kategori
Siyaset
 

Protestonun yeri var mıdır? Neresidir?

Protestonun yeri var mıdır? Neresidir?
 

Muhabbetleri bol olsun.


Geçtiğimiz gün gerçekleşen, Galatasaray'ın yeni stadı TT Arena'nın açılışı sırasında Başbakanın protesto edilmesine hep bir ağızdan karşı çıkan bir medya vardı karşımızda dün: Ne yeriydi, ne zamanıydı! 

Protesto gösterileri bu tarz kurallara bağlı bir şey olmaktan çıktı artık ve medya bu sınavı verememiş, sınıfta kalmıştır haberi veriş tarzında. Yaratılan korku imparatorluğunu çok çarpıcı bir şekilde gösteren bir örnek var karşımızda . İleride bir gün, gazeteci adaylarına gösterilir, baskı ortamlarında çıkan gazetelerin örnekleri olarak: 16 Ocak tarihli gazeteler... 

Bu sınavı geçen gazeteler bana göre Cumhuriyet, Birgün(haberi dün ilk sayfadan görmese de bugün telafi eder şekildeydi), Güneş ve Sözcü idi. Bugün de aynı gazeteler başbakanın sözlerini haberleştirirken görülmesi gerekeni gördüler: Başbakan Galatasaray'ı tehdit ediyor dediler. Bu gazeteler bunu yaparken, Hürriyet, Tayyip Erdoğan'ın konuşmasındaki tehdit tonunu yumuşatıyordu örneğin ve spor sayfalarında bir sürü bahane üretiyordu protestolara karşı. Ekşi Sözlük'te de yazdım, buraya da yazıyorum: Bir dahaki sefere "seyirciler başbakana ıslıklarla sevgi gösterisinde bulundular, başbakanın bunlara dayanamayan o yüce kalbi, duygusallıktan etkilenerek staddan ayrılmasına sebep oldu..." diye yazın haberleri, siz de kurtulun. Biz de kör ve sağırlar olarak farkında olmayalım hiçbir şeyin, ne Mehmet Ali Birand'ın "eyvah" demesinin ne de İlker Yasin'in "sesi alın" çırpınışlarının, Adnan Polat'ın, Arda Turan'ın Başbakanlarını üzmemek için sıraya girmelerinin... 

Dolmabahçe önünde protesto ederseniz hükümeti, dayak yiyorsunuz. Odtü'de, Ankara Siyasal'da protesto ettiğinizde yine dayak yiyorsunuz. AKP Genel Merkezi önünde yine dayak yersiniz. Bu dayakları atan polis tabii ki. Kızılay çoktan bu protestoların güvenilir bir yeri olmaktan çıktı Ankara'da, haftanın yedi günü polis var. Stadyumda protesto ederseniz de adınız, sanınız tespit ediliyor ve stada bir daha giremiyorsunuz. Oysa da bilinmeyen şu, bu tarz ortamlarda baskı bir yerinden patlak verir ve insanlar kafalarını uzattıkları ilk yerden alırlar nefeslerini. 

Bugün bir derleme vardı Cumhuriyet gazetesinde. İleri demokrasiye geçtiğimizden beri Türkiye'de olan bitenleri özetliyordu. İçki yasakları, heykele ucube denmesi, Muhteşem Yüzyıl olayları, özel hayata saldırılar, içkili lokantaların basılması, Silivri'deki hukuksuzluklar, Kenan Evren'in yargılanamaması, Erdal Eren'i anma isteğinin hala suç olması... vs. vs. 

Böyle bir ülkede yaşamak istiyor musunuz sahi? Sizce bu tablo özgürlükler tablosu mu gerçekten? Bir de masum bir soru, Allah kuruşu ne yahu? 

O stadyumda yapılan protestonun destekçisiyim elbette, yeriydi, zamanıydı, şıktı. Bunun sonucuna ise eğip bükmeden söylesin herkes: Tayyip Erdoğan, Galatasaray'ı TEHDİT ETMİŞTİR. 

Belli bir grup insan, geçmişte seslerini çıkarmaya korkanlar, artık korkmuyor. Bir şekilde seslerini çıkarmaya başladılar. Bazıları da en başından beri AKP'nin ne olduğunun farkında. Bizim gibi insanlar anlatamadılar, halbuki daha ilk gün yazmıştı bazı yazarlarımız: AKP'den demokrasi çıkmaz demişlerdi. Nitekim çıkmayacağı en başından, en başından beri belliydi. 

Kurulan bu baskı ortamı hepimizin üstüne bir karabasan gibi çöktü, günden güne çığrından çıkan, insanların yaşam tarzlarını doğrudan hedef alan bir fütursuzlukta ilerleyen bir baskı bu bahsettiğim. Sokakta dolaşırken bile rahat hissetmiyoruz çoğu zaman. Bunun adı demokrasi değildir, siz ne derseniz diyiniz. Haziran belki de bu ülke için bir şans, şu an baskılara vize verilecek ve daha da beter bir sürece gireceğiz gibi duruyor. Yine de hiçbir şey belli olmaz, umudu her zaman diri tutmak lazım. Demokrasinin bu tarz sürprizleri vardır elbet, sandıktan çıkacaklar değişebilir her an. (Tüm kalbimle dilerim.) 

Son olarak, bir de siz göz atın o gazetelerin manşetlerine, ibret olsun diye gösterilsin ileride. 

Akşam: Skandal arenası başlığıyla vermiş haberi. skandalın sebebi ne? Ultraslanın desteğine rağmen, Tayyip'in protesto edilmesi.
Bugün: Büyük ayıp başlığıyla vermiş.
Cumhuriyet: Arena'da protestolu açılış diye vermiş haberi.
Güneş: Arena'da protesto şoku diye başlık atmış. Haberde olay "tribünlerin başbakana protestosu" şeklinde tanımlanmış.
Habertürk: Galatasaray'a hiç yakışmadı demiş.
Hürriyet: Başlıkta protesto edildiğine dair bir bilgi kullanmamış, haberde ise "protestoların gölge düşürdüğünden" dem vurmuş.
Milliyet: Milliyet başlıkta doğrudan bilgi vermemiş, haberde Toki başkanı protesto edildi, bunun üzerine Erdoğan stadı terk etti denilmiş. Mehveş Evin'in yazısının başlığını "Aslantepe'de ıslıklı gece" olarak anons etmiş, fakat ıslıkların kime olduğuna dair bir bilgi yok.
Radikal: Stad açılışında erdoğan'a tepki başlığını kullanmış, haberde "bazı taraftarlar" ibaresiyle protestoları vermiş.
Sabah: Başbakan'ın katıldığı açılış olarak haberleştirilmiş, protesto edilip stadı terk ettiğine dair bilgiyi ilk sayfasında kullanmamış.
Sözcü: Cimbom taraftarı tayyip'i yuhaladı şeklinde vermiş haberi.
Star: Futbolun yüzü kızardı diye attığı üst başlığı büyük ayıp şeklindeki başlıkla tamamlamış.
Vatan: Tatsız açılış diye başlık atmış.Bir grup taraftarın protestosu gecenin tadını kaçırdı demiş.
Yeni şafak: Yakışmadı demiş.
Zaman: Seyrantepe'de çirkin tezahürat demiş.
Birgün, Taraf, Vakit : haberi ilk sayfasından vermemiş, ne açılışı, ne protestoları. 

Eh ne diyelim bu manzara karşısında. Protesto dediğimiz çok ayıp, pek bir kötü bir şeydir zahir, yüz kızartıcı suçlara alına, hepsi içeri tıkıla... Padişahım çok yaşa! 

 

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..