Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ekim '16

 
Kategori
Blog yazarları tartışıyor!
 

Psikolojisi bozuk milli takımın sosyolojik sınavları

Psikolojisi bozuk milli takımın sosyolojik sınavları
 

Güzel ülkemin üstüne çöken terör belasında maç sabahı verdiğimiz 20 ye yakın şehitin olduğu bir günde İzlanda’da alacağımız sonucun kıymet-i harbiyesi o şehidimin postalının tabanı kadar önemli değildi belki.
Yapacağınız, nasıl bir ruh haliyle oynadığınızı efkarı-umumiyeye anlatabilmek için kolunuzda en fazla bir siyah bant. Yoksa 35 yıldır bu PKK itlerinin hainliklerinin, kalleşliklerinin Lozan’da tokatı yiyenler tarafından nasıl şımartılıp, beslendiğini bilmeyen yok.
Perşembe’nin gelişini Çarşamba’dan anlarmış gibi nasıl da umutsuzca bakıyorduk maça?.
Simsiyah bir ada gecesinde önümüzü aydınlatacak bir ışıktan vazgeçtik, o soğuk gecede yüreğimizi ısıtacak bir empati bile kuramadık çocuklarla.. Yeniliverdiler onlar da zaten kuzu kuzu.

Futbolla yatıp kalkan, her şehrinde yeni bir stat inşa edilen 80 milyonluk bir ülkenin futbol takımının, nasıl olup da İstanbul’un bir ilçesi kadar nüfusa sahip olmayan bir balıkçı adasının takımına bu kadar kolay teslim olabilmesi ne kadar tuhaf geliyor değil mi?.
Cevabı bu mantıkla ararsak 2.5 milyarlık Çin’in her branşta Dünya şampiyonu olması gerekmez mi?
Kavgamız kendimizle bizim. Bizim en büyük rakibimiz yine biz.
Bu takım, bu milli takım, gerçekten halkın sevdiği bir takım mıdır?.
Sanmıyorum. Avrupa şampiyonası ilk maçında Paris’te Hırvatistan’la oynadığımız maçta, toplu alanda izlerken de fark ettim ben bunu.
Fatih Terim’e verilen sınırsız imkanlar başarılı olmamıza yetmediği gibi, sosyolojik tepki yaratmaya devam ediyor.
Başarılı bir Milli takım yaratmak isterken , takımın T.Direktörünü dünyanın en çok kazananlar listesine sokanlar, egosonu şişirip, dengesini bozanlar, bu işin gereksiz paralar harcamakla olmadığını Avrupa Şampiyonasında ve Dünya Kupası eleme maçlarında çoktan anlamışlardır ama yapacak bir şey yok, Şimdilik T.Direktörün istifasından başka.
Zira bu sıralar sosyal medyada insanlar maçı konuşmuyor, Fatih Terim’in ayda 1 milyon liralık maaşıyla kaç günde bir kaç araba, kaç ayda villa ve uçak alabileceğini konuşuyor.
Ve o hesaptan da 3 günde bir en kralından bir araba çıkıyor!...
Futbolun kaç kişi ile oynandığını bile bilmeyen bir adam bile F.Terim’in maaşını biliyor. İmparator olmanın kazancı yanında bedeli de olduğunu hatırlatıyor.
Çünkü 30 sene çalışıp, kazandığı emeklilik tazminatı bir araba parasına yetmeyenlerin ülkesi burası.
Burası %10 luk zengin kesimin Milli gelirin yarısını aldığı, kalan %90 nının da diğer yarısını paylaşabildiği bir yer.
Böyle bir sistemde, futbolun sistemi uzayın derinlikleri kadar anlamsız , denizlerin dibi kadar da gereksizdir onlar için.
Yine de kazanmasını ister takımının.
Ama.
O paraya takılır işte gözü yine de. Madem Milli ise neden o kadar pahalı?.
Aklında bu soru vardır. Neden ona?. Dönüp, dolaşıp, hep ona?...
Herkesin görüşü başkadır.
Milli takımın başarısızlığının ardındaki tek sebep bence. Budur.
Sosyolojiktir.
Daha en baştan yok edilmiştir, izan ve adalet.
Bu dengesiz ve haksız kazanç, hem hocanın dengesini bozar, hem kamuyu yaralar.
Fatih Terim ne kadar tecrübeli olursa olsun, başarmadan, peşin peşin aldığı bu paranın altında ezilmektedir. İşte insanoğlunun en zayıf tarafı, fıtratındaki bu para zaafıdır. Kafası gitse, ayakları gitmez.

Yalnız Milli takımın hocası değil;
Avrupa Şampiyonasında sırf finallerde oynama hakkı kazandı diye futbolculara , o turnuvayı kazanan Portekiz ‘li oyuncuların şampiyonluk priminin iki katı prim ödeyip, sonra da bunun altında kalıp, oyuncular arasında prim kavgasına sebep olanlar, eğer suçlu aranıyorsa, Milli takımın oyuncularından da, hocasından da daha çok suçlu, onlardan daha başarısızdırlar. 

 
Toplam blog
: 465
: 918
Kayıt tarihi
: 15.01.09
 
 

İstanbul doğumluyum.. İstanbul'un  tramvaylı döneminden bu şehirde yaşıyorum. Gençlik yıllarında ..