Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzm Klinik Psk Şahin Çiftçi

http://blog.milliyet.com.tr/psikoterapinotlari

23 Şubat '16

 
Kategori
Psikoloji
 

Psikoterapi notları; gerçekten başarısız mıyım?

Psikoterapi seanslarında ya da yöneticilerle yaptığımız çalışmalarda en çok sorulan sorulardan biridir; Nasıl davranmalıyım? Sizce ne yapmalıyım? Bu soruların cevabını hiçbir uzman yanıtlayamaz. Eğer yanıtlarsa bu kişi arkadaşınızdır ve biz arkadaşlarımızla her zaman bu tür şeyleri konuşur ve farklı bakış açıları yakalamaya çalışırız ya da danışmanlığı hızlıca bir yerlerden okumuş acemice yapan birisidir ki derhal uzaklaşın. Zira insan biriciktir, tektir. Herkesin yapısı birbirinden çok farklıdır doğal olarak verebileceğiniz tepkilerde sınırsız çeşitliktedir.

Bu çeşitlilik genlerden, özellikle erken çocuklukta ki yaşantılarımızdan, mizacımızdan, ebeveynlerle ve otoritelerle yaşadığımız olaylardan, sosyal çevremizden, travmalarımızdan vs. ileri gelir. Çünkü bütün bunların sonucunda kişilik dediğimiz, insanların sizi tanımladığı, olaylar karşısında kendinizle tutarlı davranışlarınız oluşur. Bunun daha derinine indiğimizde şemalar denilen, kişiliğimizin anayasalarından bahsedebiliriz. Bu konuda hızla ilerleyen bilimsel veriler ışığında her geçen gün daha fazla keşifle karşılaşıyoruz insanı, kendimizi anlamaya dair.

Örneğin zaman zaman iş ortamınızda, okul hayatınızda sürekli çok çalışan, tüm vaktini daha fazla ne yapabilirimle geçiren, eğlenmek yerine çalışmayı tercih eden, size göre çok başarılı olduğuna inandığınız sonuçları sıradan gibi gören, daha iyisi olabilirdi bunu herkes yapabilir diyerek kendi başarısını küçümseyen belirli kişiler görürsünüz ki bu kişi bazen de siz olabilirsiniz. Aslında çok takdir edilebilecek bir durum olarak görürüz ve imrenerek bakarız. Ancak işin aslına indiğimizde “başarısızlık” şemasının aktif olduğunu görüyoruz. Başka bir deyişle bu şemaya sahip kişiler ne yaparlarsa yapsınlar bir türlü kendilerini başarıya ulaşmış hissedemezler. Bir başkasının yaptığının başarılı olduğuna inanmasına rağmen kendine karşı daha acımasız olabilir. İşin kötüsü gelecekte de bir türlü başarılı olabileceğine dair inancı yoktur.

Bununla üç türlü başa çıkar kişiler…

Özellikle depresyonda ya da diğer ötelediğimiz ertelediğimiz işlerde bu yapı önem kazanır. Çünkü nasıl olsa başaramayacağım duygusu ile bir türlü başlayamayız. Kendisi 10 kilo vermişken bir başkasının verdiği 5 kilo daha önemlidir. Bu yüzden hareketsiz kalır.

Ya da az önce bahsettiğimiz tam tersi bir şekilde davranır. Yani sürekli başarıdan başarıya koşmak için kendini paralar. Elbette en ufak bir başarısızlığa tahammül edemez ve onu kızdırır.

Anne babaların çocuklarda bu şemanın gelişmemesi için özellikle dikkat etmesi gereken şeyler vardır. Kıyaslama yapmayın, aşırı eleştirmeyin, hep “daha iyi olabilirdi ye odaklanmayın, ona belirli sorumlulukları (yaşına ve kapasitelerine uygun) erken yaştan itibaren vermeye başlayın. Ancak önemle vurgulamak istediğim şey bu şema ebeveynlerden bağımsız olarak da gelişebilir, ebeveynin çocuğun psikolojisinde oluşabilecek her türlü durumla ilgili kendini sorumlu tutması gerçekçi değildir.

Bu duyguyu zaman zaman yaşıyorsanız, hayatta kendinizi başarısız hissediyorsanız şimdi bir durun ve aşağıda ki soruları yanıtlayın;

  • Bu başarısızlık hissiniz gerçekçi mi? Diğerlerine sorun?
  • Bu güne kadar sahip olduğunuz özelliklerinizi, becerilerinizi, başarılarınızı yazın, yazarken başarılarınızı küçümseme olasılığınıza dikkat edin.
  • Gerçekse bu konuda derhal harekete geçin (Problem çözme ve aksiyon planı gibi)
 
Toplam blog
: 10
: 138
Kayıt tarihi
: 11.01.15
 
 

2001 yılında Hacettepe Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olan Şahin ÇİFTÇİ, Okan Üniversite..