Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Uzm Klinik Psk Şahin Çiftçi

http://blog.milliyet.com.tr/psikoterapinotlari

13 Ocak '16

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Psikoterapi notları; Hayatımızı cehenneme çeviren düşünce hataları – 2

Tekrar merhaba,

Geçen hafta yazmaya başladığım, bizi olumsuz etkileyen ve tüm ilişkilerimizde belirleyici olan zihinsel hatalara devam ediyoruz. Bizi en çok yoranından başlayalım; “-meli ve –malı”larımız. Ne demek bu?

Şimdi kendinizi ve hayatınızda ki kuralları bir düşünün. İyi bir anne kendinden önce çocuklarının ihtiyaçlarını düşünmeli. Yanımda başkası varken ağlamamalıyım. Sürekli güçlü görünmeliyim. Benim ne hissettiğimi yüzümden anlamalı. Ne kadar çok uğraşırız bunlarla, ne kadar çok yükleniriz hem kendimize hem karşımızdakine “şöyle olmalı, böyle olmalı” diyerek. Oysa katılaştıkça bir şey o kadar çabuk kırılır. Esneme payı yüksek olan binalar depremde en az hasar görenlerdir, sallanan daha çabuk yıkılacakmış gibi gelir fakat daha dirençlidir. Benzerdir insan da. Kendimizle ilgili ne kadar esnersek o kadar daha kolay başa çıkabiliriz. Şimdi bir kağıt kalem alın ve tespit etmeye çalışın kendi katı kurallarınızı. Örneğin salonda yemek yenilmemeliyse sizin için, bunu yapın arada. Bakın evdekiler ne kadar mutlu olacak. Misafiriniz geldiğinde mutlaka çok iyi hazırlanmalı ve mahcup olmamalısınız. Bunun yerine yalnızca bir çeşit kurabiye ve bir kahve ikram edin, yorgunluk yaşamak yerine dinlenmiş şekilde ağırlayın. İkramı düşünmekten ne kadar keyifli bir sohbeti kaçırdığınızı farkedeceksiniz. Çünkü misafiriniz ne yediğini değil evinizde kendisini nasıl hissettiğini hatırlayacak sadece. Konuşabilir mi arkanızdan? Bırakın konuşsun o zaman; bilin ki bu sizinle ilgili değil kendi kaygıları ve korkularıyla ilgili bir durumdur.

Başarılı olmalıyım. Ne var aklınızda? Büyük bir ev, saygın ve toplum tarafından takdir edilen bir iş, güzel bir araba. Başarıyı tanımlarken “kendinizi iyi hissetmek” yerine daha çok görünenle ve beklentilerle uğraşıyorsanız hiçbir zaman emin olamadığınız bir başarı düşüncesiyle uğraşıyorsunuz demektir. Danışanlarıma her zaman başarının ne olduğunu sorarım? Başarılı dediğimiz bir insan başarıyı 50 yaşında yakaladıysa öncesini nasıl tanımlarız? Ya da 50 yaşından sonra tüm kazancını ve birikimlerini kaybetmişse bir kişi bundan sonra ki hayatında başarısız mıdır? Ya kendini herşeye rağmen mutlu hissediyorsa? Bu soruların cevabı aslında yoktur. Resmin bütününü görmeden bir insanın başarılı olup olmadığını değerlendirmemiz mümkün değildir. O halde buna ne zaman karar verilir? Ancak film bitince hatırlanan hislerle. Kafamızda kurduğumuz başarılı bir insan şöyle olmalı kuralı, bizi yanıltan ve çoğunlukla hırpalayan bir düşünce tarzından başka bir şey değildir.

Şimdi kendinize bir liste yapın. Bu listede en az 5 tane –meli, -malı cümlenizi yazın. Bunları yazdıktan sonra kendinize şunu sorun. Yakın bir arkadaşıma, sevdiğim birine ya da çocuğuma bu –meli, -malı yı gerçekleştiremediğinde ve kendine bunun için kızdığında, hırpaladığında iyi hissetmesi için ne söylerdiniz? Ona söylediğiniz asıl doğru olandır, ona esnek davranabiliyorsanız kendinize de davranabilirsiniz hatta davranMALIsınız…

Haftaya görüşmek üzere…          

 
Toplam blog
: 10
: 138
Kayıt tarihi
: 11.01.15
 
 

2001 yılında Hacettepe Üniversitesi psikoloji bölümünden mezun olan Şahin ÇİFTÇİ, Okan Üniversite..