Pulsuz posta (Aşk'a Mektuplar)

Yavrum; Şu an kendimi denizinin ortasında bir ada gibi hissediyorum.

Ve sen;

Hiçbir denizcinin çıkmak istemediği, O büyük deniz yokluğun. Kaç bin kere dalgaların çarpıyor kıyılarıma. Her çarpışın hasretinin yarası. Korkuyorum kendimden. Bu özlemin, dalgalarınla çarpıp kaçtığı ve arkasında bıraktığı yaralara danamayacağıma. Ama Gel...dalgalarınla sonsuza kadar ...

Ben ada misali denizine teslim. O her gece büyük fırtınalarla gelişinin şerefine biraz daha eriyor topraklarım...

Çözülüyorum denizinde.. Biraz daha Sen!

Biraz daha yok oluyorum sende karşı koyulmaksızın...

Kalmak istediğim tek yer derinliklerin... Delice düşerek kapalı gözlerimle, göğüsüne konmak istiyorum...yaşamımın tüm nefesini senden alarak.

Bir gece, tek dileğim yok olmadan gel..

Denizinden bir defa çık ve soğuk ellerinde dokun bütün topraklarıma... "Kor" bir hasrete dokun ve çatlasın aşk'ından topraklarım..

"Gel"... Buzun ateşde eriyişine, ateşin teslimine buza
bir gece gel tüm varlığınla...

Unutmak;

Yokluğunun yarattığı vadilerde yanlızlığımla büyüyen, acılarımla ekip büyüttüğüm her yüzyılda bir filizlenen çiçeklerim, gelişinin rüzgarlarında bütün ihtişamıyla dans etmeyi bekliyorlar... Tüm sarhoşluğuyla sana..