Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '17

 
Kategori
Tarih
 

Putin Rusya'nın Devlet Başkanı mı, Çarı mı?

Putin Rusya'nın Devlet Başkanı mı, Çarı mı?
 

Putin'i Kapak Yapan Ekonomist Dergisi


Ekonomist dergisi 28 Ekim 2017’de yayınlanan sayısında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’i kapak yapmış ve Ekim Devrimi’den 100 yıl sonra bir çar doğuyor şeklinde de başlık atmış. Derginin yorumuna göre, Putin'in 2000 yılında devlet başkanı seçilmesinden 17 yıl geçtikten sonra her zamankinden daha güçlü görünüyor. Rusya'yı Sovyet sonrası şartlarla değerlendiren Batı, onun Stalin'den bu yana ülkenin en kudretli lideri olarak görüyor. Ruslar tarihin eski dönemlerine daha çok bakıyorlar. Moskova’daki hem liberal reformcular hem de muhafazakar gelenekçiler, Putin’den 21. yüzyılın çarı olarak bahsediyorlar.

Derginin bu yorumuna hak vermemek mümkün değil. Eğer biz Vladimir Putin’in iç politikada demir disiplin bir yönetime sahip olduğunu göz önüne alırsak, onun geçmişteki Çarlara özendiğini de söylememiz mümkündür. Bu da Putin’e özgü bir olaydır. Çünkü, Rusya tarihinde daha önce de Putin gibi otoriter, katı yöneticiler çıkmıştır. Bunların başında Stalin gelmektedir. Ancak, onun bile çar olmaya özenti duymadığını görmekteyiz.

Rusya tarihine baktığımızda, çar – monarşist unvanlardan biridir, 1547-1721 yılları arasında Rusya yöneticilerinin unvanı idi. 1721’den Çar rejiminin sona erdiği 1917 yılına kadar Rus yöneticileri “Tüm Rusya İmparatoru” unvanı almasına rağmen “çar” unvanını yaygın olarak kullanılmaya da devam etmişlerdi.

Çarları en katı diktatörlerden ayıran özellik, onların kendi iktidarlarına her zaman insanüstü, mistik ve kutsal özellikler iddia etmesindedir. Çar, bu açıdan, Tanrı’nın özellik atfettiği kutsal kişi, yani Mesih demektir. Tarihte başka devletlerde de vardı. Örneğin, Çin İmparatoru Gök’ün (Tanrı’nın) Oğlu’dur. Ancak, komünist ve ateist olan Joseph Stalin buna benzer şeylere iltifat etmemiştir.

Bu açıdan bakıldığında Rusya Devlet Başkanı’nın Yunanistan’da Aynoroz’a yaptığı gezi önem kazanmaktadır. Çünkü, Yunan kaynaklarında “Kutsal Dağ” – dağının (Athos dağı – yüksekliği 2033m.) bulunduğu ve Yunanistan’ın kuzey-doğusuna düşen Aynoroz yarımadasında 20 Ortodoks manastırından oluşan dini bir merkez mevcvuttur. Bu, dünyadaki en büyük Ortodoks rahipliği merkezidir. UNESCO Dünya Mirası listesine dahil edilen bu merkez dünya Ortodoksları tarafından en kutsal yerlerin biri olarak kabul edilir.

Aynoroz’un idarî merkezi olan Karyes’te Putin’i üst düzeyde ağırladılar. Bu özel onur konuğuyla görüşme arifesinde Aynoroz’un başlıca tapınağında Paskalya âyini düzenlenmiştir. Aynoroz Protokolünde bundan daha büyük şeref ve saygı törenleri yoktur.

Törenlerde Aynoroz ihtiyarlarının müsaadeleriyle ve ricaları üzerine Putin’in Bizans İmparatorlarının tahtına çıkmış gibi oldu ve Yunan dağının Rus Ortodoks Dünyası için refah ve nimetin kaynağı olduğunu ilan edildi.

Bağımsızlıklarını ilan eden Donetsk ve Lugansk Halk Cumhuriyetlerine arka çıkarak Ukrayna’nın doğusundaki silahlı çatışmayı aktif şekilde destekleyen Rusya’nın “Tsargrad” yayını Putin’in Ayranoz’u ziyaret edişini ve törenleri canlı yayında göstermiştir.

Bazı iddialara göre, Aynorozlular güya Putin’den Hristiyan dünyasının lideri ve Tanrı tarafından seçilmiş kişi olarak söz ediyorlarmış. Rusya Cumhurbaşkanı ile Patriğin Kutsal Dağ’daki görüşmesi tam bir jeopolitiğin metafiziğidir.

Putin’in bu törensel ayini gerçekleştirmek için büyük gayret sarf ettiği biliniyor. Onun tüm Ortodoks Hıristiyanlar için kutsal olan Bizans tahtına Çar Putin olarak oturmak için beş altı kere teşebbüste bulunmuştur. Ancak son teşebbüsünde arzusuna ulaştı.

Bu amacına ulaşmak için 2001, 2002, 2004 ve 2012 yıllarında denemelerde bulunmuş, ama çeşitli sebeplerden dolayı, Ayronoz’a ziyaret yapamamıştı. 2005 yılında, nihayet ulaşabilmiş, ama sadece sıradan bir hac ziyareti yapan kişi sıfatıyla.

Fakat yılmayan Putin 2016’da amacına ulaştı. Putin’i Aynoroz’da Tanrı tarafından kutsanan kişi unvanına almaya bu kadar çok istekli eden sebep nedir acaba? Tabii bunu en iyi kendi bilir.

Ancak, biz şimdilik onun kendi iktidarını ve Rusya’nın jeopolitik nüfuz alanını genişletmek arzusunda olduğunu söyleyebiliriz. Çarlara benzetmek istemesi boşuna değil. Çünkü, Putin, eski Rusya Çarlar gibi yayılmacılık politikası yürütmek amacındadır.

Yunanistan vasıtasıyla Avrupa Birliğini sarsabilir, Orta Asya ülkelerinde daha etkili olabilir, Suriye’deki savaş dolayısıyla Ortadoğu ülkeleri ve Türkiye üzerinde çok fazla rol oynayabilir. Bu sebeple, Putin’in BDT, AEB, KGAÖ, ŞİÖ vb gibi  birliklere üye olan Rusya müttefiklerinin tetikte olmaları gerekir. Çünkü Putin, Ekonomist dergisinin belirttiği gibi Ekim Devrimi’nden 100 yıl sonra bir çar olarak ortaya çıkmaktadır, üstelik eski Rus çarlarından daha hırslı.

 

 
Toplam blog
: 5
: 641
Kayıt tarihi
: 28.10.17
 
 

17 Mart, Yozgat doğumluyum. Okumayı, gezmeyi çok severim. Erken kalkarım. İşe gitmeden önce mutla..