Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '15

 
Kategori
Dünya
 

PYD'ye Fırat'ı geçirmemek doğru hamle. Yanlış olan, işi buraya getirmekti. Olaylara seyirci kalmaktı

PYD'ye Fırat'ı geçirmemek doğru hamle. Yanlış olan, işi buraya getirmekti. Olaylara seyirci kalmaktı
 

Bu millet, yatsın kalksın ordusuna dua etsin. Yoksa halimiz gerçekten harap.


Önce, Suriye'ye yürürüz, Şam'da namaz kılarız!, naraları atıldı. Sonra, komşunun muhalifleri himaye edildi. Uygun görülenlere, lojistik destek sağlandı. Daha da ileri gidilip, IŞİD'in yaralı militanları Türkiye'de tedavi edildi. Aynı örgüte silah ve para yardımı yapıldı. Askeri eğitim kampları kuruldu. Tırlar dolusu silah sevkiyatını soruşturanlar, kanıtlayanlar yakalayanlar; önce vatan haini ilan edildiler. Sonra da bi güzel hapse atıldılar!
 
Süleyman Şah Türbesi'ni nakletmeden evel, yerel güçlerden, Kürt ve Arap aşiretlerden izin alındı. İcazet istendi. Ardından, PYD kılavuzluğunda, büyük Türk komutanının naaşı, sınırımıza 200 metre mesafede tamamen aynı örgütün kontrolündeki bölgeye taşındı. PYD'yi müttefiği gören, bize de aynı şekilde davranmamızı emreden A.B.D.'ye, büyük devletlere yakışır tarzda bir karşılık verilemedi. Önerilen ittifaka sesiz kalındı. Bi PYD'yi, bi IŞİD'i açıktan ya da gizlice destekleyen anlayış; sonunda geldi, Fırat Nehri'ni geçmeye çalışan PYD botlarını vurmak zorunda kaldı. Tam bi basiretsizlikler zinciri, kahramanlık öykülerine dönüştürülmeye çalışılıyor! Ört ki ölem! Millet, vatan savunması görsün!
 
Eğer hükümet, algı operasyonu yapmaya, kamuoyunu yanıltmaya, enformatik kirlilik yaratmaya ayırdığı vakti; kötü giden işleri düzeltmeye harcasaydı; emin olun, Suriye diye bir derdimiz yoktu şimdi.
 
Çakma bi Enver Paşa takliti, eğreti bi Osmanlı özentisi, acayip sırıtan, nefsini dev aynasında görme kompleksi; yeni hüsranlara sürüklüyor topumuzu. Ömrünü dış politika eğitimine adamış, bunun için yıllarını tüketmiş akademisyen bi siyasetçi; kurduğu teorileri kanıtlamak adına; son nefesimize talip!
 
Tamam, ben de biliyorum. PYD, Fırat Nehri'nin batısına geçmemeli. Hatta mümkünse, PKK'nın  PJAK'la birlikte kardeşi olan bu silahlı oluşum; yOK edilmeli, yerin yedi kat dibine sokulmalı ama...
 
Uzuuunca bi süredir en basit ikili ittifakları bile kuramayan, "komşularla sıfır sorun" hayalinden yola çıkıp, gele gele neredeyse bölgenin tüm aktörleriyle  kavgalı hale gelen, depresif bi ülkeye neden olanlar; politik hatalarını kabullenip, yanlışlarını düzeltmek yerine; tüm dünyaya rağmen; dediğim dedik, çaldığım düdük, tavrında inatla, ısrarla diretiyorsa... En pratik, en yararlı, en hızlı sonuç alıcı opsiyonları bile görmezden gelip, taaa ilk günkü angajmanına sadakat göstermenin telaşındaysa... Yolun sonu felaket demektir bizim için...
 
PYD'yi Fırat Nehri'nin batısına geçirmemek, elbette doğru bi politik ve askeri tercihtir. Yanlış olansa, olayları buraya kadar getirmekti. Yaşanan onca olaya seyirci kalmaktı.
 
Şimdi, yıllardır pot üstüne pot kıranlar, gaf üstüne gaf yapanlar; tamamıyla kendi dikkatsiz ve ciddiyetsiz politik tercihleri nedeniyle başımıza örülen sayısız çorabı unutup, bi de üstüne şaşalı alkış tufanları koparmamızı bekliyorlarsa... Fena halde yanılırlar; benden söylemesi...
 
Bir ülkeyi; kan ve gözyaşına boğanların, kendi sınırlarını bile koruyamaz hale getirenlerin şakşaklandığı nerede görülmüş?
 
Ama doğru ya... Biz, dünyanın en balık hafızalı milletiyiz değil mi? Akşam ne yediğini bile hatırlamayanlar, yıllardır yapılan yanlışları nereden aklına getirsin? Şöyle bir sırtını sıvazlarsın. Acık da Aslansın! Kaplansın! En büyük sensin!; nağmesi çekersin. Şöyle 3 kilo makarnayla 5 kilo pirinci de sıkıştırıverdin mi bi yerlere... Suriye'yi kim ne yapsın, savaş çıksa, kim neylesin!
 
Sen de haklısın be kardeş! Maksat, vatan kurtulsun! Gerisine Allah kerim!
 
Not: Yazıda kullanılan görsel internetten alınmıştır.
 
 
Toplam blog
: 1349
: 1777
Kayıt tarihi
: 30.01.11
 
 

İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Halkla İlişkiler veTanıtım, A.Ö.F. Adalet Yüksek Meslek ..