Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Ekim '14

 
Kategori
Güncel
 

PYD/YPG ‘ye yapılacak askeri yardım ve düşündürdükleri

PYD/YPG ‘ye yapılacak askeri yardım ve düşündürdükleri
 

PYD PKK’nın Suriye kolu. YPG ise onun silahlı gücü.

PYD; Suriye Demokratik Birlik Partisi, PKK’nın Suriye kolu olarak biliniyor. (Kürtçe: Partiya Yekîtiya Demokrat, Arapça Hizb Al-Ittihad Al-Dimuqratiy)

PYD. 2003 yılında Kürtler tarafından Suriye'nin kuzeyinde kurulmuş bir siyasi parti kimliğine sahip.  Askeri kolu yaklaşık 5000 kişiden oluşan Halk Savunma Birlikleri'dir. Onun da kısa adı YPG’dir. Bu durumda PKK’yı YPG, PYD’yi ise HDP olarak değerlendirmek belki de daha doğru olur.

Ortadoğu’da, Büyük Proje’nin piyonu denilebilecek Kürtlerin bağımsızlığını sağlamaya yönelik sacayağının bir diğeri ise, 2003-2009 yıllarında İran bölgesinde faaliyet gösteren ve kısa adı PJAK olan oluşumdur. (PJAK;  Kürdistan Özgür Yaşam Partisi, Kürtçe: Partiya Jiyana Azad a Kurdistanê)

İran resmi haber ajansı İRNA'nın haberine göre, 12 Ocak 2009 tarihinde İran'ın baskılarına daha fazla direnemeyen PJAK’ın  "Türkiye, İran, Suriye ve Irak'a yönelik bölücü faaliyetlerine son verdiği bilgisi mevcut.  Sanırım bu konu ABD’nin İran politikası ile de yakından ilgili.

Diğer bir Kürt grup ise Irak’ın kuzeyinde bulunan Mesud Barzani liderliğindeki Kürdistan Bölgesel Yönetimidir. Yakın zamanda Amerika’nın “Huzur Harekatı (Operation Provide Comfort)”, Türkiye’de bilinen adıyla “Çekiç Güç”,  görevi sürecinde(1991-1996), ve “Kuzeyden Keşif Harekatı” (*) süresince(1997-2003) yapılanmasını geliştiren, organizasyonunu iyileştiren ve bölge hakimiyeti hakkında etkili bir konuma gelen Kürdistan Bölgesel Yönetimi silahlı gücünün silahlı gücü ülkemizde Peşmergeler olarak biliniyor.

Bu genel hatırlatmadan sonra günümüzdeki gelişmelere göz atacak olursak, bölgemizdeki önemli gündem konularından birisinin güney sınırlarımızın uzantısı boyunca faaliyetlerini sürdüren Irak ve Şam İslam Devleti’nin yani IŞİD’in, yeni adıyla İslam Devleti’nin, daha doğrusu bir terör örgütünün olduğunu görüyoruz.

Irak’tan sonra Suriye’de etkili olmaya devam eden IŞİD terörünü durdurmak için ABD öncülüğündeki Ürdün, Suudi Arabistan,  Birleşik Arap Emirlikleri, Avustralya ve İngiltere’nin oluşturduğu koalisyon hava gücü,  elde edilen istihbarat doğrultusunda tespiti yapılan hedeflere hava taarruzları düzenliyorlar.  Hava saldırıları IŞİD ilerlemesini durdurmaya yetmedi, ancak bir yavaşlama söz konusu. IŞİD’de kendine göre savunma stratejileri geliştirmiş. Saldırılardan pek fazla etkilendiği söylenemez.

Başarı için esas olan, operasyonda kara gücünün kullanılması. Başta ABD olmak üzere, bu alternatife yanaşan pek olmadı. Bu görev Türkiye’nin omuzlarına yüklenmek istendiyse de, perde arkasında yapılan hesaplar ve yürütülen pazarlıklar, Türkiye’nin şu ana kadar harekete geçmesine engel oldu. Ancak bu savaşa girmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu günlerde sınır hattımızı geçerek topraklarımıza düşen ağır silah mermilerinin sayısı giderek artıyor. Şu ana kadar önemli bir hasar ve zayiat yaşanmadı. İsteyerek ya da kaza sonucu önemli bir merkeze düşecek bir mermi, her şeyin başlangıcı olabilir. Türkiye’yi savaş sokmak isteyen her kim ise, bunu kasten de yapması imkânlar dâhilindedir.

Bölgedeki hassasiyet be derece ilerideyken, son günlerin gündemine PYD’ ye ağır silahlar verilmesi oturdu. Ayrıca İngiltere’nin 12 kişilk uzman askeri personelinin peşmergelere eğitim verdiği açıklaması geldi. PYD’ye silah verilmesi lobisini ABD yürütüyor.

Geçmişte örtülü yapılan bazı destekler(**), IŞİD bahanesiyle açık açık yapılmaya doğru gidiyor. Bu çabalar, terör örgütleri listesinde yer alan PYD ve PKK’nın resmi yoldan silahlandırılması anlamına gelmiyor mu?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisi ise açık ve sert. Ancak kamu oyuna yansıyan kadarıyla yetersiz. Bu tepkiler kamuoyunun aklına hep “one minute” olayını getiriyor nedense.

Ya geçmişteki olaylara ne demeli?

2003 yılına kadar Çekiç Güç’ün görev süresinin uzamasını onaylayanlar, Gücün Kuzey Irak ve Güneydoğu’daki PKK lehine yaptıklarını bile bile onaylayanlar, Erdoğan’ın Hükumeti değil miydi?

Sanırım Bağımsız Kürdistan’ın düzenli ordusunun kurulması  için gereken aşamaların bir kısmını daha geride bırakıyoruz. Bilinen  İngiliz politikası yine sahnede: “ Türkü Türke, Kürdü Türke, Türkü Kürde kırdırma”

Ortadoğu’ya huzur yok maalesef…

Sağlıklı ve mutlu kalın. 20 EKİM 2014 08.00

(*)Kuzeyden Keşif Harekâtı aslında Huzur Harekâtı’nın bir nevi devamı niteliğindedir. Harekât Türkiye’nin oluruyla bir süre daha Türkiye üzerinden devam etmiştir. Sürecin bir kısmını ve bu dönemde yaşanan bazı önemli olayları “Hangi Ortaklık” isimli kitabımda da bulabilirsiniz(IQ Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul, 2011)

(**) ABD’nin; Çekiç Güç ve devamındaki harekat süresince peşmergelere ve PKK’ya el altından silah desteği verdiği ve askeri eğitim konularında destek sağladığıyla ilgili ayrıntıları yine yukarıda belirtiğim kitapta bulabilirsiniz.

 
Toplam blog
: 136
: 2817
Kayıt tarihi
: 20.03.11
 
 

Duyarlı olduğum konularda; düşündüklerimi, bildiklerimi ve birikimlerimi paylaşmak üzere burada b..