Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mayıs '11

 
Kategori
Deneme
 

Radyomuzun içindeki minik insanlar.

Radyomuzun içindeki minik insanlar.
 

Bilgisayardan sonrası muhakkak vardır. Görebilmek dileği ile.


Şimdiki çocuklar bilgisayar dönemini yaşıyor, bir önceki nesilde televizyon döneminde yaşadı çocukluklarını.

Benim çocukluğum radyo dönemindeydi. Radyo dinlerken, içinde minik insanlar hayal ederdim. Babamın haber dinlediği saatlerde müzik dinlemek isteyen ablalarım için birde küçük radyo almıştık. Ucunda çektikçe uzayan bir anteni vardı ve radyodaki cızırtıyı engellemek için anteni oynatır dururduk. Babam pikap cihazını alıp getirdi eve, yanındada üzerinde şarkıcıların resimlerinin bulunduğu on adet plak vardı. Ambalajından çıkardığı plağı pikapa yerleştirdi. Şükran Ay söylüyordu,

”Bir bakış baktın

Kalbimi yaktın

Aşkın kemendini

Boynuma taktın”

Radyodaki minik insanları, incecik plağın içine nasıl girebileceklerini düşünmeye başlamıştım. Plakların üzerine ses sinyallerinin kayıtlı olduğunu pikapın iğnesininde o sinyali okuduğunu çok sonra öğrendik. Daha pikapın hazzı bitmeden teyp ile tanıştık. Makara kasetlere alınmış sesler, teyplerdeki play, pause tuşları, bu pikaptan daha iyi, on şarkıyı peşpeşe dinleyebiliyoruz diyordu büyüklerim. Birgün ailecek oturup sohbet ederken, ablalarım konuşmaları kasete kaydetmişler. Ortam sessizleştiği bir anda play dğmesine bastıklarında hepimiz kasetin içine girmiştik. Annem, babam, ağabeyim ablalarım ve ben. Hiçbirimiz minik insanlar değildik ama az önce konuştuğumuz şeyler, bizim seslerimiz kasetin içindeydi.

Televizyonla tanışmamız daha büyük bir şok yarattı bende. Haftanın üç günü seyredebiliyorduk, belli bir açılış saati vardı. Ekranda önce yüzlerce karınca , sonra yuvarlak bir topun içinde, siren sesi eşliğinde bir saat görünürdü. Yayın başlayana kadar ekranın önünden ayrılmazdım.

Teknolojide hızlı geçişler yaşanıyordu, ama benim sorularıma hala kimse cevap verememişti. Radyodan gelen ses, televizyondaki görüntü, askerdeki ağabeyimin telefondaki sesi…

En tatmin edici cevabı ilkokul öğretmenim vermişti. Bir dağın önünde isminizi yüksek sesle söylediğinizde, sesiniz bir süre sonra tekrarlanır. Sesiniz havada titreşir, dalgalar oluşturur, dağa çarpar sonra size geri döner. Radyodaki, telefondaki seslerde bu dalgaların elektrikle birleşmesi sonucu oluşur.

Bu cevapla minik insanları düşünmekten vazgeçmiştim.

 
Toplam blog
: 31
: 1109
Kayıt tarihi
: 12.03.11
 
 

Merhaba,ismim Ayşegül Adıbelli Çetin. 3 çocuğa ve onların muhteşem hediyeleri olan 6 toruna sahib..