Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Haziran '15

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Rağmen devam ediyoruz

Rağmen devam ediyoruz
 

Hayat bu, uzun da olsa kısa da tek işte!..


Neler oldu neler şu kısacık zaman içinde, Haziran ayı ikibin onbeş yılının en çok yolunu gözlediğimiz ayı oldu. Bu ayı bekleyişimizin en büyük  nedeni seçimlerdi. Nihayet yedi Haziran Pazar günü uzun süredir yaşadıklarımız arasında en  sorunsuz seçimimizi yaptık sanıyorum.
 
Sonuçtan  kim mutlu kim mutsuz  tartışılır. Hatta tartışabilmek için henüz erken, çıkan sonucu en iyi şekilde değerlendirip hükümet kurulamaz ise çıkan sonucun kimseye bir hayrı olmayacak hatta erken seçim gündeme getirilerek hem bizlerin hem de devletin bütçesinde büyük açıklar oluşacak, dilerim bir an önce vatan millet hayrına gereken olumlu adımları atarak hepimiz için gerekenler yapılır.
 
Hızla yaklaşan seçim günlerini beklerken dünya dönmeye devam ediyordu biz de yaşamaya alnımıza yazılanları, bazen insanın şu alın yazısını bir görebilsek de gelişecek olumsuzlukları engelleyebilcek çözümler üreterek engelleyip, mutluluk çığlıklarımızı bir an önce atabilsek demeden edemiyor. Nazım Hikmet anıldı yurdun ve Dünyanın dört bir yanında, evinde ve vatanında eceliyle ölmesine izin veremediğimiz, vatan hainliğiyle suçlayıp, zindanlara attığımız Nazım, sonra hastalarımız, ayrılıklar, kavuşmalar yani hayata dair ne varsa her insan için bizler de nasibimizi alıyoruz.
 
İyileşenlerimiz olduğu gibi yatağa mahkum olanımız oldu, ruhen de bedenen de iyileşemediğinden umutsuzluğa kapılıp hayatına son verenimiz de oldu. Önceki denemelerinde başarısız olup inadına devam etti gözlerden uzak yerlerde, ardında bıraktığı sevenlerini düşünmediği gibi hayatın en değerli zamanı diyebileceğimiz henüz kırklarında düştüğü maddi manevi çıkmazlarda çıkış yolunu yitirdiğinden kaybettiğimiz, gencecik birini uğurladık içimize çöreklenmiş acımızla, bir başkası benzer durumda, bedenin içindeyken farkında bile olmadığımız paha biçilmez organlarımızı bedenimizin dışında taşımanın nasıl ağır bir yük olduğunu öğreniyoruz acı tecrübelerle, ve gerek kendi çevremizde gerekse yazılı ve görsel yayınlar sayesinde şahit olduğumuz olaylara bağlı yaşananları topladığımda devlet sorunu bu diyorum. Hastanelere tedavi için giden her vatandaş tamamen iyileşmeden bırakılmamalı, bir hasta beraber yaşadığı ailesi dışında pek çok kişiyi etkiliyor. Hele ölümle sonuçlanan hastalıkların çoğunda ya hasta ya yakınları mutlaka ruhsal desteğe gereksinim duyabiliyor. Şu an mevcut uygulama “Kes, biç,  alacağını al, vereceğini ver hastayı acilen hastane dışına çıkar.” Şeklinde, hasta yakınının hastalıkla ya da tedavi biçimiyle ilgili bilgi ve becerisi olamadığı gibi özel destek alabilmeye olanağı da olamadığı durumlarda vahim sonuç kaçınılmaz hale eliyor. Halbuki “bir mutlu insan etrafındaki beş insanı mutlu ediyor.” Şeklinde bir araştırma yazısı okumuştum. İşte bu yüzden devlet bu durumu acilen üstlenmeli, gönüllü destek birimleri oluşturulup,  toplum ruh sağlığı merkezleri kurulmalı hastanelerde ve uzun tedavi gerektiren hastalıklar başta olmak üzere hastalar ve yakınlarına destek verilmeli… Rahmet, şifa, iyilik sağlık dileklerimle yaşam ustasından öğütler çalıyorum.
 
"YAŞAMAYA DAİR  
 
1
 
Yaşamak şakaya gelmez,
 
büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
 
bir sincap gibi mesela,
 
yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
 
yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
 
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
 
yani o derecede, öylesine ki,
 
mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
 
yahut kocaman gözlüklerin,
 
 beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
 
insanlar için ölebileceksin,
 
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
 
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
 
hem de en güzel en gerçek şeyin
 
yaşamak olduğunu bildiğin halde.
 
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
 
yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
 
hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
 
ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
 
yaşamak yanı ağır bastığından.
 
Nazım Hikmet  1947 " 
 
 
Bu nedenle biz de yapacak en önemli işimiz olduğundan, kaybetmeyi göze alamayacak  en değerli varlığımız olduğundan, sevenlerimize ve yaratanımıza karşı emanete ihanet etmeme borcumuz olduğundan devam ediyoruz biz de her şeye rağmen yaşamaya hatta bataklığın içinde yüzümüzü güldürebilecek inci taneleri aramaya!..  Cemile
 
 
Toplam blog
: 209
: 350
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Kurşun kalemden gelen ağaç kokusunun kağıtla buluşma büyüsüyle yoluna devam eden, Lise mezunu, ha..