Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Temmuz '07

 
Kategori
Havacılık
 

Rahat uyu aziz şehidimiz

Rahat uyu aziz şehidimiz
 

12 Haziran 2003 günü saat 14:00- 14:30 sularıydı. Aliağa ilçesi Güzel Hisar Köyünde 35 yaşındaki Ayşe Çakır ekmek yapmak için, bir önceki yıl çamur ve taşlarla yaptığı ve bahçenin diğer ucunda bulunan, odunla doldurduğu fırını ateşledi. Biraz evvel yoğurduğu hamuru, mayalanması için fırının yakınlarına bir yerlere getirmesi gerekiyordu. Eve doğru yöneldi. Niyeti, bir an önce hamuru alıp fırına yakın bir yerlere koymak ve mayalanma süresini çabuklaştırmaktı. Ama mutfaktaki öğle yemeği sonrasında oluşan bulaşıkları görünce, önceliği bulaşıkların yıkanmasına vermesi gerektiğini düşündü.

Ayşe Çakır, son bardağı da deterjandan arındırdı. Süzülmesi için bulaşık sepetinin üzerine koydu. Tam o sırada dışarıdan gelen gürültülerle irkildi. “ Yanıyooor” diye bağırıyordu, bir ses. “ Koşun, söndürün” diyordu bir başkası. Kendini dışarıya attı. Biraz evvel ekmek pişirmek için yaktığı fırının hemen yanındaki odun yığını tutuşmuş ve ateş yerdeki kuru otların da yanması ile bir anda büyümüştü. Önce eve doğru esiyordu rüzgar, yangının yayılma yönüne kovalarla sular taşıdılar. Tüm komşular yardıma gelmişti. Ev yönünde ilerleyen ateşi söndürdüler. Hatta fırın ve fırının etrafındaki yangını da söndürmüşlerdi. Yaz başında, orman idaresinin izin verdiği kadar ormandan topladıkları odunların da önemli bir kısmı kurtulmuştu. Ancak, yön değiştiren rüzgârın da etkisi ile ateş çoktan orman alanına ulaşmış, çoğu henüz 20 yaşında olan kızıl çam ormanı, kıpkızıl aleve dönmüştü.

Pilot Selim Yıldız, M18 Dromoder tipi yangın söndürme uçağının pilot koltuğunda oturuyordu. Güne, sabah saatlerinde Menderes ilçesi yakınlarında çıkan yangına müdahale ile başlamışlardı. Dört uçaktan oluşan bir ekiple ve zorlukla söndürülmüştü yangın. Soğutma çalışmalarına da katıldılar. Son sortide depolarındaki suyu yangın alanı üzerine boşaltmış. Yangının tamamen söndürüldüğünden emin olmuşlardı. Şimdi, Çiğli Meydanında su ikmalini yapıyor, bir sonraki muhtemel bir yangın için uçağının hazır olmasını sağlıyordu. Birazdan uçağını park yerine çekecek ve yangın nedeniyle yapamadığı kahvaltısını yapacaktı. Kim bilir? Belki evi de telefonla arar onların sesini de duyardı. Bir taraftan da, Menderes orman yangınından dönerken, meydandan havalanan keşif uçağındaydı aklı. İnşallah yeni bir yangın haberi gelmezdi. Uçağa su dolduran yer personeli, hortumu atmış, depo kapağını kapatıyordu. Su ikmali yapılmıştı. Yumruk yaptığı sağ elinin başparmağını kaldırdı. Bu, ‘işlem tamam.’ Anlamına geliyordu. O sırada önce telsiz cızırtlı bir ses çıkardı. Ardından keşif uçağının yeni yangın ihbarı anonsu duyuldu. Aliağa İlçesi, Güzel Hisar ve Samurlu köyleri arasındaki ormanlık alan yanıyordu. Rüzgarın da etkisi ile hızla yayılan yangına hemen müdahale edilmesi gerekiyordu.

Pilot Selim Yıldız gazı açtı. Uçak büyük bir gürültü ile taksi yolundan pist başına doğru hareketlendi. Hemen önünde kol lideri ve pilot olarak yetişmesinde çok emeği bulunan, hocası Ayhan Nevarsa’nın uçağı vardı. Dörtlü kol olarak uçacaklardı. Göz ucu ile baktığında hemen arkasında, diğer iki arkadaşının da pist başına hareketlendiğini gördü. Kol lideri Ayhan Hoca, telsizle talimatını verdi. Selim bu görevde ikinci uçaktı. Çiğli Meydanından Kaktılar ve Aliağa ilçesine yöneldiler. Yangın koordinatları, keşif uçağı tarafından henüz verilirken, Güzel Hisar ve Samur Köyleri arasındaki ormanlık Bölgeden yükselen dumanı da görmüşlerdi. “ Yok oluyor” diye düşündü Selim.” Bunca emek ve özenle yetiştirilen yurdum ormanları, yok oluyor.”

İlk okulu okuduğu Kemaliye köyü çevresindeki ormanlarda geçmişti çocukluğu. Orada orman görevlilerini görür ve ailesine “ Bende büyüyünce orman mühendisi olacağım.” derdi. ” hem orman mühendisi, hem de pilot.” Gülerlerdi yakınları. “karar vermen gerekir. Hangisi?” derlerdi. O da, “önce orman mühendisi” derdi. En çokta, “çocuk işte, bu yaşlarda böyle söylerler.” sözüne kızardı. Orta okulu ve liseyi Adapazarı’nda bitirdi. Hep yazların gelmesini, Kemaliye Köyüne gitmeyi, ormanları özledi. Dokuz kardeştiler. Çevrelerinde örnek gösterilirlerdi. Kardeşleri mühendis, öğretmen olmuşlardı. Girdiği Üniversite sınavlarında Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Fakültesini kazanmıştı. Öğrenimine üç yıl orada devam etti. Dereceye girmesi nedeni ile İstanbul Üniversitesine yatay geçiş yapması Yüksek Öğrenim Kurumu tarafından kabul edilince, Mezuniyeti de İstanbul Üniversitesinden oldu. Mezun olur olmaz Askerlik kararını aldırdı. Askerliğini Çiğli Askeri Hava Alanında, Asteğmen olarak yaptı. Askerliğinin son günlerinde, gazete de Türk Hava Kurumu’nun yetiştirilmek üzere pilot adayları alacağı ilanını gördü ve başvurdu. Türk Hava Kurumu’nun sınavlarına girdi. Askerlik sonrasında, bir sınıf arkadaşı ile orman bakanlığında geçici işçi olarak iş buldu ve Menemen orman işletme şefliğinde çalışmaya başladı. THK’nın eğitime kabul edildiğine ilişkin yazısı postayla eve ulaştığında, o Menemen de bir orman yangının söndürülmesinde yer ekibinde görevliydi. Ağabeyi, Sakarya Endüstri Meslek Lisesi Makine Şefi, öğretmen Alemdar Yıldız gelen mektubu telefonla, Menemen Orman Bölge Şefliği, Telefon Santralinde ki görevliye okudu. Görevli de telsizle Selime iletti. İşte Yaşamı boyunca özlem duyduğu bir şey daha gerçekleşiyordu. Orman mühendisi olmuştu. En sevdiği ilde, İzmir’de çalışıyordu. Şimdi de çocukluk hayali gerçek olacaktı. 1 TEMMUZ 1996 günü, Türk Hava Kurumu, Türkkuşu Genel Müdürlüğün de pilotaj eğitimine başladı. Hepside kendisi gibi, pırıl pırıl, havacılık aşkı gönüllerini sarmış devre arkadaşları ile. Ferhat Erzengin, Can Yaşar, Erkunt Araz, Ali Yücel, Fahri Köksaloğlu, Selçuk Yolal, Elmas Erdem, Tolga Kula, İlker Özgenç, Görkem Aksoy, Seyran Erel, Ozan Demircioğlu, Kenan Pınar. 2 KASIM 1998 günü mezun oldular. Selim, Orman Mühendisi unvanına birde Pilot unvanı eklemenin mutluluğunu yaşıyordu.

Yangının tam üzerindeydiler. Kol Lideri, yangının ilerleme eğilimi gösterdiği kuzey tarafına ve yangının henüz ulaşmamış olduğu ağaçların üzerine boşalttı depodaki suyu. Bu, koldaki diğer uçaklara da suyu boşaltacakları yeri işaret ediyordu. İkinci olarak, Selim alçaldı yangının üzerine, Kol Lideri, Öğretmeni, Ayhan Hocaya, telsizle “ Pasaja girdim” tekmilini verdi. Hemen ardından biraz evvel Ayhan Hoca’nın suyu boşalttığı noktaya, depodaki suları boşalttı. İkinci tekmil olarak, telsizle “ Suyu boşalttım.” Dedi. Hızla Çiğli Meydanı’na döndüler. Yeniden su ikmali yapıp havalandılar. Gene İkinci Uçaktaydı Selim. Kol Lideri Ayhan Nevarsa, depodaki suyunu boşalttı. Hedef üzerinden uzaklaşırken, telsizden Selim’in sesini duydu. “Pasaja girdim.” Bu onun son sözleri idi. Saat 16:30’du.

Kazadan sonra, Ayhan Nevarsa, “ Telsiz anonsundan sonra, ikinci uçağı, yani Selim Yıldız’ı izlemeye çalıştım. Ancak kısa bir an görebildim. Uçak vadiye yakın, kanadın biri aşağıda, yani dönüşe geçmiş gibi olduğunu gördüm” diyecekti. Selim Yıldız bu dalıştan ne yazık ki çıkamamıştı. Çok sevdiği bir ilin sınırları içinde, Çok sevdiği yurdunun, sevgili ormanlarının söndürülmesi mücadelesinde, mesleği ile gurur duyan bir pilot olarak şehit olmuştu.

Sevgili Selim Yıldız’ın Ağabeyi, Öğretmen Alemdar Yıldız, gönderdiği elektronik posta da; ”Kaderi sanki İzmir’in Çiğli, Menemen ve Aliağa ilçesinde çizildi. Konuşmalarımızda havacılığı ve İzmir’i çok sevdiğini hep söyler dururdu. sevdiği yerde, ve sevdiği işte mutlu bir şekilde uçtu. Selim, sanki Ankara’da , Eskişehir’de, İzmir’de dolaşıyor, biz onu her an gelecekmiş gibi bekliyoruz. Her uçak geçtiğinde el sallarız ve mutlaka başımızı uçağa çeviririz. Sanki onu görürüz” Diyor.

Rahat uyu aziz şehidimiz. Ülkemin ormanları için ölen tüm şehitlerimizle birlikte. Emanet emin ellerde. Yeşil sevgisi ile dopdolu, yurtsever bir gençlik yetişiyor. Sizlerin ışığınızla aydınlanan yolda yürüyecek ve ülkesine, değerlerine sahip çıkacak bir gençlik.

Not: bu yazının hazırlanmasında yardımların gördüğüm, THK Basın Yayın Müdürlüğüne, Makine Öğretmeni Alemdar Yıldız’a, THK insan kaynakları Müdürü Salim Kaya’ya, Paraşüt öğretmeni Ömer Aydın’a, Pilot Tolga Kule’ye ve Pilot İlker Özgenç’e çok teşekkür ederim.

 
Toplam blog
: 182
: 2395
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

10 Kasım 1954 tarihinde doğdum. Sosyal Hizmet Uzmanıyım. Pilotum. (ultralight licence no:151)..