Rakamların dili var mı?

10 Kasım tarihli Hürriyet gazetesinde manşet "2005' de 3 milyon 800 yüzbin kişi, 2006' da 8 milyon 150 bin kişi, 2007 ilk on ayında 10 milyon 800 bin kişi" nin Anıt Kabir' i ziyaret ettiği şeklindeydi ve Atamıza "bu yıl yine rekor kıracağımızı" söylüyorduk. 11 Kasımda ise sadece bir günde yüzbinlerin ziyaret ettiğini yazıyordu yine Hürriyet. Birkaç yıl önce bende küçük kızım için özellikle 30 Ağustosta Anıtkabir' e gitmiştim. Gerçekten çok muhteşemdi. Ama işte burada duralım sayın okurlar. Benim gördüklerim, Hürriyet gazetesinin yazdıkları, verdiği rakamlar bir gerçeğin küçük bir bölümü. Bu rakamlar ile iyimser olmak olası değil.

Çünkü eğer bu rakamlar bir çoğunluğun sadece bir güne ve/veya sadece bir eyleme verilen değeri gösteriyor ise ve bunu olumlu yorumlayacaksak, o zaman en taze referandum sonuçları ile bir öncesi 22 temmuz seçimlerinin sonuçlarını nasıl yorumlayacağız ?

Halkımız eğer Atatürk' ü salt bir kurtuluş önderi olmaktan çıkarıp bir değer yargıları bütünlüğü olarak bu kadar benimsiyor ise yaptıkları nasıl açıklanacak. Biz o yıllarda "anayurdu baştan başa demir ağlarla ördük " diyorduk. Şimdi ise Ankara - Eskişehir arası hızlı tren inşallah faaliyete geçecek. (Tabi daha önce neredeyse birebir aynı güzergaha otoyol açılınca bu kadar para niye bu zamanda bu işe harcanıyor sorusu da bir başka acı nokta.) O yıllarda Atatürk orman çiftliği kurulmuştu. Sonra ne oldu? Ne kadarı kaldı ? O yıllarda sanırım İsviçre' den de daha önce kadınlarımıza seçme seçilme hakkı verdik. Şimdi bizzat o kadınlarımız ne yapıyorlar, biz onlara hangi rolü uygun görüyoruz. O yılların temel mantalitesi ne olursa olsun bağımsızlık, borçsuz olmak değilmiydi? Şimdi gerçek anlamda ne kadar bağımsızız, ne kadar borçsuzuz. (Kuşkusuz ki artık günümüz hakim kapitalist/liberal/demokrasi düzeninde borç ve bağımsız olma kavramları da değişti ama yine de bu değişim her ülke için oldu. Sonuçta biz onların arasında neredeyiz ? ) O yıllarda devlet eliyle yurt dışına öğrenci gönderdik, eğitilsinler dönsünler bize değer katsınlar diye. Bu şekilde nice değer gitti ve geri geldi ve birçok tesise imza attılar. Peki şimdi ne durumdayız. İtiraf edelim hadi bizi bırakın, en azından çocuklarımız gidip de gelmeme peşinde değiller mi? Evet sayın okurlar eğer biz Atatürk' ü salt bir savaş kahramanı , önderi olarak görmüyor, onu bir değer yargıları bütünlüğünün temsilcisi olarak görüyorsak ve bu rakamları bu görüşün bir sonucu olarak yorumluyorsak yineliyorum diğer rakamlar İtalyanlar' dan mı oluşuyor ?

Sayın okurlar üstelik sadece rakamlar değil bireysel genel davranış biçimlerimizde o ziyaretlerimizle hiç paralel değil. Sadece Anıt Kabir' i ziyaret, sadece türbana karşı olmak ama özde hiçbir şey yapmamak bizim içimize işlemiş. Lütfen aksini söylemeyin. Ziyaretçi sayısı kadar başka rakamlar da var.