Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Ekim '08

 
Kategori
Haber
 

Rakamlarla “Kapatma” davası…

Rakamlarla “Kapatma” davası…
 

Dün, Anayasa değişikliği ile ilgili “İptal” kararı üzerine yazdık…

Bugün “Resmi Gazete”de AKP’nin kapatılma talebi ile açılan davanın “Gerekçeli” kararı yayımlandı. O “Gerekçe”leri de teknolojinin olanaklarından yararlanarak bilgisayarımıza indirdik, harflerini küçülttük ve sonuçta 347 sayfayı bulan bir “Gerekçeli karar” metni ortaya çıktı…

Tabi kararı baştan sonra “İçimize sindirerek” okuma olanağına sahip olamadım. Ancak, çok önemli gördüğüm ve “Kapatma talebine gerekçe” olarak öne sürülen ve neden “Odak” olduğunu ortaya koyan bir bölümü var. Bu bölümde Başbakan Recep Tayyip ERDOĞAN, O zaman Dışişleri Bakanı olan Abdullah GÜL, TBMM eski başkanı Bülent ARINÇ, Bakan Hüseyin ÇELİK ile diğer milletvekillerinin, teşkilatın ve “Hükümet”in Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Anayasasında yer alan “Laiklik” ilkesine ters düşen beyan ve eylemleri tek tek sıralanmış…

Rakamlara baktığımızda Başbakan’ın 61 beyanı, Bülent ARINÇ’ın 16 beyanı, Abdullah GÜL’ün 10 beyanı, Hüseyin ÇELİK’in 9 beyanı, diğer milletvekillerinin 50 beyanı, teşkilatın 18 beyanı ve “Hükümet” olarak da 14 beyanı “Laiklik ilkesine” aykırı bulunmuş.

Bir başka ifade ile AKP içinden, tespit edilebilen ve iddianameye giren 178 beyanat, “Laiklik ilkesine” aykırı bulunmuş.

Anayasamızın 68. Maddesinin 4. Fıkrasında “Temelli kapatma” ile ilgili ifade şöyle…

<ı>“Siyasî partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve lâik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.”

Anayasa Mahkemesi’nin 6 üyesi, yukarıdaki maddeyi dayanak alarak “Temelli kapatma” yönünde irade bildirirken, diğer 4 üye AKP’nin beyanlarının da ötesinde, “Ülkeye hizmet” yönünden eylemlerine bakarak “Hazine yardımının kesilmesi” yönünde irade bildirmiş, bir üye de dav anın “Reddi” yönünde irade bildirmiş…

Yani…

Ekseriyet, bir başka ifade ile Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden 10 üyesi “Evet… Laiklik ilkesine karşı beyanları, kapatılmayı gerektirir” derken, bir üye “Yok… Kapatılmaz” demiş…

İçlerinden 4 üye “Evet, kapatılması gerekir ama, diğer taraftan da hizmet yönündeki icraatlarına bakarak şimdilik hazine yardımından mahrum bırakalım” demekle yetinmişler…

Sonuca bakıldığında, Anayasa Mahkemesi, AKP yöneticileri, milletvekilleri ve Hükümetin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anayasasının 2. Maddesine aykırı davranışlar içinde olduğunu ortaya koymuş bulunmaktadır.

Yani…

AKP’nin, yöneticilerinin, bazı milletvekillerinin ve Hükümetin siciline bir “Sabıka” kaydı düşülmüş bulunmaktadır. Şu anda Türkiye Cumhuriyeti’nin “Sabıkalı” olan bir parti yönetmektedir.

Bu “Yönetim Tarzı” da ancak üçüncü dünya ülkelerinde olabilecek bir şekildir.

Yazımı bağlarken, Anayasa Mahkemesi’nin “Gerekçeli kararı”nı da dikkate alarak şöyle bağlamak istiyorum…

Karar, çok açık ve net… Hele bir de DTP hakkında açılan dava sonuçlandığında da göreceğiz ki, ülkenin sorunları ile uğraşacağımız yerde, biz başka yerlerdeyiz…

Ülkede uğraşacak sorunlarımız dururken, gerek devletin niteliğini değiştirmeye yeltenmenin, gerekse ülke genelinde kargaşa yaratmanın bir anlamı yok…

Türkiye Cumhuriyeti Devleti kurulduğundan bu yana geçirdiğimiz süreçte geldiğimiz noktaya bakın bir. Eğer sizi bu noktada bulunmak sevindiriyor ise, bilin ki yanlış noktada seviniyorsunuz.

Sevineceğimiz nokta, birlik ve beraberlik içinde gerek tarımda, gerekse sanayide, gerekse diğer sektörlerde gelişme noktasında olmaktır.

Acaba bu noktaya nasıl geleceğiz?

Düşünmemiz gereken bu değil mi?

O halde, bir de bu noktadan bakarak düşünmeye çalışın, bakalım varacağınız sonuç ne olacak?


DİP NOT: "Gerekçeli Karar"ın tamamını okuyunca daha yazarız...

<ı>
25 EKİM 2008

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..