Rakip takım antrenörü gibi davranan bir adamdır artık Aykut Kocaman, zorla kalbimize nakledilmiş

Öylesine yorgun ve bitkin ayrılıyorum ki artık maçtan, sahada koşan!!! adamlar kadar bezginim. İnsan bedenen yorgunluğunu şöyle sıcak bir çayla, şöyle uzanarak giderebilir, bu kolaydır ama ruhen yorgun olmak beter bir duygu. Mustafa Denizli zamanında çok simgesel bir cümle sarf etmişti.’’İçimizdeki İrlanda’lılar!’’ Şimdi içimizde ki ‘’Aykutçular’’ sayesinde günden güne eriyip azalmaktayız. Transfer hayalleri ile gelmeyen futbolcu üzerinden şampiyonluk Kupasına don biçmeye çalışan bir acayip yönetim ve uyutulan milyonlarca Kanarya Yüreği…Yok hayır gelse ne olacak ki?! Tam her şey bitti, kara göründü derken, yeniden girdaplara rota çizmek. Aykut Kocaman kaptanlığında kayalıklara bindirmeye devam ediyoruz. Ama nasıl bir zevktir ki bu, mürette’bat ne kadar memnun ve mesut. Sahada ki rezilliğin, gündemini değiştirmek için habire pompalanan transfer haberleri. Pompanızı yalan transfer haberleri yaymak için değil, batmakta olan geminiz için kullanın! Evet batıyoruz… Günden güne azalıyoruz. Maddi azalımlar geri gelebilir ama  manevi olarak bitiyoruz. İnanç sıfıra indi. Kendi evinde düşmemeye oynayan bir takıma karşı uzatılan 5 dakikalık boru sayesinde son anda kurtarılan 1 puan! Aslında bu 1 puan değildir olsa olsa şampuandır. Aykut Kocaman’ın kafasını yıkaması gereken şampuan. Çünkü saçlarını kaplayan yağ oranı fazlası ile çoğalmış. Bir güzel yıkansın bu boru şampuanıyla, belki hücrelerine oksijen gider de Futbolu görmeye başlar. Bu şampuan göz yakmıyor, yürek yakıyor ancak…

Kendi evinde tek forvetle oynama inadını , -ki artık bu inatlıktan çıktı sabotaja girdi- gösteren bir ödlek kaptandan nasıl bir zafer beklenebilir ki?...Korkunun ne ecele ne de 3 puana bir faydası var. Bunu anlamak için demek koca bir yılın ve milyonlarca euronun heba edilmesi gerekecekmiş. Kim için Morinho için mi? Ferguson için mi? Guardiyola için mi? Hayır, Aykut Kocaman için çünkü bizimki onlardan çok büyük bir taktisyen!!!... Rakip Takım antrenörü gibi davranan, bir adamdır artık Aykut Kocaman, kendi kalbimize zorla nakledilen! …

Bu kaçıncı spazm, bu kaçıncı kriz? Bu beden daha ne kadar dayanacak? Aziz Yıldırım’ın yemeğine birisi ilaç mı koyuyor? Halüsinasyon mu görüyor? Yoksa biz miyiz camia olarak narkoza yatırılan!

20 Ocak Benim doğum günümdü. Aldığım şu hediyeye bak! Alem Kadıköy’e Boru Döşüyor ama bizim bir Boru Anahtarımız yok, bu kadar pahalı elemanın içinde!...