Rakipleri yanınıza çekmek istiyorsanız en fanatikten başlayın; çünkü onun gideceği yer kalmamıştır

Rekabetin söz konusu olduğu durumlarda karşımıza çıkan bir şey ve de bugün tam tersi yapılıyor. Mesela bir partinin vekillerini ya da taraftarlarını ayartma diyebiliriz buna. Keza sporda taraftar kazanma ile iş hayatında kişi ve kurumların desteğini alma halleri.

O yapıya (partiye, takıma, kuruma)çok bağlı (fanatik) kişiler yerine dışarıda kalan (sempatizan) taraftarlarını öncelikle elde etmek düşünülür. Gerekçe olarak da henüz o yapıya girmedikleri, akıllarının karışık olduğu vs öne sürülür. Daha kolay ikna edilir denilir. Gerçekten de öyle görünüyor.

Ama aslında böyle değildir. Her şeyden önce sempatizan durumundakiler henüz bir yere ulaşmamışlardır; yani kurtuluşa ermemiş ya da duvara toslamamışlardır. Size gelseler bile aynı yere geri gidebilirler. Fanatikler yolun sonuna gelmişlerdir ama içlerinde gittikleri yolla ilgili tereddüt varsa geri döneceklerdir.

Dikkat edilirse davaya en yakın kişiler ihanet eder. Bazen davayı başlatan kişinin kendisinin bile ayrıldığı görülür. Çünkü bunlar fanatiktir ama duvara tosladıklarını anlamışlardır. Karşıt görüşlü kişileri yanınıza çekmek istiyorsanız en fanatikten başlayın, çünkü onun gideceği yer kalmamıştır. Dahası fanatikler, lider konumundakiler en önde ya da olayın içinde oldukları için gerçeği daha önce görürler. Artı sempatizanlara göre daha cesurdurlar.

Diğerleri emir kuludur, ayrılması gerektiği zaman dahi bunu yapamazlar. Bir diğer konu lider kadrosundan ya da fanatik olanlardan yanınıza çekmek istedikleriniz yalnız gelmezler, beraber hareket eden başkalarını da yanına takarlar. Cengiz Han’ın ordusunu kendi tarafınıza geçirmek istiyorsanız bunun en iyi yolu Cengiz Han’ı kandırmaktır. İnsanlar bu görüşe katılmayabilirler, ben böyle düşünüyorum.