Ramazan' da vatandaş sömürüsü!

On bir ayın sultanı Ramazan; Kur’ an bu ayda indirilmiştir, içinde bin aydan daha hayırlı olduğu bizzat Kur’ an tarafından açıklanan Kadir Gecesi yine bu aydadır.

Müslümanların nefis terbiyesi yaptığı, geçmiş günahlarının mizanını çıkarttığı Ramazan, bu nedenle tövbelerin de en fazla gerçekleştiği bir kutlu aydır.

Öyle bir kutlu aydır ki Ramazan, sonunda mağfiret ve bayram vardır…

Ancak…

Son yıllarda olduğu gibi Ramazan ayı bu yıl da başta belediyeler olmak üzere, iktidar partisi, birkaç malum siyasî parti ve bazı din odaklı çevrelerce dinin sömürülmesi için bir araç haline getirildi.

İftar çadırları kuruldu, televizyonlarda din ağırlıklı yayınlar yoğunlaştı, gazeteler kupon karşılığında dua ve benzeri kitapları dağıtmaya başladı.

Ne yazık ki Ramazan, bir takım malum çevrelerce yapılan gösterişe kaçan hayırlar nedeniyle Müslüman’ın özellikle yoksul Türk halkının en fazla aşağılandığı bir ay olma özelliğini bu yıl da korudu

Bu yılda iftar çadırları günler öncesinden reklâm edilerek halka duyuruldu. Belediyeler tarafından orada yaşayan zengin, yoksul ayırt edilmeksizin tüm vatandaşların cep telefonlarına mesajlar gönderildi.

Bu çadırlarda bazı siyasilerimiz yine yanlarına televizyonları da alarak halkla birlikte iftar açmaya, sahur yemeğe başladılar!

Sayın Başbakanımız ve pek sayın eşleri yoksul evleri ve iftar çadırlarını gezmeye başladılar, televizyon kameraları ile birlikte!

Beş yıldızlı otellerde yine beş yıldızlı vatandaşlar, beş yıldızlı yakınlarına, eş ve dostlarına beş yıldızlı iftar yemeği (!) vermeye başladılar. "... birbirlerini ağırlar" misali.

Televizyon kanalları birbirleriyle yarışırcasına ilmihal ve hurafe ağırlıklı programlar yapmaya başladılar.

Bir televizyon kanalındaki program ise tıpkı magazin programlarında olduğu gibi bir uygulama başlatmıştı. Programda sunucu vatandaşa şöyle bir duyuru yapıyordu;

“Gusül abdestinin üç şartını bilen izleyicimize hediyelerimiz var. Hediye kazanmak için lütfen filanca numarayı arayın!”

Bir diğer kanalda iftar çadırından canlı yayın, bir diğerinde tam bir sektör haline gelen ilahî gurupları, bir kanalda boğazda bir tekneden canlı yayın, v.s. v.s.

Büyüklerimiz hayır yaparken, “Sağ elin verdiğini sol el görmeyecek” derdi. Eskiden insanların gururlarının incitilmemesi için yemekler akşam veya gece dağıtılırdı. İnsan onuru ve gururu gösterişten önemliydi.

Şimdilerde ise hayırlar, televizyon kameraları eşliğinde, cep telefonları mesajları ile ilan edilerek, üst geçitlerde afişler asılarak ve davullu zurnalı olarak yapılıyor!

Günümüzde Ramazan ayı ne yazık ki Türkiye’de din istismarının doruklara tırmandığı bir aydır.

Ramazan ayı Müslüman’ın duygularının en üst düzeyde sömürüldüğü bir aydır.

Ramazan ayı yoksulluğun en fazla politika malzemesi yapıldığı bir aydır.

Ramazan ayı, eski Ramazanları yaşatacağız bahanesiyle insanların çevreye zarar verdiği, çevre kirliliğine sebep olduğu bir aydır. (Tarihî Sultanahmet’te her yıl ortaya çıkan çevre katliamını andıran görüntülerde olduğu gibi.)

Ramazan’ın her yıl olduğu gibi bu yılda fena halde siyasete âlet edildiği gözlemleniyor.

***

Bütün bu olumsuzluklara rağmen paylaşmanın ve dostlukların arttığı bir aydır Ramazan.

Her şeye rağmen bir bereket ve sevgi ayıdır Ramazan.

Değerini bilmek gerek.

Kutlu olsun!