Ramazan bayramı

Merhabalar. Bir ramazan bayramını daha geride bıraktık. Ramazan bayramı bizler için 29 günlük oruçtan sonra mükafat değerinde. Bunların kadrini ve değerini bilmemiz lazım. 

Belki sizlerde farkına varmışsınızdır. Bu sene ramazan ayı tam sıcaklara denk geldi ve haliyle tutamayanların sayısı önceki senelere göre artış gösterdi. Bunları yargılamak ne bana ne başkasına düşer. Tutamayanarın çok olmasını görmek kendi açımdan daha da değerli kıldı tuttuğum oruçları. Bizim toplumumuz oruç tutamayan insanlara ya acıyarak ya kızarak bakar (istisnalar hariç). Bir hastalığı ya da bir nedeni olduğunu düşünmeden kendi kafasında yargılar ve idam sehpasına götürür. Herkesmi hasta, hayır...hepsinin bir bahanesimi var hayır... Bahaneler vardır, doktor sen tutamazsın dedi elinde sigarası yanarken, çok sıcak dayanamıyorum, akşama kadar klimalı odada vaktini geçirirken, tutmak çok istiyorum ama susuz kalamıyorum, güneşin altında çalışan binlerce kişiyi düşünmeyerekden bu ve buna benzer pişmanıklardan bahaneler üretilir. Bizim ülkemiz bahane istemez.Tutucaksın kardeşim o orucunu. Evet saçma fakat ülkemizin doğası bu. Halbuki Nasreddin hoca misali banane, sanane ilişkisi de çık işin içinden. 

Gelelim konu başlığımıza. Ramazan bayramı müslümanların bayramı. Orucunu tutan, namazını kılan, fakiri fukarayı gözetleyen insanın bayramı. İnançsız olan insanlar, oruçla namazla ilişkisi olmayan insanlar, elhamdurillah müslümanım söyleyipte müslümanlıkla alakası olmayan insanlar neden bu bayramı kutlarlar? Neden temiz kıyafetlerini giyip bayramlaşmaya giderler yada birilerinin bayramlarını kutlamalarını beklerler? Neden oruç tutmayıp bayramı kutluyorsun dediğimizde aslan kesilirler? Neden bayram tatillerine çok sevinirler? Bu nedenler sürüp gider. Ben bayramda kendi dikkatimi çektiği için bu satırları yazdım. Beş parmak nasıl aynı değilse her insanında aynı olmadığı bilinci ile yazdım. Umarım kimseyi kırmamışımdır.