Ramazan'da başka ne yapmak lazım?

Senede bir ay Ramazan'da oruç tutmak, bir çok insana değişik ve eğlenceli geliyor. Telâşı, neşesi, heyecanıyla iftar, insana farklı bir zaman diliminde yaşatan özellikleriyle sahur, mideyi biraz dinlendirme, bahaneyle biraz kilo vermeye çalışma, ya da tam tersine canımızın istediği her şeyden yeme, bazıları için iş saatlerinde biraz değişiklik, konu komşuyla, arkadaşlarla birlikte iftar yapmak, bunların hepsi Ramazan'ı bizim için farklı bir dönem haline getiriyor.

Peki Ramazan'da oruç tutmanın dışında ne yapmak lazım?

Normal şartlarda oruç tutmakla yükümlü olduğumuz bu ayda, artı bir takım şeyler yapmak zorunda değiliz. Yapılmaması gereken şeyler de bu ayda artmıyor. İnanan bir insanın yapması ve yapmaması gereken şeyler zaten belli. Bunların sadece bir ömür, 7 gün 24 saat uygulanması gerekiyor.

Televizyon proğramlarında, camilerde, vaazlarda hocaefendilerin en çok söylediği şeylerden biri de, Ramazan'da daha çok ibadet edilmesi gerektiği meselesidir.

Bizim müslüman halkımız ibadetten sadece namaz kılmayı ve oruç tutmayı anladığı için, özellikle kandil geceleri sabahlara kadar namaz kılmanın faziletine inanılır.

Namaz, kurallarına uygun olarak huzur ve huşu içinde, kalben kendini Allah'a vererek yapılması gerekli bir ibadettir. Bu şartlara uygun olarak üç-beş rekat namaz kılmak bile zordur. Saatlerce seccade üzerinde kalmak herkesin harcı değildir. Sadece belli hareketleri yaparak namaz kılıyormuş gibi davranmak da, bu ibadetten beklenen sonucu getirmez.

Kur'an okumak da bir ibadettir. Ancak Çoğumuzun Arapça bilmemesi, bizi onu okumaktan geri bıraktığı gibi, okuyanların da anlayamamaları yüzünden, bu okumalardan bir fayda da elde edilememektedir.

Kur'an'ın okunmasından amaç, onun anlaşılması ve uygulanmasıdır. Hepimiz pek çok şeyi bildiğimiz halde yapmayız. Bu yüzden zaman zaman bunları hatırlamak üzere başucu kitaplarımız olur. Okudukça hatırlar, tabi ya, bunu ben biliyorum, gayet de kolay, niye yapmıyorum ki, deriz.

İşte Kur'an'da yapmamız ve yapmamamız gereken şeyleri okudukça, bilgilerimizi tazeleyip hareketlerimizi ve davranışlarımızı düzenlememiz mümkün olacağı için onun okunması ibadettir. Bu açığı kapatmanın tek yolu herhalde Kur'an tercümelerini mutlaka elimizin altında bulundurmakla mümkündür.

Dinin üç ana unsuru vardır. İman, ibadet, ahlâk.

İman, kesin şekilde Allah'ın varlığına birliğine, her şeyi O'nun yoktan var ettiğine, insanlara doğru yolu göstermek için kitaplar, peygamberler gönderdiğine, melekleriyle sürekli bizi gözetim ve denetim altında tuttuğuna, âhiret gününe, kadere, hayır ve şer her şeyi Allah'ın yarattığına, öldükten sonra dirilmeye, Hz. Muhammed'in Allah'ın kulu ve elçisi olduğuna hiçbir şüphe duymadan kesinkes inanmaktır.

İbadet, yaratıcıya karşı, kul olmanın bilincinde olmak, bu bilinçle hareket etmek, bunu hiç unutmamak, bunun için namaz kılıp oruç tutarak, Kur'an okuyarak, kulluk şuurunu gündemde tutmak demektir.

Ahlâk da, bu bilgiler doğrultusunda hareket etmek, kendimize, diğer insanlara, topluma, çevreye karşı, iyi, güzel, doğru ve faydalı olan şeyleri yapmak, kötü, çirkin, yanlış ve zararlı şeyleri yapmaktan da uzak durmaktır.

Ramazan 'da oruç tutma dışında çokça ibadet yapılması demek, bu bilgilerin tazelenmesi, yinelenmesi ve hayat boyu uygulanacak şekilde bedenimize, ruhumuza nakşedilmesi, alışkanlık kazandırılması, âdeta bir aracın yıllık bakıma girmesi gibi, hal ve hareketlerimizin gözden geçirilmesi, edepli, ahlâklı, iyi bir insan olarak toplumda örnek alınacak hale gelinmesi demektir.