Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Erdoğan Özgenç DOST MECLİSİ

http://blog.milliyet.com.tr/erdoganozgenc

12 Temmuz '13

 
Kategori
İnançlar
 

Ramazan sohbeti

İftar çadırları, iftariyelikler, iftar paketi, iftar sofrası derken unuttuk aslında “ramazan sohbetlerinin” tarihin tozlu sayfalarına kaldığını…

Şimdilerin “ramazan sohbetleri” dini konular üzerine ki bir muhterem zatın televizyon kameralarına baka baka “Peygamberimizi” daha dün görmüş gibi anlatması beni duygulandırdı…
*** 
Bendeniz oldum olası insanların ayrı ayrı olduklarını, hele hele Müslümanlıktaki mezhep ayrışmasını anlamış değilim. 
Madem Tanrının birliğine inanıyoruz ve Tanrı bir ise bunca din ve mezhep neyin nesi…
İnsanoğlu hayvanlar alemi ve bitkiler gibi bin bir çeşit bir yapıda değil ki; İki ayağı iki eli iki gözü iki kulağı olan kimi esmer kimi sarışın kumral kimi de kapkara olan aynı tip yaratık…
Hatırlar mısınız çocukluğumuzda birbirimize sıkça sorardık; “Yedi delikli tokmak, bunu bilmeyen ahmak...”
Yani tek tip iki cins yarattığı “insan” toplumunu çeşitli din ve mezhepte toplama gayreti, bence doğanın yani kendi yarattığı düzenine de aykırı…
*** 
Evrenin, doğanın da diyebilirsiniz; bir kanunu var ve ister canlı olsun ister cansız her şey bu kanuna uymak zorundadır.
İnsanlar da; hangi dine mensup olursa olsunlar, ister Müslüman, ister Yahudi, ister Hıristiyan, ister Budist, ister Mecusi olsunlar veya bunlardan hiç birine inanmasınlar yani ateist olsunlar; Herkes evrenin yasalarına uymak zorundadır.
İnsanoğlu; Su içmeden, yemek yemeden ve uyumadan yaşayamaz. Korunmadan seviştikleri zaman çocukları olur. Köle gibi çalışırlar, hiç ölmeyecek gibi yaşamaya çalışırlar ama bir süre sonra mutlaka ölürler…
Ben hiç görmedim siz gördünüz mü bilmiyorum ama insanlar kollarını kuşların kanadı gibi kullanamazlar, uçamazlar. Özel bir alet kullanmadan suyun altında beş dakikadan fazla duramazlar,
Bir metre kare alan da on kişi yan yana gelemezler, üç beş metreden fazla yükseklikten atlayamazlar
Yemeden su içmeden yaşayamazlar, ağaç dallarına tüneyemezler, uzun süre tek bir gıda alarak yaşayamazlar…
***
Evren bu koyduğu kural için insanın dinine mezhebine bile bakmamış, hiç birine ayrıcalık tanımamış ister Müslüman olsun ister Yahudi ister Hıristiyan ister Mecusi ister Budist ister ateist ol hiç fark etmez, demiş. Hiç birinin bu kuralı çiğnemesine de izin vermemiş…
Zaten onların da gücü yetmemiş, her ne kadar uzaya gidilse de uzay da yürünse de ya da klonlama yoluyla koyun keçi sığır inekler çoğaltılsa da…
Hem insanlar klonlansa ne olacak ki aynı his aynı heyecanı veremedikten sonra…
*** 
Dünya ve insanlık tarihine bakınca neler neler görüyorsunuz, bilmem kaç milyar yaşında olduğu söylenen evrende…
Neler gelmiş neler gitmiş hangi canlılar yaşamış hangi canlılar kaybolmuş gitmiş şaşırıyorsunuz.
Dev gibi hayvanlar yaratılmış, küçücük bir değişim nedeniyle topluca kaybolup gitmişler dünya tarihinden “dinozorlar” gibi…
İnsanlığın tarihine baktığınızda da göreceğiniz şudur; Evren ya da Tanrının yasalarına göre hangi dine hangi mezhebe inanca bakarsanız bakın “insanlar” aynı kefeye konmuş. Bakmayın siz zengin fakir güzel çirkin diye ayrıştıranlara, inanan inanmayan diye hor görenlere,
İnsanoğlu doğacak büyüyecek inek gibi çalışacak yaşlanacak ve ölecek, o kadar ne bir eksik ne bir fazla…
Var mı hiç tanıdığınız Müslüman Hıristiyan, Yahudi, Mecusi oldu diye “ölümsüzlük” hakkı ya da yeteneği verilen…
*** 
Ne ilginç değil mi; hayata gelen herkes, ister Tanrıya ister inansın ister inanmasın ister dua etsin ister dua etmesin zamanı geldi mi göçüp gidiyor…
Sahneler hep aynıdır savaş halleri hariç; dört kolluyla uğurlama töreni…
Ağaçtan mı olur, demirden tunçtan altından mı gümüşten mi hatta tenekeden mi hiç fark etmez,
Hatta hiç olmasa da olur ruhun bile duymadıktan sonra…
***  
Kural bu Tanrıya inansanız da böyle inanmasanız da böyle, iyi ki Tanrı insanoğlunun keyfine bırakmamış bu kuralı…
Düşünsenize TBMM deki Anayasa yapmaktan bile aciz adamlar “insanların” ne kadar yaşayacağına onlar karar verecekti bu güzel ve mucize ülkemizde…
Sünniler 90 yıl yaşasın Aleviler 75 yıl… Niye; ben öyle istedim, sen kimsin “Diktatör…”
Allah korumuş hepimizi! Şükürler olsun…
*** 
Neyse ki bizim iman dolu yüreğimiz var, biz dua ediyoruz istiyoruz o da veriyor. Her ne kadar bazılarımıza verdikçe veriyor yürü demesi gerekenlere koş diyorsa da…
Ve “vuslat” vakti gelince de “sana sığınıyorum yarabbi sen de beni cennetine kabul eyle…” diye yalvarıyoruz.
Ne yalvarması adeta “pazarlık” ediyoruz…
Oysa sekiz milyar yaşa sahip dünya kurulduğundan bu yana ne cenneti cehennemi gören var ne de gidip de gelebilen…
*** 
İster iftar sofrası olsun ister olmasın, ister dev gibi sayısız camiler olsun olmasın ister uzaya gidin ister boşlukta yürüyün isterseniz de yirmi dört saat ibadet edin evrenin yasalarını değiştiremediğinize ve “yaratan” için hiç fark etmediğinize göre; galiba en doğrusu evrenin kurallarını bilmek ve Tanrı’nın mucizelerine inanmak…
Şaka maka bugün “Ramazan”ın dördüncü günü su gibi geçti! Bir Ramazan sohbetimiz de burada bitti.
 
Ömrünüz uzun sofranız bereketli ocağınız hep tüter durumda olsun, iyi akşamlar efendim…
 
 
Erdoğan ÖZGENÇ
 
Toplam blog
: 846
: 425
Kayıt tarihi
: 26.06.12
 
 

Emekli banka müdürüyüm ama kart vizitimde "insan" yazıyor. Adana'da ikamet ediyorum. Herk..