Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Temmuz '13

 
Kategori
Özel Günler
 

Ramazanınız mübarek olsun...

Ramazanınız mübarek olsun...
 

Hoş geldin Ramazan (görsel netten alıntı)


Günlük hayatın karmaşasında unutulan değerler Ramazan ayıyla birlikte hatırlanır. Eski ramazanları özlemle hatırlıyorum. Ramazan’ın gelişiyle evlere şenlik doğar, bereket yağardı. Ailenin tüm üyelerinin toplandığı iftar sofraları birbirinden leziz özel Ramazan tatlarıyla donatılırdı. Rahmetli Anneciğim muhakkak kadayıf dolması yapardı. İftarda ayran çorbası, ekşili yaprak dolması, yumurtalı  veya pastırmalı kıyma, pirinç pilavı, kaysefe (kuru siyah eriğin az suyla tere yatağında pişirilmiş hali) ve çeşitli sebze yemekleri yapardı. İftar yer sofrasında yapılırdı. Büyük sininin etrafında minderlere oturur, topun atılmasını beklerdik. Sofranın muazzam görüntüsü nefis yemek kokularıyla birleşince, insanda bir imrenme duygusu yaratırdı. Top atılır atılmaz da yemeklere hücum edilirdi. İftariyeliklerle başlayan iftar yemeği hep birlikte kılınan akşam namazıyla ara verilirdi. Namazdan sonra iftar sofralarında değişmez ilk yemek; et veya tavuk suyuyla hazırlanan ayran veya şehriye çorbası. Ramazan’ın vazgeçilmez yemeği pastırmalı veya kıymalı yumurta ise sahanlar içinde yanında mutlaka Ramazan pidesiyle sunulurdu. Daha sonraki yemekler etinden sebzesine, pilavından böreğine ev sahibinin gücüne göre yapılan lezzetlerdi. Anneciğim su böreğini sık, sık yapardı. Kuru meyvelerden yapılan hoşaflar, Kadayıf dolması, 60-70 kat yufkadan oluşan baklava, kazandibi, kabak tatlısı, keşkül ve Ramazan’a has bir tatlı olarak bilinen gül kokulu güllaç ise iftar sofralarının vazgeçilmez tatlılarıydı. Şerbet ve şuruplar, boza ve salep de önemli Ramazan içecekleriydi. Rahmetli babacığım sık, sık dışarıdan bulduğu yoksul kimseleri alıp iftara getirirdi, bu davranış bir saygı gereğidir. Akraba ve dostlar muhakkak iftara çağrılırdı. Rahmetli dedem Ramazan arifesinde ambar ve kilerleri yiyecekle doldururdu. Top atılınca önce büyükler su ile orucunu açar, arkadan çocuklar oruçlarını açarlardı. Yemeklerden sonra mis semaverde demlenen çaylar içilir, erkekler teravihe giderlerdi. Oruç tutan çocuklara iftariyelikler verilir, çeşitli kuru yemiş ve şekerlemelerden oluşan iftariyelikler bez torbalarda muhafaza edilirdi. Eski ramazanlar yaşanmıyor artık, çünkü insanların yaşam tarzları değişti, çok kimse sağlıksız. Oruç tutmayanlar kefaretini veriyorlar. Eski ramazanları arıyoruz. Tüm İslam aleminin ramazanları mübarek olsun.

NAHİDE ÇELEBİ
 

 
Toplam blog
: 1977
: 1045
Kayıt tarihi
: 25.11.08
 
 

Erzurum doğumlu, Ankara'da yaşıyor. D.T.C.F mezunu, emekli lise öğretmeni, evli, 2 çocuklu. "İsya..