Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '11

 
Kategori
Ramazan
 

Ramazanlaşma

Ramazanlaşma
 

namazlaşan bayram ve oruçla gelen İslam


Güzel bir bayramın ardından geçen her yıl daha güzel bir ramazan ve bayram yaşandığını görüyor ve seviniyorum. Önceki yılları yani 1970 li yılları hatırlayınca, sahurda bir kuru peksimet ve iftarda çorba ile erişte yiyip ertesi günün orucuna hazırlanmak vardı. Şimdi mükellef kahvaltılı bir sahur ve en az 5 çeşitten oluşan iftarlar her evin normal ramazan sofraları oldu. Allah daha zenginlik ve daha cömertlik nasip etsin. Zira o yıllarda ramazan ayında bir kez iftara kabul edilen misafirlerin yerini şimdi en az 10 akşam misafir kabul etmeye dönüştü. Şehrin değişik yerlerinde kurulan iftar çadırlarında sorgusuz sualsiz iftar etmeler ne güzelliktir. Zenginlerin bile fıtır sadakasını en küçük meblağdan verdiği yıllardan orta hallilerin bile 2 hatta 3 katıyla verdiği günlere geldik. Bunlar ramazan ve bayramın güzellikleri ve yardımlaşma duygusunun arttığının göstergeleri. Dünyanın en fazla camisi olan ülkesi olduğumuzu düşünüyorum. Bu camiler doluyor ve yer bulamayanlar avluda namaz kılıyorlar. Bu ise ibadet ve dini duygulardaki gelişmenin göstergesi. İnsanlar dinden uzaklaşınca medeni olacaklarını sana dursunlar dünyanın en cömert ülkesi yine Türkiye oldu. Bir ayda 300 milyon dolar yardımla Afrika ülkelerinin yanında yer aldı. Bu para belki oralarda onlarca fabrika, okul ve hastane de açabilecektir. Batı ülkelerinin köle yaptığı, açlığa mahkum ettiği ve çatışmalarını sağlayarak doğal kaynakları yürüttüğü bir dünyadan yaraları saran, onlara yardı eli uzatan, zenginleşmeleri için yatırım yapan bir Türkiye yanlarında artık. Bayram ziyaretleri ve mesajları her yıl artarak devam ediyor, bu durum ulaşımın sıkıştığı yollardan ve bütün yatırımlara rağmen mesaj sayısının kilitlenme safhalarına geldiğinden anlaşılmaktadır. Evlere giden sini sini baklavalar, börekler, şeker ve çikolatalar bayramın tam hissedilmesini sağlıyor. Allah nice güzel, bereketli, sağlıklı ramazanlar ve bayramlar nasip etsin.

Diyanet işleri başkanlığına sayın yetkili ülkemizde coşku ve heyecanla yaşanan ramazan ayı geride kaldı ama size camilerimizde olması gereken bazı eksikleri ileterek gelecek için tedbir alınması konusunda yardımcı olmak istedim.

1. Özellikle yaz aylarında bulunmamız hasebiyle büyük küçük tüm camilere alınan kocaman klimalar bu cihazlara yakın olan cemaati hasta etmektedir. 18 yaşında iki oğlum ve 45 yaşında bulunan ben arefe gününden itibaren hastalanıp ilaçlar kullanmaya başladık. Büyük oğlum ise hastanede tedavi görmek zorunda kaldı. serum ve iğnelerden sonra ayağa kalkabildi. Dışarıda 30 derece sıcak varken cami içi 21 dereceye indiriliyor. İnce tişörtle camide bulunan cemaatin bu durumda 4 yandan esen klimalar ile çarpılması normal oluyor. Kışın sıcağı 24 dereceye çıkarmaya çalışan imamlarımız yazın neden 21 dereceye indirmeye çalışıyor anlamıyorum.

2. İmamların pek çoğu (bu ramazanda 7 ayrı camide teravih kıldım) camilere akın eden çocuklara kızıyorlar. Onları namaz öncesi veya sonrası şeker, gofret veya başka hediyelerle kazanmaları ve sessiz olmalarını sağlamaları hem onlarında namaza alışmalarına hem de büyükleri rahatsız etmeden orada bulunuyor olmalarını sağlamak gerektiği kanaatindeyim.

3. Camilerde en iyi namaz kılan cemaat seçimleri yapılabilir. Bu ayın en iyi namaz kılan 2 cemaati müezzin mahfiline alınarak ödüllendirilebilir. Bu durum diğer cemaatin daha düzgün ve dikkatli namaz kılmasını sağlayabilir. Zira dakikada 4 rekat kılan insanlar var namazları heba olmasın dikkatinde olmamız gerekir. Belki bazı camilerde bunlara 3 ay üst üste ayın en iyi namaz kılanı seçildiğiniz için size çeyrek altın hediye ediyoruz denilerek ödüllendirilenler bile olabilir.

4. Camilerimiz en güzel vaaz ve nasihat yerleridir. Bu konuda yetişmiş imamlarımız da çoğalıyor elhamdülillah bu nedenle Cuma ve ramazan gecelerinin vaat, sohbet ve hutbeleri mutlaka eğitici ve öğretici olmalı. İmamların halı, kilim, klima, avize merakı ile sürekli şunu yapacağız para demeleri engellenmelidir. Özellikle iman, ibadet, ilmihal, adap ve edep bilgilerine ihtiyaç bulunmaktadır. Hele hurafelere olan ilgiyi azaltmak için ayda bir Cuma konusu yapılsa yeridir. Zira bir gün bir yaşar çıkıp teravih yok dediğinde, başka biri horoz kurban olur dediğinde bunların silinmesi aylarca nasihat gerektirebilir.

5. Son olarak özellikle teravih namazları önem arz etmektedir. Zira yeni namaza başlayanlar bile öncelikle bu namaza geliyorlar. Bu yeni insanlar namazı bu kadar hızlı kılmaya alıştıktan sonra 20 sene bu hızda devam edeceklerdir. Biz onların öğreneceği efdal namazı öğrettiğimizde namazın canına okumadan insanları hakiki namaza alıştırmış ve öğretmiş olacağız. Hele bir solukta okunan Fatihaların ne okuduğu anlaşılmayan imamların teravih namazları da kabul dairesinden dışarı düşerse o cemaate yazık olduğu gibi o imamda bunun vebalinden kurtulamayacaktır. Cemaat öyle istiyor sözü tamamen yanlış bir düşüncedir zira namazı cemaat değil Allah istiyor ve emrediyor O’nun istediği gibi değil filanın istedği gibi namaz kılmak asla savunulacak bir husus olamaz. Sizleri gördüğüm bazı konularda bilgilendirmek ve üzerimdeki vebal yükünü paylaşmak istedim selam ve hürmetlerimle.

Muammer MURAT

İnsan Kaynakları Yönetim Danışmanı

2.9.2011 

 
Toplam blog
: 163
: 4552
Kayıt tarihi
: 03.09.07
 
 

1965 yılında Erzincan'da doğdu, İzmir'de yüksek eğitim alıp, devlet memuru oldu. 5 yıl süreyle bi..