- Kategori
- Dilbilim
- Okunma Sayısı
- 43
Rasim Şimşek öğretmenimizle yıllar önce yaptığımız söyleşiden (Nisan 1990)

KIYI, EYLÜL 1990,TRABZON
“Kişi kendi diliyle düşünür.” Gerçeğinden yola çıkarak dil – düşünce ilişkisini, Türkçe Anlatım adlı yapıtınızda ele alıp işlemişsiniz. Bunu, izleyiciler açısından değerlendirir misiniz?
DİL DÜŞÜNCE BAĞLANTISI
Bir dilbilimcinin (A.Dilaçar) dediği gibi, “Dünya, bireyin ruhunda bir sözlük gibidir; o onu anadiliyle okur.” Bu nedenle, bireyin düşünme yeteneğinin gelişimi ile anadili arasında doğrudan bağlantı vardır. Başka bir deyişle, kişi, ancak anadilinin kendisine benimsettiği düşünme düzeni içinde verimli düşünebilir. Çünkü, kişi ancak kökleri bilinç altına varan anadili sözlerinin aydınlığında nesneleri, kavramları açık seçik görebilir; ancak bu ortamda duruluğa erebilir.
Bizim anadilimiz Türkçedir. Biz birey olarak da, ulus olarak da Türkçeyle onun kavramlarını belirtme, yargıları bildirme arasındaki bağı çok iyi kavramak ve bunu sözümüzde, yazımızda yaşamak durumundayız. Çünkü açık seçik düşünmek, düşünceyi yardımcı kılmak; kısaca dil içinde kendini var etmek buna bağlıdır. İsmet Zeki Eyüboğlu’nun dediği gibi: “ Bizim dil konusundaki başarısızlığımız, kavramlarla dil arasındaki kopmaz bağı göz önünde tutmayışımızdan ileri geliyor. Dili, kavramlardan ayrı bir varlıkmış gibi düşünüyoruz. Dil bir yanda, kavram bir yanda kalıyor.”
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Dil, ulusu oluşturan en önemli öğedir. Başka bir deyişle,ulus olmanın temelidir. Ulusun oluşmasında “dil birliği” en önde gelir.Bir ulusun yaşama biçimi, dünyaya bakışı, inançları, gelenekleri,kısacası ulusal ekin (kültür )değerleri,yaşam biçimi dil aracılığıyla aktarılır. Bir ulusu ayakta tutan, onun varlığını ve devamını sağlayan, ulusal bilinci besleyen, bir ulusun bireyi olma tadını veren ve bireylerini birbirine yaklaştırarak onlar arasında birlik yaratan öğe olarak dilin, ulus yaşamındaki yeri çok önemlidir.Dil,insan topluluklarını bir kitle,bir yığın olmaktan kurtararak onları aynı duygu,düşünce,ülkü biriliği çerçevesinde toplar;ulus olma bilincine erdirir. Öyle ki ulusun varlığı, büyük oranda dilin varlığına bağlıdır.Dil, ulusal varlığın damgası ve ayrılmaz bir parçasıdır.Ulusu oluşturan öğelerin başında dil gelir.Dilini yitiren ulus,benliğini,kökünü unutur; başka bir ulus içinde erir ve kendini,içinde eridiği ulustan bilir.”(Aksoy,Çağdaş Türk Dili,S.71,s.51)
Hüseyin Başdoğan 29.03.2014 0:09