- Kategori
- İlişkiler
- Okunma Sayısı
- 1196
Rastgele...

Bazen öyle insanlar girer ki hayatlarımıza, öylesine esir alırlar, öylesine çekerler ki bizi kendi girdaplarına ve öylesine tanıdıktır ki her şeyi, bizim o yörüngeye girmekten başka bir şey gelmez elimizden. Gözlerinizdeki ışık onun ışığıdır adeta. Sesinizdeki buğu onun yarattığı mucize. Sol tarafınızda taşıdığınız yürek onun yüreği. "Hastanede karışan bebekler misali… Ondan alıp yanlışlıkla size taktıkları… "
Belki oturup konuşamazsınızdır bile bir kez olsun doya doya. Belki paylaşamazsınızdır bir bardak çayın ağzınızda bıraktığı o bordo kızıllığı, sıcaklığı aynı göğün sonsuzluğunda. Çimlerin ıslak buğusunu da katarak içine ve yayılarak yeşilliğince. Belki hiç dokunmamış, saramamış, sarılamamışsınızdır doyasıya gözleri gözlerinize değende içinizde depremler yaratan o tene. Belki hiçbir tılsım üretmez, yangınlar çıkarmaz, buzulların donduruculuğuna emanet ettiği, ipotek altına aldığı ellerinin sıcaklığı size değende. Ama bilirsiniz ki yüreğinizde yanan onun ateşi, onun yangınlarıdır. İyice birikip, iyice ağırlaştığında omuzlarındaki yük, taşıyamadığında artık, kendini koyuverip, çırılçıplak kaldığında hissedersiniz ayaklarınızın ucuna kadar akıp gelen iç çekişlerini, çaresizliğini ve yalnızlığını.
Yolunu kendi bulan dingin sular gibidir adeta. Dökülür gelir de ayağınızın altına o ezgiler siz eğilip toplayamazsınız . Okyanuslarca ağlar, gecelerce susar, yıldızlarca parlar, gökkuşağı gibi açarsınızda yüzünü görende; esemez, yağamaz, çağlayamazsınız doruklarca. Hepsi bir kafesin içine tıkılı kalmaya mahkûm kanadı kırık serçeler gibi susar. Kurutulmuş patlıcanlar gibi sallanır durur boşlukta. Hiç doğmamış bir bebeği sabahlarca sallayıp duran anne gibi ağıt yakar hasretlere.
Bir tek şarkılar avutur sizi. Bir tek türküler. Onlarda olmasa yığılır kalırsınız çaresizliğinin üstüne. Yığılır kalır ayaklarınızın dibine. Oysa perde perde yayılan, duvarlarca kanayan, okyanuslarca taşan o ezgiler bir tek size aittir. Kimse bilmez. Herkes sahiplenir. Ya da siz öyle sanırsınız.
Ve alır o ezgiyi tamamlarsınız şairin dizelerinde. Bir akşam vakti bir radyo mikrofonunda… Yarımları bir edip bütünleştirmek istercesine… Onunda sizinle aynı şarkıya ağladığını bilerek ve titreyerekten sesiniz salıverirsiniz gecenin boşluğuna. Rasgele…
Nefesi nefesinizde, yüreği yüreğinizde…
Yatar gül harmanı gibi
Canımın dermanı gibi
Her yanında çiçek açmış
Binboğa Ormanı gibi
Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine
***
Elin ellerime değse rasgele
Parmağın, parmağıma
İçimden yıldızlar uçuşur
Sana, taaa sana
***
Canım sese mi geldin
Kadem basa mı geldin
Sağ olsam gelmez idin
Öldüm yasa mı geldin
Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine
***
Gözlerin
Gözlerime değse rasgele
Dizlerin, dizlerime
Yağmurlar yağar içime
Taaa içime.
***
Saçın yüzüne perde
Yüreğim düştü derde
Ayak üstü duramam
Seni gördüğüm yerde
Nesine yar nesine
Ölürüm ben sesine
Bir daha vursa idi
Nefesim nefesine
***
Bir soluğun değse,
Bir dudağın değse yüzüme
Bir daha
Bir daha değse
Ve bir daha değse
Rasgele...
Diyerekten bütünleşirsiniz gecede. Yalnızca o ve siz.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Belkide onlar; bizim sessiz kalan yanlarımızı dile getiren aynalardır...baktıkça kendimizdeki gölgeleri gördüğümüz aynalar...Yüreğine sağlık arkadaşım. Sevgi ve ışıkla, Ayna
Ayna 31.05.2008 12:57- Cevap :
- Sanırım öyle Ayna. Sanırım öyle. Sevgiler 31.05.2008 13:46
Aha içince ben de böyle yazmak istiyorum, ama sonra bi bakıyorum bokumlan kavga etmişim :))
silik 21.05.2008 14:33- Cevap :
- O zaman bir de içmeden yazmayı dene:)) bence... Sevgiler 21.05.2008 14:57
Güzel olanıda bu değil mi?aniden,birden sessizce gelirler... geldikleri gibi giderlermi acaba?:)))) ne dersin ?eline sağlık öpüyorum seni ablam...
CANSİN 17.05.2008 21:38- Cevap :
- Orası muamma. Biz gittiğimiz gibi döner miyiz orası da var:)) Sevgilerimle 17.05.2008 22:23
Duyğu böyle birşeydir işte.Apansızca gelir. Ağlayan bir çocuk görürsünüz içiniz sızalar Yaşlı bir adam görürsünüz yolda zor yürüyen..Yüreğiniz ''Cız'' Eder.Çok güzel anlamlı bir yüz görürsünüz, öylece seyretmek geçer izinizen.Bütün bunları yaşayabilmek, her insana özgü değildir. Bilirmisiniz? bir belediye otobüsünde yerinden kalkıp bir muhtaca yer veren gençe gıpta ile bakarım..Onur duyarım kucaklayıp öpesim gelir..İşter bunlar böyle birşey.. Yüreginiz açık olsun.
Ali Sönmez 17.05.2008 21:10- Cevap :
- Tıpkı dediğiniz gibi Ali Bey. O kendinden yaşlıya yer vermek pek idrak edilemiyor ama edenlerde var tabii. Bazen bizimde gençlere ön yargılı yaklaştığımız olmuyor değil ama... Hasta olabilir, morali bozuk olabilir. Ayakta duracak takati olmayabilir. Fakat genç ya... Biz ille de yer vermesi gerektiğini düşünürüz. Bir kere öyle oldu çünkü bana. Bir şey demedim ama içimden geçirdim. Terbiyesize bak diye. Bir hayli yaşlı bir kimse ayakta duruyordu gençte karşısında oturuyordu. Hatta kucağında 3-4 aylık bebekle yine ayakta giden bir anne vardı. Benim de ister istemez gözlerim gence kayıyordu. Meğer sakatmış. Ayağa kalktığında fark ettim ve iyi ki bir şey dememişim dedim. Ben pek tekin duramam çünkü. O gün sabredeceğim tutmuş. İyi de olmuş. Bu spesifik bir örnek ama bazen bunları da göz önüne almamız gerekir diye düşünüyorum. Yürek açıklığına gelince.. Kapatacak bir tılsım varsa bildiğiniz rica edeyim:)) Sevgi ve saygılarımla... 17.05.2008 22:32